Rejection and acceptance

6.9K 500 230
                                    

Yazar: fauxglitter
Çeviri: Mona

Baekhyun ertesi gün öğleden sonraki vardiyasını bitirdiğinde, Park Chanyeol görüş alanına girmişti. Chanyeol caddede park edilmiş olan arabasına yaslandığı sırada ona sırıttı. Baekhyun, bu sefer gösterişli, siyah bir Maserati olduğunu fark etti, kırmızı Bugatti kadar gösterişli değil ama onun gibi pahalıydı.

Baekhyun, Chanyeol'u görmezden gelip kül mavisi kapüşonunun şapkasını taktı.

"Baekhyun!" diye seslendi Chanyeol ve ona yetişmek için koştu. Baekhyun, isteksizce dönmeden önce birkaç saniyeliğine durdu. Dün olanlardan sonra Chanyeol'u gördüğüne pek sevinmemişti.

"Buyrun?"

"Özür dilemek istiyorum." diye söze başladı Chanyeol, yüzünde garip bir gülümsemeyle, "Dün seni rahatsız ettiğim için özür dilerim. Ve samimiyetimin bir kanıtı olarak, sana bir şey getirdim." diye devam etti ve arabasının yönüne doğru büyük bir jest yaptı.

Baekhyun fark etmemişti, ancak Chanyeol'un Maserati'nin yolcu tarafındaki kapısına yaslanmış kırmızı bir bisiklet vardı. Bisikletin kırmızısı, Baekhyun'a Chanyeol'un saçı rengini hatırlatmıştı. - koyu ve bakır kızılı - Baekhyun Chanyeol'a sorgulayıcı bir şekilde tek kaşını kaldırdı.

"Bisikletine çarpmıştım, başka biriyle telafi etmenin uygun olduğunu düşündüm. Ve endişelenme, caddeden ikinci el bisiklet satan bir yerden tam olarak 30 Dolar'a aldım." diye açıkladı Chanyeol, kendisiyle gurur duyan bir şekilde.

"Şey... Ne söyleyeceğimi bilmiyorum. Dürüst olmak gerekirse, oldukça şaşırdım" dedi Baekhyun, ensesine garip bir şekilde dokunarak.

Chanyeol umut dolu bir gülümseme ile "Bir 'teşekkür ederim ve seni affedeceğim' iyi olabilir." dedi.

Baekhyun, Chanyeol'a düşünceli bir şekilde baktı. Chanyeol yeteri kadar samimi görünüyordu ve özürünü kabul ederek buna bir son vermek istiyordu bu yüzden sakıncası yoktu değil mi?

"Tamam o zaman sizi affediyorum. Teşekkür ederim." diye küçük bir omuz silkme ile cevap verdi Baekhyun.

Chanyeol'un yüzünde çiçek açan büyük bir gülümseme vardı ve gözleri sanki doğum gününde binlerce peluş yavru köpek hediye edilmiş gibi parlıyordu. Baekhyun siyah çantasını askısından tutarak bisikletinin ön sepetine koydu. "O zaman paydos zamanı?" dedi Baekhyun bisiklete binerken ve "Güle güle Chanyeol." diye ekledi ona küçük bir gülümseme sunarak. Tam pedal çevirirken, Chanyeol hızla gidona elini koydu. Dudaklarını yalayıp ciddi bir bakışla Baekhyun'u düzeltti.

"Bir akşam yemeğinden sonra bir birimizi daha iyi tanımayı umut ediyordum." dedi Chanyaol hızlı bir şekilde gözlerini açarak. Baekhyun hemen kaşlarını çattı ve bisikletten fırladı. Şüpheli bir ifadeyle Chanyeol'u süzdü.

"Burada neler döndüğünü şimdi anladım." diye suçlayıcı bir şekilde konuşmaya başladı. "Sizin gibi biri hayatında hiç bir zaman reddedilmedi, ama sonra dün ben sizin paranızı reddettim ve bu yüzden benim, sizin oyunlar oynayıp eğleneceğiniz yeni zaferiniz olacağımı düşünüyorsunuz, değil mi? Bir süre oynayacağınız parlak yeni oyuncağım." diye bağırdı Baekhyun ve nefes almak için durdu. "Ama sonra, eğlenmenizi bitirmeye karar verdiğinizde, aramızdaki bağları kopartacaksınız. Zengin çocukların zihninin nasıl çalıştığını çok iyi anlıyorum." diye öfkeli bir şekilde ters ters Chanyeol'a baktı.

Chanyeol, Baekhyun'un uzun azarından sonra kayıp kelimeleri gözden geçirdi. Sonra, Baekhyun'un ifadesi daha da karanlıklaştığında gülmeye başladı. Baekhyun'un onu eğlendirmekten asla vazgeçemediğine hayret etti.

OF GOLD AND OBSIDIANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin