Confessions and Fireflies

3.3K 306 75
                                    

Yazar: fauxglitter
Çeviri: Mona

Baekhyun'un dairesindeki olaydan sonra, Chanyeol'dan bir kelime duymadan iki gün daha geçmişti. Baekhyun, Chanyeol'un başka bir gözden kaybolma olayını çekeceğini düşünüp umudunu kaybetmeye başlamışken yoğun bir hafta sonu vardiyasından birinde beklenmedik bir mesaj almıştı.

Hey Baekhyun, işten sonra seni almaya geliyorum. Otoparkta buluşalım.

Baekhyun gözlerine zar zor inanıyordu ve büyük, rahatlamış gülümsemesini gizlemek için elinden geleni yaptı. Belki de Chanyeol nihayet son bir hafta içinde garip davranışlarınıyla ilgili rahatça konuşmaya ve açıklamaya hazırdı. Baekhyun, son iki gece boyunca gece geç saatlere kadar düşünceleriyle uğraşımıştı, zihni Chanyeol'un şifreli sözlerini anlamaya çalışıyordu.

"Seni kaybetmek istemiyorum. Ne yapacağımı bilmiyorum Baekhyun."

Baekhyun, Chanyeol'un acı ifadesi ve acı sözlerini hatırladı ve kalbinde acı verici bir sancı hissetti. Chanyeol çok yıkık ve kırılmış görünüyordu, elinden gelen bir şey yoktu ama kaybolduğu dönemde Chanyeol'a tam olarak ne olduğunu merak etti.

"Ama sen kazandın, çünkü seni hala seviyorum. Sırtıma bin bıçak saplayabilirsin seni hala aynı şekilde seveceğim."

Baekhyun, Chanyeol'un sayısız 'Seni seviyorum'larının, kendi itirazlarını yavaş yavaş ortadan kaldırdığını kabul etti. Uzun boylu erkeğe aşık olmamak için elinde geleni yapmıştı ama Park Chanyeol, Baekhyun'un kalbine ustaca ve isteyerek girip orada kendine bir ev yapmıştı. Ama Chanyeol ona tamamen açılmamışken kendisi uzun boylu erkeğe onu sevdiğini söylemeye cesaret edemezdi? Ve gerçek Baekhyun'u bilmediğinden Chanyeol'un onu gerçekten seveceğine nasıl emin olabilirdi ki?

Baekhyun ağır bir şekilde iç çekti, üzerinde bir suçluluk dalgası hissetmişti. Kendisiyle bir iç savaşa girerken gecenin geri kalanında işine odaklanmak için elinden geleni yaptı.

Belki de Chanyeol gerçeği bilmeyi hak ediyordu.

******

Chanyeol, Baekhyun'u kırmızı ferrarisiyle almaya gittiğinde onun için arabasının kapısını açarken yüzünde aynı derecede çarpıcı bir gülümseme vardı. Baekhyun'un kalbi, Chanyeol'u tekrar görmenin heyecanınıyla hızlı bir şekilde atıyordu. Chanyeol'de farklı bir his vardı, ama ne olduğunu bulamıyordu. Belki de gözlerinin altındaki torbalardı ya da araba sürerken dudaklarının hafifçe sarkma biçimiydi, ancak Baekhyun, Chanyeol'un her zamanki hali olmadığını ve bir şeyin onu rahatsız ettiğini söyleyebilirdi.

"İyimisn Chanyeol?"

"Elbette. Neden olmayayım ki?" diye hızlı bir şekilde cevap verdi Chanyeol yüzüne kaplayan büyük bir gülümsemeyle. Baekhyun, ne kadar zorlanmış olduğunu görüp bunun yerine Chanyeol'un uyluğuna rahatlatıcı bir şekilde el koyup yorum yapmamaya karar verdi.

Chanyeol, Baekhyun'un eline baktı ve şefkatle gülümsedi. Elini tutup dudaklarına götürdü. "Seni çok özledim Baekhyun," diye mırıldandı.

Baekhyun, Chanyeol'un beklenmedik hareketiyle yanaklarının ısındığını hissetti. "Ben de seni özledim," diye mırıldandı.

Chanyeol bir şey demeyip kıkırdadı ve Baekhyun, verdiği cevapla ilgili olarak neyin bu kadar komik olduğunu merak etti. "Sana çok özür borçluyum Baekhyun. Geçen gün yaptığım şey için gerçekten üzgünüm."

"Sorun değil. Ben iyiyim," diye cevap verdi Baekhyun, refleks olarak iyileşen çürüklerini ovuşturdu. "Ama bana özürlerden daha fazlasını borçlusun. Cevap istiyorum."

OF GOLD AND OBSIDIANDär berättelser lever. Upptäck nu