Sinsimelekella!

516 52 13
                                    

Asuş ne yaptı acaba? Neler dedi, nasıl cevap verdi? Aslında çok zeki bir hatun. Net bir cevap yerine, genel bir cevap verse bence bu işten alnımızın hakkıyla bu işten de sıyrılırız. Umarım işimiz rast gider de, kafayı sıyırmak yerine akşam çorba tabağını sıyırırız.

Asuman, utana çekine yanıma doğru geldi. Gözleriyle bana bir şeyler anlatmaya çalışıyordu ama ben geri zekalı olduğum için anlamıyordum. Usulca yanıma oturdu, hafifçe tebessüm etti. Acaba bu, "sıçtık" tebessümü müydü?

"Hoş geldiniz, Asuman Hanım. Eşinizle aynı soruları cevapladınız. İlk önce ön tahminizi alalım. Eşinize güveniyor musunuz, yani elbetteki güveniyorsunuzdur; bizim sorumuz aynı cevapları verdiğini düşünüyor musunuz?"
"Eşime elbette güveniyorum fakat bu konu da değil. Ona haksızlık etmeyin... Benim yüzümden böyle. Benim gel - gitlerim çok oluyor. Tek belirli ve değişmeyen sevgim sadece Harun için geçerli. Bugün kırmızı rengi seviyorum yarın sarı. Her şeyi çokça sevdiğim için, bu güzelliklere haksızlık ediyormuşum gibi hissediyorum. Her şey çok güzel değil mi? Mavi renkte çok güzel mesela. Neden illa bir veya üç rengi sevmek zorunda bırakalayım ki? Tabii ki, bir tık daha fazla sevdiğim şeyler oluyor. Ama maalesef onlar da belli değil. Bu yüzden eşimi suçlamıyorum. Eminim oda çok zorlanmıştır." Asumancık, şuan da sıvama konuşmasını yapıyor. Bu otelde tatil yapmak için "gelir seviyesinin" en az elli beş bin olmalı. Elli Beş bin alanda gayet çakaldır, kurttur, zekidir ve bilir kişidir. Yemez yani. Ama yine de güzel konuştu, aferin kız sana! Saçma - sapan bir yerde olsaydık çoktan kurtulmuştuk. Şimdi köklerimizi kurutacaklar!

"Çok haklısınız Asuman Hanım. Bakalım Harun Bey, sizin bu gel - gitlerinize rağmen sizi tamamen çözebilmiş mi? Şimdi, hazırsanız seyircilerimizin huzurunda başlayalım." Maşallah, konuşmacı da hayli kurt. Hazırlıklı gelmiş. Nasıl pişirmeden, çiğ çiğ bu eşleri yerim diye düşünmüş. Üniversitedeki tez konun bu muydu be kızım?

"Hayhay, tabii." Ne hayhay kızım? Rezil olduk, rezil! Hahaha diyeceğiz, hahaha! Ağlanacak halimize güleceğiz. Bu sunucu da açık kapılarımızı kapattı, ufak bir aralık dahi yok, kendimi büküp oraya sıkıştıracak menzilim bile yok... Yazıklar olsun...

"Birinci sorumuz, "Eşinizle ne zaman tanıştınız? Nasıl tanıştınız? Üzerinde ne vardı?" sorusuydu. İlk önce dilerseniz Harun Bey'in cevabıyla başlayalım. Harun bey, cevap olarak: "Üzerinde bol bir tşört vardı. Okey dönüyordu arkadaşlarıyla." diye yanıt vermişti. Asuman Hanım ise, "Okey oynuyordum. Bol bir tşört vardı. 10 Ağustos." diye cevap vermiş. Vay Asuş'a, bak! 'Okey de o bitti, bende ona bittim' demiştim insan benim gibi yapar, araya güzel bir cümle sıkıştırır. Dümdüz söylemiş. İnsan ayıp olmasın, bu kadar kısa cevap verilmez diye biraz uzatır. Sınav kağıdını cevaplayan bir hoca olsaydım kesinlikle Asuman'a 10 verirdim. Hadsiz. Ama tam olarak tarihi bilmesi beni çok etkili. Acaba doğru mu? Aa! Doğru. 11 Ağustos'ta toplantım vardı. Bir gün önce tanışmıştım. Helal kız sana! Notunu 20'ye çıkardım.

"Gayet doğru. İkinizi de tebrik ederim. Ama sizde hak verin dokuz ay uzun bir süre değil."

"İnsanlar, geçen akşam ne yediklerini unutuyorlar, ehe." Bence gayet mantıklı bir açıklama yaptım. Mesela, kardeşim Hazal daha bir saat önce alışveriş yaptığını unutuyor, tekrar gidiyor alışveriş yapıyor. Cüzdanların düşmanı, indirimlerin dostu!

"Doğru söylüyorsunuz Harun Bey, ama övünmek için henüz çok erken. Diğer soruya geçiyorum, "Peki, Asuman Hanım'ın 'asla giymem' dediği bir kıyafet var mı? Varsa nedir?" diye bir soru sorduk, Harun Bey bize yanıt olarak, "Neon kıyafet ve aksesuarlar." demiş. Asuman Hanım ise, "Parlak fosforlu şeyler" demiş. Biz bunu doğru kabul ediyoruz. Gayet iyi ilerliyorsunuz." Ee, ne sandınız beni? Çok para isteyecek olan çalışanları elemekten insan sarrafı oldum. Her şeyi beynime kaydediyorum. Yakında görüşmediğim akrabalarımı sileceğim, bellek hafızam dolmaya ve yavaş çalışmaya başladı. Bana da yazık! Bir şeyleri hafızama atarken elli kez tekrar ediyorum. Önceden öyle miydi? Öyleydi. Değişmemek önemli sonuç olarak.

Şerefsizsin çünkü, yaparsın!Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang