1.1

2.6K 240 792
                                    

Harry ağlayarak uykuya daldıktan bir saat sonra tekrar uyanmıştı.

Canı hala mısır istiyordu. Ayaklarının kaymamasına dikkat ederek merdivenlerden tutunarak inmeye başladı. Ama bir sorun vardı. Her yer karanlıktı ve aşağıdan sesler geliyordu. Vera çoktan gitmişti. Louis ise yaklaşık iki saattir yoktu. Peki aşağıdaki kimdi?

Harry korkak adımlarla aşağıya indiğinde titrek kolunu prizin olduğu yere uzatarak lambayı yaktı. Ama elinde içki şişeleriyle kendi kendine mırıldanan bir Louis görmeyi beklemiyordu.

Harry bornozunu iyice üzerine örterek Louis'nin yanına yaklaştı.

"L-Louis?"

Louis korkuyla Harry'ye döndükten sonra derin bir nefes alıp gülümsedi.

"Doğum günün kutlu olsun bebeğim."

Harry kaşlarını kaldırdı. Louis'ye ne olmuştu? Şaşkınlıkla onun yanına oturdu.

"Bugün benim doğum günüm değil ki."

Louis yüzünü buruşturarak Harry'ye döndü.

"Ah, doğru. Benim doğum günüm."

Ama Louis'nin doğum günü de değildi. Sadece zihnindeki şeyler ona bunu söyletiyordu. Peki zihnindekilerle doğum gününün ne bağlantısı vardı ki? Harry bunu çözememişti, ta ki Louis konuşana kadar.

"Sana bir şeyler anlatmak istiyorum, seninle bir şeyler paylaşmak istiyorum..."

Louis duraksadı. Sarhoş olduğu için kafasında kelimeleri toparlayıp cümle oluşturmakla meşguldü.

"Keşke beni anlayabilsen..."

Harry Louis'nin sarhoş halinden ne kadar korksa da ona sevgi dolu bir sarılma verdi.

"Anlayabilirim Louis, anlat bana."

Louis naz yapmayacaktı. Zaten bunu yeterince içinde büyütmüştü. Artık birileriyle paylaşması gerekirdi. Louis mayışarak cüzdanını çıkarttı. Ardından içindeki küçük resmi. Harry'ye çevirerek gülümsedi.

Harry merakla resimdeki kadına ve adama baktı. Bunlar kimdi? Louis'nin ailesi olamazdı çünkü Louis'nin ailesi resimdeki kişilere hiç benzemiyordu.

"B-bunlar kim Louis?"

Louis çarpıkça gülümsedi. Resimlere bakarak mırıldanmaya başladı.

"Ben de ailemi bir araba kazasında kaybettim Harry... Onların yüzünü bile hatırlamıyorum... Sahip olduğum tek fotoğraf bu..."

Louis kelimeleri yutarak konuşuyordu. Gözleri dolmuştu ama ne kadar sarhoş olsa da karşısındaki küçük oğlana bakarak ağlayamazdı.

Harry şaşkınlığını gizleyememişti. Louis'nin ailesi ölmemişti ki. Hala yaşıyorlardı ve Louis'yi delicesine seviyorlardı. Ayrıca Louis'nin yirmi yaşından beri koca şirketi yönetmesinde katkıda bulunan kişi onun babasıydı.

"Louis, senin ailen yaşıyor..."

Harry zorlanarak konuşmuştu. Belki bu cümleyi kurarken kendi ailesinin de yaşıyor olmasını dilemişti. Bu yüzden canı acımıştı.

"Ah, haklısın."

Gerçek ailesinin yüzünü bile hatırlamazken evlatlık edinildiği gerçeğini söyleme gereği duymadı Louis.

"Ailem sadece doğum günüm için bir pasta almaya gitmişti..."

Louis daha fazla uzatmak istemedi. Devam ederse ağlayacaktı ve bu Harry'nin karşısında yapmak isteyeceği en son şeydi. Şu an onun gözüne bakmıyordu bile.

salvatore ➳ larryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin