4.5

1.3K 151 656
                                    

Harry Louis'nin göğüsüne iyice sokuldu. Alnını Louis'nin elmacık kemiklerine yaslayarak güzel kokusunu içine çekti. Bir yandan da tutuştukları ellerini sevdi. Onun için en huzurlu ve güvenilir yer buraydı. Louis'nin kolları altına sıkışmış bir melek gibiydi adeta.

"Seninki siyah bir takım elbise, benimki de beyaz bir takım elbise. Ama damat olan sensin Louis, benim gelin olup gelinlik giymem gerekmez mi?"

Louis duyduğu şeye karşı dudaklarını ıslatarak gülümsedi.

"Eğer giymek istersen giyersin hayatım, ama ikimiz de damat olacağız."

Harry dudaklarını kıvırarak gülümsedi.

"Elio'nun takım elbisesini de sipariş ettin mi?"

Louis başını sallayarak yataktan aşağı doğru sarktı. Yere bıraktığı laptopını kucağına alarak ekranını açtı. Louis sipariş ettiği takımları Harry'ye göstermek istemişti ama ekranda kendi videosu açıktı. Hızla kapatmak için imlece bastı. Harry ise şaşkınca Louis'ye baktı.

"Kendi videonu mu çektin? Bilgisayarının sesini aç da izleyelim."

Harry heyecanla konuştuğunda Louis yutkunarak laptopı kapattığı gibi tekrar yere koydu.

"Çok önemli bir şey değil, s-sonra izleriz. Elio uyanmış mı gidip baksana."

Harry yanaklarının içini şişirerek yataktan kalktı. Louis'nin odasından ayrıldıktan sonra kendi odasına adımladı.

O sırada Louis de yatağında doğruldu. Komidinin üzerindeki telefonunu eline alıp kamerasını açtı. Ekranda gördüğü kişiye iğrenircesine baktı. Bu o olamazdı, hastalığın kendini bu kadar değiştirdiğini fark etmemişti. Alnının köşesindeki kırmızı lekeler, sakallarının aralarında soyulmuş deriler, soluk mavi gözler...

Louis ekranı kilitleyerek telefonu yatağın üzerine bıraktı. Sağ elini yumruk yaparak gözlerinden süzülen yaşlarla birlikte hıçkırmamak için yumruk yaptığı elinin baş parmağını ısırdı. Göz yaşları hızla akıyordu. Hiç bu kadar güçsüz hissetmemişti. Elini ağızından çekerek yatağının yanına yaslanmış bir şekilde duran koltuk değneklerini hızla yere itti. Değnekler yere düştüğü anda Harry öbür odadan seslendi.

"L-Louis sen mi düştün, geliyorum!"

Louis hızla göz yaşlarını silip odasına hızla giren telaşlı güzele baktı.

"Oh, Tanrıya şükür ki değnekler düşmüş. Sana bir şey oldu sandım."

Louis kızarmış gözleriyle gülümsemeye çalışıp Harry'ye döndü.

"E-evet yanlışlıkla elim çarptı. Elio uyanmış mı?"

Harry Louis'nin değneklerini yerden kaldırıp tekrar yatağının kenarına dayadıktan sonra kalçasını kıvırarak kapıya doğru yürüdü.

"Evet, altını değiştiriyordum. Birazdan getiririm."

Louis başını salladığında Harry odadan ayrıldı. Louis Harry'nin gittiğinden emin olduktan sonra telefonunu tekrar alıp avukatının numarasını aramaya başladı.

"İyi günler Bay Tomlinson, nasılsınız?"

Louis boğazını temizleyerek az önce ağlayan o değilmiş gibi net bir ses tonu ile konuştu.

"İyi günler Bay Watson, teşekkür ederim. Vasiyeti hazırlayıp hazırlamadığınızı öğrenmek için rahatsız etmiştim."

"Oh, evet. Sadece sizin imzanız kaldı. Müsait olduğunuz an evinize ya da şirketinize gönderirim. Vârisleriniz Harry Edward Styles ve Elio Tomlinson değil mi?"

salvatore ➳ larryWhere stories live. Discover now