(FİNAL) Gold and Obsidian

4K 220 51
                                    

Yazar: fauxglitter
Çeviri: Mona

"Güzel hissettiriyor."

"Ne?"

Baekhyun, Chanyeol'un yüzündeki komplocu gülümsemeye tek kaşını kaldırarak ona muzip bir ifadeyle baktı. Chanyeol bağlı ellerini dudaklarına tuttu ve gözlerini kapattı.

"Bu," diye mırıldandı, dudaklarını Baekhyun'un parmaklarına hafifçe gezdirerek. "Biz," diye usulca devam etti, fısıltıyla nefesini vererek.

Baekhyun yanıt olarak
kendi hüzünlü gülüşünü takınarak mırıldandı. Caddede yavaşça yürürlerken yıldızların aydınlattığı gökyüzüne baktı ve göğsünde tanıdık bir sıcaklık havuzu hissetti. Hava serin ve berraktı ve ayaklarının altındaki kurumuş yaprakların çatırdaması, ayakkabılarının kaldırımda ritmik bir şekilde basması için huzurlu bir senfoniydi. Düzenli egzersiz doktorun emrettiği bir şeydi ve mahalle etrafındaki geçici gezintiler akşam yemeği sonrası en sevdikleri rutine dönüşmüştü. Yürüyüşler ve fizyoterapi oturumları kademeli olarak Chanyeol'un topallanmasının iyileşmesine yardım ediyordu ve Baekhyun, Chanyeol'un yakında iyileşeceği umudunu sürdürüyordu.

"Dinlenmek ister misin? Zaten bir süredir yürüyoruz. Yorgun olmalısın."

Chanyeol başını salladı. "Hayır, bugün sahile gitmek istiyorum. Okyanus esintisinin hepsini almak için " Tereddüt etmeden Baekhyun'un ifadesini dikkatlice gözlemleyerek. Baekhyun'a umutlu gözlerle bakıp sonunda "Gidebilir miyiz?" dedi.

"Bundan emin misin? En az yirmi dakika daha sürecek," Baekhyun kaşlarını çattı, Chanyeol'un durumu hakkında endişeliydi. Chanyeol'un bacaklarının hala ne kadar zayıf olduğunu biliyordu ve Baekhyun, kaslarının iyileşme konusunda fazla risk almak istemiyordu.

"Neden olmasın? Daha zamanımız var," Chanyeol çocukça sırıttı ve Baekhyun'un endişeli ifadesi yumuşadı. Park Chanyeol'a hayır demek her zaman çok zordu, Chanyeol'un isteklerini yerine getirmek her zaman çok kolaydı. Baekhyun küçük bir uysallık ile Chanyeol'un elini sıktı ve gülerek sevgiyle geri döndü.

"Hadi gidelim."

******

Gezintileri kaygısız bir konuşma, hafif kahkahalar ve diğerinin bakmadığını düşündüklerinde çalınan bakışlarla doluydu. Sıcak ve rahatlatıcı bir duygu, iyileştirici duygusal yaralarını yatıştırmak için yumuşak bir merhemdi. Tüm çalkantılı dram ayrıllıklarından ve kalp kırıklarından geriye kalan tek şey yavaş yavaş geçmişlerinin parçalarını, el ele ve kalpten kalbe parçalarını birleştiren iki ruhtu.

Baekhyun, Chanyeol'un yürüyüşlerinin yarısında acı çektiğini ve topallamanın nasıl kötüleşmeye başladığını ve daha uzun olan erkeğin nefes alışverişinde nasıl zorlandığını fark etmişti. Chanyeol'un ne kadar inatçı ve gururlu olabileceğini çok iyi bilerek, işaret etme dürtüsüyle savaştı. Sonunda deniz kıyısına ulaştıklarında, Chanyeol'un yüzü çok beyazdı ve terliyordu.

Belki de bu iyi bir fikir değildi.

"Ben iyiyim," dedi Chanyeol, Baekhyun'un aklındaki endişe verici düşünceleri duyabilmiş gibi zayıf bir gülümsemeyle. Yavaş yavaş kıyı şeridine doğru ilerledi ve yavaşça Baekhyun'u da yanına çekti.

"Bizi daha sonra geri götürmek için şoförü arayacağım," diye mırıldandı Baekhyun, Chanyeol'un her adımda acıyla suratının buruşturmasına kaşlarını çattı. "Bu kadar ileri gelmemize izin vermemeliydim"

"İyiyim Baek," kuma oturup şefkatle tekrarladı Chanyeol. Ayakkabılarını çıkardı ve bacaklarını uzattı, ayaklarına çarpmasına neden olan dalgaların gıdıklanmış hissinin tadını çıkardı. Deniz suyu soğuktu ve ağrıyan kaslarına geçici bir rahatlama sağlıyordu. Baekhyun'un da aynısını yapması için işaret ederek heyecanlı bir şekilde yanındaki yeri pat patladı.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Mar 03, 2020 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

OF GOLD AND OBSIDIANWhere stories live. Discover now