0.1

3.4K 281 1.6K
                                    

Harry yanaklarını şişerek hayal kırıklığı ile saate baktı. Louis neredeyse evde olacaktı. Yine önündeki ödev yığınını bitirememişti. Tüm gün odasındaydı ve burda olmak onu boğuyordu. Kapıyı aralayarak aşağıya seslendi.

"Veraaaa..."

Vera'nın ismini uzatarak bağırdığında yaşlı kadın hızlıca merdivenlerin başında belirdi.

"Buyrun küçük bey."

"Louis geldi mi?"

Tam o sırada kapıdan gelen anahtar sesleri Harry'yi heyecanlandırmıştı. Ayaklarının altına kadar inen pijamasını umursamayarak hızlıca merdivenlerden inmeye başladı.

"Dikkat edin-"

Vera'nın uyarısına rağmen durmayarak kapıya koştu. Louis anahtarını vestiyere doğru fırlattığında kendisine sarılan genç oğlana kocaman bir gülümseme gönderdi.

"Louis!"

Louis, Harry'yi bedeninden uzaklaştırıp üzerindeki ceketi çıkarttıktan sonra kısa bir süre daha tekrar sarıldı.

"Mmh, hoşgeldin!"

Louis içeri doğru adımlayarak Vera'ya selam verdi. Merdivenlere yöneldiğinde Harry de arkasından gidiyordu.

Her gün onun gelmesini bekliyordu. Her gün onun gelmesi için dua ediyordu. Onun da gidip bir daha gelmeyeceğinden korkuyordu. Tıpkı anne ve babası gibi...

Louis odasının kapısını açıp içeriye girdi. Kapıyı kapatacağı an Harry kapının arasına girdi.

"Ben de gelmek istiyorum!"

Louis kaşlarını hafifçe çatarak Harry'ye baktı.

"Üzerimi değiştireceğim Harry. Yemeğe in, geliyorum."

Harry, Louis'nin aksine gitmek istemiyordu. Bütün gün yalnız kalmaktan o kadar sıkılmıştı ki, Louis eve gelince evin neşesinin geldiğini düşünüyordu. İçeri girip kendini Louis'nin yatağına kendini atarak ellerini başının arkasına koydu.

O sırada Louis de oflayarak dolabına ilerledi. İçinden çıkardığı mavi tişörtü ve gri eşofman altını yatağa bıraktı. Harry de o sırada hayranlıkla Louis'nin renkli dolabını inceliyordu.

"Bir kereliğine senin kıyafetlerinden giyebilir miyim?"

Louis Harry'nin sorusuna karşı gülümseyerek kravatını başından çıkardı.

"Benim kıyafetlerim sana küçük gelir. Hem ben senin pembeler içinde olmanı daha çok seviyorum."

Harry oflayarak kollarını göğüsünde topladı. Dudağını büzerek homurdanmaya başladı.

"Ben de erkek gibi giyinmek istiyorum."

Louis gömleğinin düğmelerini hızlıca çözüp üzerinden çıkardıktan sonra mavi tişörtü üzerine geçirdi.

"Renklerin cinsiyeti yoktur Harry."

"Öyleyse istediğim renkleri giymeme izin ver."

Louis Harry'yi duymamazlıktan gelerek pantolonunu çıkardı. İçinden telefonunu aldıktan sonra eşofmanını giyerek telefonunu eşofmanının cebine koydu.

"Hadi, yemeğe."

Elini yatağa uzatıp Harry'nin elini tuttuktan sonra ayağa kaldırıp birlikte merdivenlere yürüdüler. Ama Harry'nin suratı hala düzelmemişti. Louis yarı yolda durarak Harry'ye döndü.

"Bir sorun mu var?"

Harry bakışlarını kaçırdığında Louis onun çenesinden kavrayarak gözlerini yine onun gözlerine kenetledi.

salvatore ➳ larryWhere stories live. Discover now