1.9

2.3K 219 804
                                    

Harry karanlıkta yavaşça aşağı indi. Şu an çoktan uyuması gerekiyordu ama bir türlü uykusu gelmiyordu. Tahmin ettiği gibi Louis de bahçedeydi.

Yavaşça cam kapıyı aralayarak arka bahçeye çıktı. Louis Harry'nin geldiğini fark etmişti. Bu yüzden hızlıca sigarasını yere atıp ayağıyla söndürdü.

"Senin ne işin var burada? Çoktan uyuman gerekirdi."

Louis öksürmeye başladığında Harry kaşlarını çattı.

"Sigara içmeni istemiyorum."

Louis kıkırdayarak başını yukarı kaldırdı. Yıldızlara doğru gülümsedi.

"Benim de istemediğim o kadar şey var ki, ama ne yazık ki dünyayı ben yönetemiyorum."

Harry iç çekerek Louis'nin yanına geldi. O da başını Louis'nin omuzuna koyarak yıldızlara bakmaya devam etti. Daha sonra eliyle gökyüzünü işaret etti.

"Büyük olan benim annem, onun yanındaki de senin annen."

Louis gülümseyerek Harry'nin elini tuttu.

"Babalarımız nerede?"

Harry kıkırdayarak yanıtladı.

"Babalarımız mı? Herkesin bir annesi ve bir babası olur. İki tane olmaz."

Louis iç çekerek devam etti.

"Ama Elio'nun iki babası olacak."

Harry tek kaşını kaldırarak dikleşti. Bunu hiç düşünememişti.

"Ama ben kadın değil miyim? Yani birazcık benziyorum. Annesi olurum diye düşünmüştüm."

Louis buruk bir şekilde gülümsedi. Harry'ye bunları düşündürecek kadar kimlik bunalımına soktuğunun farkına bile değildi.

"Sen erkeksin Harry, kadınlar önünde o şeyden taşımaz."

Harry'nin utançtan yanakları kızarmıştı.

"Ama onların de kocaman göğüsleri var."

Louis ufak bir kahkaha attı.

"Senin de dört tane meme ucun var."

Harry gururla gülümseyip Louis'nin önüne doğru geçti. Ellerini Louis'nin boynuna yavaşça dolayarak parmaklarıyla ensesini sevmeye başladı. Bir yandan da yeşillerini güzel mavilere kenetledi.

"Ama sen kadınları seviyorsun, erkek olursam beni sevmezsin..."

Louis iç çekerek karşısındaki güzele baktı.

"Harry seni..."

Louis yutkunarak başını öne eğdi. Daha sonra derin bir nefes alarak başını kaldırdı ve dudaklarını Harry'nin güzel dudaklarına bastırdı.

* * *

Saat üçe yaklaşıyordu ve Harry'yi uyku tutmamıştı. Mavi ve yeşil renkli tişörtüne sarılarak uyuyakalmayı denedi ama olmuyordu. Komidinin üzerindeki lambayı yaktı. O sırada koridordan gelen tıkırtılarla yerinden sıçradı. Tişörtünü yatağın kenarına koyduktan sonra yatağından çıkıp kapıya ilerledi.

Odasından ayrılarak koridora baktığında merdivenlerden inen bir sarı kafa gördü.

"Hey Niall!"

Niall korkudan neredeyse merdivenlerden düşecekti. Mavilerini dehşetle Harry'ye çevirdi. Bu oğlanın bu saatte neden ayakta olduğunu düşünmeden edemedi.

salvatore ➳ larryWhere stories live. Discover now