Simge WS Betül

810 74 21
                                    

Lise de, bir dönem Betül'le çok şiddetli kavga etmiştik. Neymiş efendim, ben gitmişim bir tane kızla ufaktan münasebetliğim olmuş, kıza azıcık kur yapmışım, yok yanağından makas almalar, yok elini kağıt gibi tutup üstüne koymalar. Taş, kağıt, makas oynuyorduk dedim, inanmadı. Kızın yanağına böcek koydum, onu steril şekilde almaya çalışıyordum dedim, inanmadı. Kızın elleriyle, kendi ellerimin boylarını ölçüyordum dedim, yine inanmadı.

Bende çok sinirlendim, aşırı sinirlendim ve müthiş sinirlendim. Hatta kapanışı ultra sinirlenerek yaptım. Çünkü bana inanmadı. Sen kimsin ya? Sen kimsin bana inanmıyorsun? Üç tane bahane saydım kızım sana, üç tane! Bende en sonunda doğruyu söyledim.

"Ne olmuş kızım, bir yanak aldıysam? Ne olmuş yani? El kaslarımı geliştirdim, adonis kaslarımı mı geliştireyim? Bu mudur yani?"
"Senin ağzına sıçayım, hayvan! Bir de söylüyor utanmadan. Ahlahsız pislik, bir de nasıl üste çıkıyor!"

Tabii o zamanlar, Simge birinci sınıfta. Deli fakat genel de dolu. Dolu olduğu içinde çabuk deliriyor. Lise bizim oturduğumuz evin, bir arka mahallesinde olduğu için temizlik görevlisinden tut, memurun kızına kadar herkesi tanıyor. Arkadaş çevresi de eski kız arkadaşımdan daha geniş. Bu genişliğin verdiği etkiyle Simge biraz daha kendine güvenli ve tabiri caizse atarlı. Baktı, okulun girişinden elin kızı, sırf kendisi mutlu olsun diye harçlığının çeyreğini verdiği ağabeyciğine bağırıp çağırıyor. Yanlış hatırlamıyorsam; "Sen kimsin laaaan?!" diye bir bağırış, ardından bir saç koparış ve yolmaya başlangıç. Simge 3Y kuralını uygulamaya koydu: "Yakarım, yıkarım, yolarım" Simge, Betül'ü yoldu, tekrar yoldu ve hızını alamayıp saçlarını ekip tekrar yoldu. Bende ayırmaya çalışıyorum fakat birbirine düğüm olmuş gibiler. Kimin eli kime ait, kimin saçı kimin elinde hiç belli değil. Simge kah güzel dövdü, kah iyi dövdü, kah müthiş dövdü fakat dövdü. Betül için aynı şeyi söyleyemeyeceğim çünkü karşısında yeni nesil, yeni model oldukça atrik ve atarlı bir kız var.

En son lakabı "uçuş tekmesi" olarak bilinen müdür yardımcısı tarafından ayırıldı. Rivayete göre, adamın vurduğu tekme ile en az üç tur atıyormuşsun. Rötar yapmış uçak gibi, biraz süzülüp sonra seke seke yere iniyormuşsun. Bence müthiş. Böyle bir isabet olamaz. Gayet estetik ve rallileyerek atıyor.

Simge ve Betül, hocanın sesini duyar duymaz ayrıldı çünkü hoca da cinsiyet ayrımı yok. Buradan tekme atarsa, okulun iki sokak arkasından sevgilimi ve kız kardeşimi toplayabilirdim. Onlar da bu riske girmediler ve hemen ayrıldılar.

"Ne yapıyorsunuz kızım, siiiz?"
"Manyak ya, saldırdı bana durup dururken. Kimsin kızım sen?"
"Asıl sen kimsin be? Ağabeyime bağırıyorsun?! Yırtarım senin ağzını!"
"Höst. Hocan var senin yanında, ne biçim konuşuyorsunuz?"
"Hocam, iki saniye kulaklarınızı kapatabilir misiniz, lütfen? Görümce - gelin kavgası bu. Ailevi yani."
"Ulan, Harun! Ulan Harun! Yine mi sen lan? Her taşın altından sen çıkıyorsun!"
"Hocam, ayıp oluyor ama taş maş. Birisi sevgilim, birisi bacım yani."
"Ne bacısı ya?" Betül anlaşılan durumu henüz idrak edemedi. Canım ya. Kafasına aldığı darbelerden dolayı herhalde.
"Kızım üç cümledir konuyu tekrar ediyoruz. Hala anlamadın mı? Bu içerisi ateş dolu genç benim kardeşim."
"Ateş yaktığı yeri yakar, kendini yaksana kızım sen! Bana niye bulaşıyorsun?!"
"Ne bağırıyorsun sen benim ağabeyime?!"
"Hööössttt! Çıldırtmayın lan adamı, gidin meselenizi dışarı da konuşun. Üç saat sonra bitiyor okul. Sıçarım sizin ilişkinize. Yaşınız kaç eeeevladım?"
"Millet lise aşkıyla evleniyor, sen taş koyuyorsun hoca. Geleceğimle oynuyorsun şuan."
"Oğlum seninle ben bi oynayacağım, sitres topu gibi. Vurdukça alttan üsten çıkacaksın. De ged sınıfına!"
"Siz gidin, hemen sınıfıma idrak ediyorum hocam. Ben hallediyorum. Kontrol bende." Cevap vermeden gitti hoca. Allah razı olsun, aile meselesi sonuçta.
"Kızım niye vuruyorsun sen durduk yere, yengene?"
"Sana bağırıyordu!"
"Ya sevgilim değil mi, ister bağırırım istersem okşarım. Sana ne! Sana ne ilişkimizden?" Betülcüğüm, az önce dayak yedin. Ne yapıyorsun?
"Ayyy, dövdüm de Allah'tan hıncımı aldım. Uğraşamam seninle, sende az erkek ol lan. Çak ağzına iki tane!"
"Şimdi ben senin ağzına iki tane çakacağım, biz böyle mi yetiştirildik kız? Kızlara el kalksaydı ben sizi okey elinden bile daha fazla elime alıp döverdim. Yürü git kız, sınıfına!"

Tabii oflaya, puflaya gitti. Manyak ya. İnsan bi dinler, bi ne oluyor der. Betül'ün en sevdiği özelliği saçları. Giderken onu da alıp gitti. Vicdansız Simge.

Başımı çevirdiğimde Betül ve düdüklü tencere gibi üfüren bir surat gördüm. Sıçtık.
"Ne manyak ailesiniz lan siz? Biriniz karıya yavşıyor, diğeri anlayıp dinlemeden dalıyor."
"Sus kız. Gelini olacaksın bu ailenin. Alış."
"Iyyy."

Ya ben o zamanlar neden bu kadar içten çıkan "ıyyyy" kelimesini anlamamışım? Kız resmen hayatta olmaz, istemiyorum diye bir şeyler söylemiş. Yazıklar olsun bana.

Şerefsizsin çünkü, yaparsın!Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ