31. Bölüm

718 65 19
                                    

Satırlar arası güzel yorumlarınızı ve oylarınızı heyecanla bekliyorum. Profilimi takip ederseniz çok sevinirim.

☆☆☆☆☆☆


"Hadi bakıyım gösterdiğin elbiseyi giy de biraz eğlenelim."

Aksel'in sırıtarak yatağıma yayılmasıyla beraber göz devirdim. "Fiyatına baksaydın..." diye homurdanırken almadığımı anlamış olacak ki ofladı. Sonra yeniden aklına bir şey gelmiş gibi bana baktı.

"Olsun sen yine de çıkar üstündekileri."

Tövbe tövbe... İşi gücü sapıklıktı. Kaşlarımı çatarken "Ya bir defol git!" diye söylendim. Evinden çok benim yanımdaydı anasını satayım. Tamam sevgiliyiz de, biraz serbest bıraksın. Bunaldım.

"Yoo... Rahatım ben."

"Kay o zaman kenara."

Onu ittirerek yanına yattığımda tavanı seyretmeye başladım. Duvarlarda güzeldi. Alçısı falan iyi gibiydi. 

"Cidden orayı mı inceliyorsun, yanında benim gibi taş varlık dururken."

"Aksel, Baran neden özür dilemedi ki?"

Kafamı çok kurcalıyordu bu. Hiç mi önemsemiyordu beni?! Tamam sevmediğini biliyordum da, insan bir merak ederdi sonuçta. Berna ona otelde kaldığımı söylemiş bile olsa, gelip görmesi gerekmez miydi kız başıma nasıl bir yerde durduğumu? 

"Ne yapacaksın ki onu? Boş ver... Benimle ilgilen sen."

Gülümseyerek ona döndüm. Koala gibi yapışmıştı yine bana. Kirli sakallarını okşadım. Belki gerçekten sevmeye başlamıştır diye ümit ediyordum. Dibimden ayrılmıyordu çünkü. Hele bu aralar... Üzerime fazla titriyor gibiydi.

"Güzelim, belgelere dair bir şey bulabildin mi?"

"Ya bir si.... git Aksel."

İki dakika romantik olacağız, içine sıçıyordu. Çatık kaşlarımla onu ittirerek yanından kalktım. 

"Minel öyle demek iste-"

Lafını kesen tıklatılan kapıydı. Açmaya giderken arkamdan ofladığını duyunca omuz silktim. Önce yapıyor, sonra özür diliyordu. Bıkmıştım bu huyundan. Biraz trip atmam lazımdı sanırım. Aklı başına gelinceye kadar...

Kapıyı açtığımda karşımda Baran'ı görmeyi beklemiyordum açıkçası. Keşke başka bir şey isteseymişim. Şöyle son model araba gibi...

"Niye geldin?"

"İçeri girebilir miyim?"

"Hayır." deyip tam suratına kapatıyordum ki ayağını koyarak engel oldu. Ve omzuma çarparak odaya girdi. 

Ya sabır!

"Bunun ne işi var lan burada?!"

Baran'ın yatakta uzanan sevgilimi görmesiyle bağırması bir olmuştu. Pardon da, ona neydi?!

"Sen kimsin de karışıyorsun?!"

"Minel, delirme beni! Birlikte olmanıza izin verdik diye abartmayacaksınız! Dün gece de beraber mi kaldınız?!"

Aksel göz devirerek ayağa kalktı ve tokalaşmak için elini uzattı. Bu üvey abimin günlük ruh haliydi zaten. Hep agresif oluyordu. Fakat bu sefer azarlamaya hakkı yoktu

"Defol git Baran."

Çok sakin tutmaya çalışmıştım ses tonumu. Sinirlenip de ağlamak istemiyordum. Bu aralar çok hassastım zaten. Daha fazla üzülemezdim.

"Her neyse. Ben kusura bakma demek için geldim. O gün sinirlendiğim için öyle söyledim. Birde..."

"Birde?"

Cebinden cüzdanını çıkarırken "Berna'ya kıyafet falan almışsın. Parasını verecektim." dedi. 

"Gerek yok. Çık git." 

"Minel uzatma..."

"Neyi uzatma ya?!"

"Güzelim sakin ol." derken Aksel elimi tutmuştu. 

"Bak ben öyle demek istemedim tamam mı? Bir anda çıktı ağzımdan. Sonra pişman oldum zaten. Sende benim kardeşimsin."

Kollarımı birbirine dolayıp arkamdaki duvara yaslanırken "Ne oldu? Evi bok mu götürmeye başladı?" diye sordum. "O sürtük annen anlamıyor ya hiçbir ev işinden..."

"Düzgün konuş!"

"Niye yalan mı? Benim annem neyse, seninki ondan da beter sonuçta. En yakın arkadaşının kocasını ayartmadı mı?"

Cümlemi bitirmemle koluma yapışması bir oldu. Sinirden kuduruyordu resmen.

"Kes lan sesini!"

Aksel beni kendine çekip arkasına alırken "Eline koluna dikkat et!" diye tısladı dişlerinin arasından.

"Çekil Aksel. Ben alışığım merak etme, onun da, annesinin de, şerefsiz babamında dayağını yemeye nasıl olsa."

Hiçbir zaman laflarımı söylerken çekingen biri olmamıştım. Ne dersem hak ediyorlardı çünkü. Bana yaşattıklarını ne çabuk unutmuşlardı ki?!

"Ben insan gibi özür dilemeye geldim. Ama sen konuları çok başka yerlere çekiyorsun. Ne yapabilirim geçmişte olanlara? Nasıl değiştirmemi bekliyorsun acaba?"

"Baran." diye mırıldandım sessizce. "Gider misin?"

Homurdanarak parayı yatağın üstüne attıktan sonra odadan çıktı. Benim onun üç kuruşuna ihtiyacım yoktu! Söylene söylene yatağın üstüne otururken "Su vereyim mi?" diye sordu Aksel.

"Sende mi gitsen acaba?"

"Ben ne yaptım ya?"

"Of Aksel, yalnız kalmak istiyorum işte."

'Ne halin varsa gör.' dermiş gibi baktıktan sonra telefonunu falan alıp gitti. Birde bunun tribiyle uğraşıyordum! Bıkmıştım anasını satayım. 



Bölüm nasıldı?

Yorumlarınızı ve görüşlerinizi belirtirseniz çok sevinirim. Profilimi takip etmeyi unutmayın.

İnstagram Hesabım: aleynaozgul1







her yıldız bir gün söner.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin