Bölüm 26 (Angela'nın gözünden)

41 3 0
                                    

Telefonumun yüksek sesle çalışıyla uyanmıştım, gözlerimi bile açamadan kimin aradığına bakmak için elimi uzattım. Gözlerimi zar zor açtığımda ekranda Archie'nin ismini gördüm.

"Selam?" dedim mırıldanarak.

"Neredesin?" diye sordu.

"Yataktayım?" dedim.

"Bugünün günlerden pazartesi olduğundan ve okula gidebilmek için beş dakika önce yola çıkmamız gerektiğinden haberin var mı?"

Yatakta doğrulup komodinin üzerindeki saate baktım. Archie haklıydı. Alarma rağmen uyumaya devam etmiş olmalıydım. "Bensiz git," dedim mırıldanarak ve çabucak yataktan fırlayarak. "Okulda görüşürüz."

"Bekle, şey-"

Archie cümlesini bitiremeden telefonu kapattım. Her ne söyleyecekse okula kadar bekleyebilirdi.

Olabildiğince hızlı bir biçimde hazırlandım ve Archie'ye geç kalırsam ilk ders için beni idare etmesini söylediğim bir mesaj attım. Nasıl olduysa zil çalmadan yetişmiştim. Oraya vardığımda Archie çoktan benim dolabımın önünde dikiliyordu.

"Angela, konuşmalıyız," dedi benim çantamı hazırlayışımı izleyip diğer dolaplara yaslanırken. Bunu ciddi bir şekilde söylemişti ve bu çok sık olan bir şey değildi. Ne hakkında konuşacağımızla ilgili endişeliydim. Ama Archie'yi tanıdığım için sadece yemekhanede bugün hangi yemek çıkacağıyla ilgili bile olabilirdi.

"Ne hakkında?" diye sordum, çantama bir şeyler yerleştirirken.

Kalabalığa doğru baktı. "Özel." dedi.

"Peki?" bunu daha çok bir soru şeklinde söylemiştim. Kafam çok karışmıştı, Archie bu sabah neden böyle garip davranıyordu? Özel olarak ne hakkında konuşabilirdik ki? Neden bana burada anlatmıyordu?

Archie, her şeyimi almam için bekledi, bir saniye sonra dolabımı kapattım, o da koridorda ileri doğru yürümeye başladı. Hızlıca arkasından gittim.

"Her şey yolunda mı?" diye sordum.

"Evet."

"O zaman neler oluyor?"

"Sadece konuşmamız gerek."

Archie bu her neyse, durumu abartıp beni endişelendiriyordu. Ya kötü bir haberse? Kalabalık koridordan geçerken beynimin içinde binlerce kötü senaryo dönüp durdu.

Beni boş olan bilim laboratuvarlarından birine getirdi. Işığı açtı ve masalardan birine geçtik.

"Ee, neler oluyor?" diye sordum endişeli bir biçimde. Bacaklarımı sandalyede istemsizce sallıyordum.

"Ryan dün gece evime geldi," dedi.

"Ee, bir şey oldu mu?" Konu Ryan'sa her şey mümkündü. Ondan ne beklemem gerektiğini asla bilmiyordum.

Archie omuz silkti. "Projeni okudu."

Projemin Ryan'da olduğunu biliyordum, yani bu benim için büyük bir sürpriz değildi. Ama bir nedenden dolayı, sanki öyleydi. Archie söyledikten birkaç saniye sonra kalp atışlarım hızlandı.

"Hakkındaki düşüncesi neydi?" diye sordum sessizce.

"Şey, Ryan... Ağladı." dedi Archie tuhaf bir şekilde.

"Ağladı mı?" doğruyu söylemek gerekirse bu beklediğim bir şey değildi. Ortada o kadar ilginç bir şey yoktu ki, sadece Ryan'ın bana anlatmış olduğu şeylerdi, o kadar.

"Evet, sanırım son cümle onu etkiledi."

"Bekle- Archie, hangi son cümleden bahsediyorsun?"

"Biliyorsun işte, ona aşık olduğunu açıkladığın cümle."

Unutmak İçin Hatırlaحيث تعيش القصص. اكتشف الآن