26. Bölüm

725 73 71
                                    

Satırlar arası güzel yorumlarınızı ve oylarınızı heyecanla bekliyorum. Profilimi takip ederseniz çok sevinirim.

☆☆☆☆☆☆


Yorgun geçen bir günün sonunda annesininde evde olmamasını fırsat bulan Berna benimle uyumak isteyince, her ne kadar 'Hayır.' desem de dinlemeyip yatağıma kuruluvermişti. Yüz verince astarını istiyordu. Yılışık şey... Berk'i uyuttuktan sonra bende mecburen yanına yatmıştım. Aramızda beş yaş vardı. Fakat o da benim gibi liseden sonra devam etmemişti okuluna. Yapısal olarak çocuk gibiydi. Olgunlaşmayı reddediyordu sürekli. İnatçı ve mızmız birisiydi. Annesiyse son zamanlarda eve pek uğramıyor, sokaklardan içeri girmiyordu. Kesin yine birini bulmuştu. Allah o adama sabır versin. Çekilecek çile değildi Banu. Adamın katil olası geliyordu.

"Sokulup durmasana."

"Ya ne konuştuğunuzu merak ediyorum ama."

Ben arkamı dönmüş Aksel'le mesajlaşırken o da görmeye çalışıyordu yazdıklarımızı. Sinirli bir nefes verdim. "Bela mısın sen?!"

Omuz silkerek "Eniştemi arasana." dedi pişkince. Ona neydi pardon da?!

"Bana bak! Saçını başını yolarım senin. Yat zıbar, delirtme beni!"

Homurdana homurdana kıçını dönerken bana, gözlerimi devirme isteğimi bastıramadım. O esnada bildirimlerde dolmuştu ekrana. Gözüm Aksel'in son attığı mesaja takıldı bir anda

GÖNDEREN: Sevgilim

Üşüdüm dışarıda. Alsana beni odana ;)

Oha! Baran henüz eve gelmemişti ama bizi bir daha basarsa... Bu sefer sıçardı ağzımıza!

"Aksel gelmiş!"

"Ne?!"

Berna birden yataktan doğrulurken "Buğra'da yanında mıymış?" diye sordu heyecanlı ses tonuyla.

Garibim. Kullanılıp atıldığını anlayamamıştı daha. 

"Ne işi var be o piçin burada?!"

"Düzgün konuş hakkında..."

Ona 'İflah olmazsın.' der gibi baktıktan sonra cama atılan taşla birlikte fırladım ayağa. "Bana bak Berna. Seni tamamen affetmemi istiyorsan, defol git odana. Ve ağzını sakın açma. Aksel gelecek yanıma. Tamam mı?"

Gevşekçe sırıtırken "Ne yapacaksınız odanda baş başa?" diye sordu.

"Yatacağız... Tövbe tövbe. Sana ne lan?! Gitsene."

"Ay tamam, kızma. Gidiyorum ben. Ama sesinizi fazla çıkarmayın. İnlemelerini bastı-"

Kapıya doğru giderken yataktaki yastığı alıp fırlatmamla poposuna geldi. "Çık be dışarı!"

Aldığı yastığı geri kafama attığında tam üzerine yürüyordum ki aşağıdan gelen "Minel!" sesi unuttuğum Aksel'in kapıda olduğunu hatırlattı. Koşarak merdivenlerden indim. Berk uyanırsa susturamayabilirdim. Hemen gidip abisine ispiyonlardı. Bu yüzden alelacele kapıyı açtım.

"Nerede kaldın ya?!"

"Ne işin var senin burada?!"

Sırıtarak belimden tuttuğu gibi kapattığı kapıya yasladı beni. "Çünkü özledim sevgilimi."

Burnunu saçlarıma sürttüğünde gülerek elini tuttum ve yukarı doğru çekiştirdim. Burada dikilmesek iyi olacaktı. Berk falan görürdü uyanıp. Sonra Baran'la uğraşmak zorunda kalırdım. "Hadi gel."

"Beni odana mı atıyorsun yoksa?"

"Hı hı..." diye mırıldandım. Ama düşündüğü şeyleri yapmak için değil, hesap sormak için! Hani Buğra'ya güveniyordu?! Şerefsiz değil demişti. Tamam Berna sürtüktü ama... O bebede anladığımız kadarıyla yavşağın tekiydi. 

Odama gelmemizle beraber dudağıma yapışacaktı ki sertçe ittirerek yatağa düşmesini sağladım. Hemen ardından kapıyı kilitledim. Dirseklerinin üstünde geriye yaslanırken baştan sonra arsızca süzmüştü beni. "Vahşi mi olacağız bu gün?"

"Hani Buğra'ya güveniyordun?!"

Birden kaşları çatılırken "Ne alaka?" diye homurdanmaya başladı. "Birlikte vakit geçireceğimizi san-"

"O çok şerefli arkadaşın benim üvey kardeşimle yatmış! Sonra da hiçbir şey olmamış gibi davranmaya başlamış..."

Lafını sertçe kesmemle birlikte derin bir nefes alıp ensesini kaşıdı. Alışmış gibiydi. Nasıl yani? Bu ona göre normal bir şey miydi? Gün geçtikçe iyi yanlarını göreceğime daha da kötü özellikleri ortaya çıkıyordu. 

"Ne yapayım yani? Bana ne."

"İnanamıyorum sana Aksel." derken pencerenin kenarına gidip yaslanmış ve dışarıyı seyretmeye başlamıştım. Sinirliydim çünkü. Ve kavga etmek istemiyordum. Sonra haksız olsa bile beni üzecek bir şey söylüyordu. 

"Minel, güzelim yapma ama..." 

Arkamdan gelip belime sarıldığında "Neyi?" diye söylendim. Kendi hatalarını göremiyordu bir türlü. Sürekli suçu başkalarında arıyordu. Hem fazla değil miydi umursamazlığı?!

"Farkında mısın Aksel?!  Gamsızlıkta bir yere kadar... Abartmaya başladın iyice."

"Özür dilerim." diye mırıldandı. "Ama ne yapabilirim? Bizi ilgilendirmiyor Minel. İkisi de koca koca insanlar."

Aslında birazcık haklıydı. Sonuçta bebek değillerdi. Peşlerinde dolanacak halimiz yoktu. Ama bu yine de Aksel'in genel olarak sorumsuz bir tip olduğu gerçeğini değiştirmezdi. Rahatsız etmeye başlamıştı huyları. Yine de aramızın bozulmasını istemiyordum. Bir tek son zamanlarda o değerli hissettiriyordu kendimi. Baran bile uzaklaşmıştı iyice. Mutlu olmamı sağlayan tek kişiydi Aksel, bazen beni herkesten çok üzse de.

"Haklısın sanırım." diyerek ona döndüm ve gülümsemeye çalıştım. "Hadi git artık sende."

"Nereye canım." deyip benden ayrıldı. "Yatıya geldim ben."

Gözlerim şaşkınlıkla pörtlerken, ağzımda aralandı. "Nasıl ya?"

"Hadi yatalım."

Bunu derken gözlerinin içi parlamıştı resmen. Tövbe tövbe... Yatağıma yayıldı birde. Eliyle gelmemi işaret etti. Ne desem dinlemeyecekti. Uzatmamaya karar vererek yanına giriverdim. Pijamalarım ayıcıklıydı. Alay edercesine baktığında yanaklarımı şişirdim. Geleceğini bilseydim böyle mi giyinirdim?!

"Üzerinde daha seksi şeyler görmeyi tercih ederdim."

"O zaman bakma." diye söylenerek arkamı döndüm. O da bu hareketime karşılık kıkırdayarak kollarını bedenime sarıp kafasını boynuma gömdü.



Bölüm nasıldı?

Yorumlarınızı ve görüşlerinizi belirtirseniz çok sevinirim. Profilimi takip etmeyi unutmayın.

İnstagram Hesabım: aleynaozgul1


her yıldız bir gün söner.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin