3.0

2K 183 957
                                    

Babycurly : Sanırım artık gelmeyeceksin...

Louis telefonuna gelen yirmiye yakın mesajın sonuncusunu da okuduktan sonra telefonunu fırlatırcasına önündeki masaya bıraktı. Katie de hala gelmemişti. Kolundaki saate baktıktan sonra arkasına yaslanarak beklemeye devam etti.

Magazinciler şimdiden toplanmıştı. Louis patlayan birkaç flaştan fotoğrafının çekildiğini anlamıştı. Başını öbür tarafa çevirerek lacivert elbisesiyle kendisine yaklaşan sevgilisine baktı. Ayağa kalkarak dudaklarına küçük bir öpücük kondurduğu sırada flaşlar patlamaya başlamıştı.

Katie masaya oturduğunda Louis de tam karşısına oturarak gelen garsona bir şeyler söylediler. Yemekler gelene kadar Katie çıktığı yurt dışı gezisinden bahsetti.

Ama Louis'nin aklı başka yerdeydi. Şu an yıllardır arzuladığı geceyi kaybettiği için değil, Katie'yi Harry'ye tercih etmek zorunda kaldığı için mutsuz ve kızgındı.

"İspanyollar fazla romantik insanlar Louis, bir gün seninle de gitmeliyiz."

Louis başını sallayarak tabağındakileri çatlayıyla birlikte ezmeye ve karıştırmaya devam etti. O sırada çalan telefonu dikkatini dağıtmıştı. Çatalını bırakarak masanın üzerindeki telefonu eline aldı. Vera arıyordu.

"Üzgünüm, buna bakmam gerek."

Katie başını sallayarak yemek yemeye devam ettiğinde Louis telefonu ile birlikte biraz uzaklaşıp telefonu açtı.

"Alo-"

"Bay Tomlinson H-Harry'nin en son ateşi vardı ben ona ilaç getirmek için aşağıya indiğimde bebeği anne kucağının içinde dışarı bırakmış ve kendini odaya kilitlemişti. Sesleniyorum ama içeriden h-hiçbir ses gelmiyor. Sizi rahatsız etmek istemezdim ama-"

"Hemen geliyorum."

Louis titreyen elleri ile telefonu zor bir şekilde kapatıp cebine attı.

"B-benim acilen gitmem gerek."

Katie tam konuşmak için dudaklarını aralamıştı ki Louis buna izin vermeden restorandan ayrıldı.

* * *

Louis yedek anahtarı titreyen elleri ile deliğe sokarak çevirdi. Kapıyı açar açmaz arkasından kapatarak sırtı yatağa dayalı şekilde yere yığılı yatmakta olan olan baktı. Korkak adımlarla yanına ilerledi. Dolu gözlerle birlikte eğilip yarı çıplak bedenini kucağına alarak oturdu.

Harry ağlamaktan kanlanan gözleri ile Louis'nin gözlerine baktı. Ardından Louis'nin neredeyse ağlayacak olduğunu gördü. Dudaklarını yalayarak yüksek ateşinin verdiği uyuşukluk ile kelimeleri ağzında yuvarlayarak konuştu.

"S-sonuçta geldin değil mi? Hadi b-başlayalım."

Louis başını olumsuzca salladı.

"Bu halde sana dokunamam."

Harry parmaklarını gömleğinin üzerinden Louis'nin göğüsünün üzerindeki dövmede gezdirdi. Bu dövme Harry içindi. Onun için yaptırmıştı.

Louis Harry'yi kucağına alarak zorla da olsa banyoya götürdü. Onu yıkadıktan sonra saçlarını kurutarak pijamalarını giydirdi. Ateş düşürücü, bitkisel karışımlar ve sıcak bir çorba daha içirdikten sonra yanına oturarak ateşinden dolayı kızaran yanaklarını okşadı. Ateşi yavaşça düşüyordu. Harry elini Louis'nin büyük elinin üzerine koyarak tuttu.

"Sen benim kalbimin en kırmızı yerisin."

Louis acıyla gülümsedi. Harry Louis'nin yanağına bir öpücük kondurdu.

salvatore ➳ larryWo Geschichten leben. Entdecke jetzt