Louis elmalı pankekleri masaya yerleştirerek Harry'ye gülümsedi. Vera'nın kahvaltı hazırlamasına izin vermezdi. Kahvaltı, Louis için en önemli öğün olduğundan Harry ve kendisine bizzat kendi hazırlardı.
Kahvesini doldurarak masaya koyduktan sonra arkasını dönerek buzdolabına ilerledi. Kapağı açtıktan sonra Harry'ye döndü.
"Neli meyve suyu istersin hayatım?"
Harry birkaç saniye düşündükten sonra yanıtladı.
"Mango suyu..."
Louis gülümseyerek dolabın içinden cam şişeyi çıkarttı. Turuncumsu içeceği Harry'nin bardağına doldurduktan sonra içine bir de pipet koydu.
"Hadi bakalım, afiyet olsun."
Harry, Louis'nin aksine gayet mutsuzdu. Yavaşça yemeye başladığında Louis her zamanki gibi tabletinden borsayı takip etmeye başladı. Tabletini masaya bırakarak bir yandan kahvaltısını yapıyor, bir yandan tabletine göz atıyordu.
"Elmalı pankekleri beğenmedin mi?"
Harry sesini çıkartmayarak yemeye devam etti. Louis tabletini kapatarak Harry'ye baktı.
"Tost hazırlamamı ister misin?"
Harry yine sessiz kalma hakkını kullanmıştı. Louis'nin sabrını zorluyordu. Ama Louis ona kızıp, kalbini kırmak istemiyordu. Nasıl olsa yapayalnızdı bu dünyada...
"Sen, neden mutsuzsun?"
Harry tabağını iterek arkasına yaslandı. Yorgun gözlerini Louis'nin gözleri ile buluşturdu.
"Dün gece... çok korktum Louis. Neden beni hep yalnız bırakıyorsun? Ya ben de gidersem..."
Louis duyduklarıyla şaşırmıştı. Yerinden kalkarak Harry'nin yanına ilerledi. Yan tarafındaki sandalyeyi çekerek oturduktan sonra Harry'nin ellerini tuttu.
"Korkacak bir şey yok Harry. Ayrıca gitmek de nereden çıktı? Her zaman benimle olacaksın. Sonsuza kadar..."
Harry başını sallayarak bakışlarını Louis'nin gözlerine kaydırdı.
"Lütfen beni yalnız bırakma Louis."
Louis gülümseyerek güzel oğlanın kıvırcık saçlarını okşadı.
"Kahvaltın bittiyse odana çık ve ödevlerine başla hayatım. Vera ortalığı toparlayacak. Geçenki gibi odandan çıktığını fark edersem bozuşuruz?"
Harry yanaklarının içini şişirerek merdivenlere doğru yol aldı.
* * *
Harry lolipopunu iyice ıslattığını fark ettikten sonra gülümsedi. Bunu seviyordu, özellikle meyve aromalı olanları. Lolipopu ağızına koyarak yatağının içine girdi. Battaniyeyi karnına kadar çektikten sonra kalçasını kaldırarak eşofmanını aşağı doğru sıyırdı. Daha sonra boxerını aşağı doğru indirdi.
Lolipopunun tadını son kez aldıktan sonra ağızından çıkardı. Biraz yaramazlık yapma vakti gelmişti. Tekrar kalçasını biraz havaya kaldırdı. Lolipopunu dudaklarının arasından çıkararak kalçasına doğru götürdü. Lolipopu yavaşça kalçasında gezdirmeye başladı. Bu onu tarif edilemez duygulara sokuyordu. Lolipopu yavaşça deliğine götürdü. Nefesini tutarak lolipopu yavaşça içine sokmaya çalıştı.
Kapı tıklanınca aniden yerinden sıçradı. Lolipopu kalçasından geri çıkararak boğazını temizledi.
"G-gel."
İçeri giren Vera'ydı. Harry'ye bir gülümseme verdi.
"Günaydın küçük bey, Bay Tomlinson kendisi çıkar çıkmaz çalışmaya başlamanızı istedi. Öğretmeniniz bir saate burda olur. Benden istediğiniz başka bir şey var mı?"
