2.8

2K 204 1K
                                    

Harry Elio'yu Vera'nın yanından aldıktan sonra hızla lavaboya koştu. İçeri girdikten sonra kapıyı kilitleyerek bebeği ile birlikte klozet kapağının üzerine oturarak ağlamaya başladı. Şu an herkesten uzak olmak istiyordu ve sanırım en uzak olduğu yer buraydı. Sadece bebeği ve kendi vardı. Şimdi onunla rahat rahat dertleşebilir ve ondan destek alabilirdi.

Elio ona dolu gözlerle baktı. Babasınun üzgün olmasına o da dayanamıyordu. Küçük parmaklarını Harry'nin göz yaşlarının süzüldüğü yanaklarına koydu. Harry bu duruma daha fazla dayanamayıp bebeğine sıkıca sarıldı. Daha sonra bebeğini kucağına yatırarak ona dertlerini anlatmaya başladı.

"E-erkekler neden böyle Elio? S-sakın sen böyle olma ve kimseye i-istemediklerinde dokunma olur mu?"

Elio yumruk yaptığı elini ağzına alarak babasınu izlemeye ve dinlemeye devam etti.

"N-neden herkes beni d-dokunmak için seviyor? N-neden hiçbiri bana seni seviyorum d-demiyor Elio? Neden siz e-erkekler böylesiniz? B-ben pek erkek sayılmıyorum bile, şuna bak k-kadınlara benziyorum!"

Elio dinlemekle yetindi. Zaten yapabileceği tek şey buydu. Yine de babasınu böyle mutsuz görmek onun da içini huzursuz bir hisle kaplıyordu.

"O-onun şeyini gördüm. Ama küçüktü y-yani seninkinden b-büyük ama L-Louis'ninki daha büyük."

"B-ben birine aşık oldum ve o b-benim popoma dokundu! İnanabiliyor musun benim karşımda soyundu!"

Elio babasının yüksek gelen sesinden korkmuş olacak ki titrek bir ses ile kendini ağlamaya hazırladı. Ama Harry bunu fark ederek Elio'yu sakinleştirdi.

"Ö-özür dilerim Elio. A-ama ben seni çok iyi ve kibar bir erkek olarak yetiştireceğim. Söz v-veriyorum."

Harry göz yaşlarını sildikten sonra bebeğini de kucağına alarak kilitlediği kapıyı açtı. Lavabodan çıktıktan sonra gözleri Louis ile buluştu. Louis ve Jane akşam yemeği için mutfağa gidiyordu. Louis yarı yoldan dönerek Harry'nin yanına ilerledi.

"Ne yapıyordunuz içeride, ağladın mı sen?"

Harry başını olumsuzca sallayıp gitmeye çalıştığında Louis bileğini tutarak onu durdurdu.

"Gözlerin kızarmış Harry. Neden ağladın?"

Harry yutkunarak bebeğine daha sıkı sarıldı.

"Elio'yu tuvalete alıştırmaya çalıştım ve yapamadığı için ağladım, hepsi bu."

Ne kadar saçma bir yalan olsa da bunu Harry söylediği için Louis'yi inandırabilmişti.

Louis başını sallayarak Harry'nin elini tuttuktan sonra onunla birlikte mutfağa doğru ilerledi. İçeri girdiklerinde Diego'nun çoktan masada olduğunu gördü. Louis bebeği Harry'nin kucağından alarak Vera yemekleri servis edene kadar kendi kucağında tuttu.

Elio Louis'yi dikkatlice incelemeye başladı. Kaşlarını, saçlarını, uzun kirpiklerini, mavi irislerini, sevimli burnunu, biçimli dudaklarını, yüz hatlarını ve gülümsediğinde gözlerinin kenarında oluşan kırışıklıkları. Ne olursa olsun babasını incelemekten sıkılmıyordu. Tıpkı diğer babasına da yaptığı gibi ellerini bu sefer babasının yüzüne koydu. Louis Jane ile konuştuğu için maalesef küçük Elio babasının dikkatini çekememişti. Tiz sesiyle ağlamaya başladığında Louis onu servisleri yapmış olan Vera'ya vererek yemeğine başladı.

Harry'nin gözleri istemsizce Diego'nun gözleriyle buluşuyordu. Diego ise hiçbir şey olmamış gibi gayet rahat davranıyor ve Harry'ye göz kırpıyordu. Louis öfke dolu bakışlarını Diego'ya gönderince Diego yemeği ile ilgilenmeye başladı.

salvatore ➳ larryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin