6. Bölüm

1.7K 185 27
                                    

Satırlar arası güzel yorumlarınızı ve oylarınızı heyecanla bekliyorum. Profilimi takip ederseniz çok sevinirim.

Multimedia: Aksel Aras (Froy Guttierez)

☆☆☆☆☆


"A-Abla?"

"Aksel, sana kaç kere diyeceğim. Eve kız atma diye! Bu haliniz ne?!" 

Minel'i baştan sona aşağılayıcı gözlerle süzdü ve azarlamaya devam etti. Kahretsin... "Hemde sürtük bir kızı banyoya mı soktun?!"

"Şey siz bizi yanlış anladınız." Diye mırıldanan Minel'e hak verircesine başımı salladım. "Evet abla yanlış anladın. O sadece arkadaşım."

"Sen dostlarınla banyoda..."

"Ateşim çıkmıştı. Ceylin, Minel'i çağırdı. O da soğuk duşun iyi geleceğini söyledi. Ama tek girecek halim olmadığı için yardım ediyordu."

Ablam mahcupça Minel'e bakarken başını öne eğdi. "Şey... Sanırım yanlış anladım. Sarf ettiğim sözlerden dolayı özür dilerim. Gel ben sana giyecek kıyafet vereyim." dedikten sonra "Bu arada bende Ayça." diyede kendini tanıttı.

Ablam çok sıcakkanlı ve tatlı bir kızdı. Sanırım onu benim sürtüklerden birisi zannetmişti. Yoksa asla böyle  davranmazdı.

Onlar içeri gittiklerinde bende banyoya geri döndüm. Yalnız şifayı iyi kapmıştım be...

Hapşu!


MİNEL'İN ANLATIMINDAN...

"Ayça abla sen geldiğine göre ben gideyim artık."

Aksel'in ablası ona hiç benzemiyordu. Ne  egoist, ne ukala, ne de kibirliydi. Aksine çok tatlı ve sevecendi. Bayağıda iyi anlaşmıştık. Sadece az önce yaşanan ufak bir yanlış anlaşılmanın haricinde hiçbir sorun yoktu.

"Nereye?"

"Şey... Abim merak eder beni. Saat daha erken hem. Belki sonra görüşürüz. Geçmiş olsun."

Aksel zaten işe gitmesi gerektiğini söyleyip çıkmıştı. Bende biraz Ayça ablayla sohbet etmiştim. Ama Baran'dan  azar işitmek  istemediğimden dolayı eve gitmem gerekiyordu.

"Görüşürüz tatlım." 

Kapıya kadar eşlik edip beni uğurladığında aynı şekilde gülümseyerek karşılık verdim. Onlardan çıktığımda istemsizce Aksel'i düşünüyordum. Hasta hasta işe gitmişti birde. Zaten spor salonunda çalışıyordu. Yoruluyordu ama kendini zorlamaması gerekiyordu. O değilde inşallah bende hasta olmam. Yüzüme hapşurdu ya... Pislik!

Eve girer girmez mükemmel bir sofra beklemiyordum tabii ki de. Ama Berk, yani Ceylin'le falan yaşıt olan küçük kardeşleri tek başına demliği eline alıp masaya koymaya çalışıyordu.

"Dur dur yanacaksın!"

Hemen elinden çaydanlığı alıp masaya bıraktım. Şu evde tek anlaşabildiğim Berk'ti zaten. Hem hoşlanmasam bile küçücük bir çocuğun yanmasına asla izin vermezdim tabii ki de.

"Ne yapıyorsun bakalım burada?"

"Kahvaltı hazırlayacaktım." Deyip dudaklarını sarkıttı. "Ama olmadı."

"O zaman birlikte yapalım?"

Hemen başını salladı ve kollarını kaldırdı. Bu hareketi kucağıma gelmek istediğinde yapardı. Kucağıma aldığımda düşmemek için bacaklarını belime kollarınıysa boynuma doladı. Yüzümü ekşittim. "Ağırlaşmışsın ama sen."

her yıldız bir gün söner.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin