FİNAL

8.7K 617 487
                                    

13. Bölüm

Neslihan'ın düşük yaptığı gece...

Neslihan, üç gün sonraya randevu aldığı hastanede sırf İhsan var diye öne çektiği, ertesi gün gideceği kürtaj öncesi gördüğü kabustan sonra ter içinde uyandı. Tüm yatak kanlar içinde mi diye görmek için ışığı açtığında, kabus olduğunun ayrımına varabildi. Bu nasıl bir kabustu, gerçek gibiydi. Elleri gözlerine gitti hızla. Islanmışlardı.

O daha doğrulup gece lambasını açamadan odanın lambası yandı. Gözlerini kısarak baktığında yengesi bebekle kapıdaydı.

"Bir şey mi oldu yenge?"

"Ben de sana bakmaya geldim. İnlemeni duydum. İyi misin?"

Pek iyi değildi aslında. O anda bacaklarının arasında hissettiği sıcaklıkla battaniyeyi daha da çekti üstüne. Kabusunu yaşayacak mıydı gerçekten? Eğer yaşayacaksa aynısı olmayacaktı. Bacaklarından akan kanları göstermeyecekti bu kez, yengesi korkuyla amcasına seslenemeyecek, amcası onu, bebeğini düşürdüğünü boşboğaz doktordan öğreneceği hastaneye götüremeyecekti.

Şimdi bir umudu vardı. Her şeye kaldığı yerden devam etme umuduydu bu. Dayak yemeyecekti. Sınavını şiddetli kusma sonucu kaçırmayacaktı. Akşamında ise Kerem ve ailesi... Düşünmemeye karar verdi.

"Kabus gördüm yenge, ondandır. Annem ve babam vardı, sonra yoklardı. Ağlamışım da zaten."

"Tamam canım. Kapatayım mı ışığı?"

Başını evet anlamında salladı Neslihan. Tuvalete gitmesi gerekiyordu; ama yengesi çıkınca hallederdi. Ayfer kızların üstünü örtüp ışığı kapatarak çıktı odadan. Yengesi çıkınca bir süre gece lambasının ışığı vuran tavana baktı. Sessizliği dinledi. Karın ve kasık ağrısını unutturacak kadar gördüklerini analiz etmeye ihtiyacı vardı.

Okula gelerek bebek için ondan garanti isteyen kişiyle evlendiği, dolu dizgin aşk yaşadığı ve ona doyamadan elinden alındığı rüyayı analiz etmeye uğraştı bir süre. Yatak daha da kirlenemeden ayağa kalktı. Pijamasının bacak arasından itibaren kırmızılaştığını göremese de ıslaklığını net hissedebiliyordu. Karın ağrısını hiçe sayarak, karanlıkta el yordamıyla dolaptan yeni bir iç çamaşırı ve pijama takımı alarak usulca banyoya geçti.

Saat sabahın üçünü geçmişken ılık bir duş aldı. Hamileliği sonlanmıştı ve Neslihan içinde rahatlamanın bin bir tonuyla gök kuşağına bulanmış gibiydi. Bu son yeni bir başlangıç olabilirdi ve bunu öğrenmesi için sadece birkaç saat sabretmesi yeterli olacaktı. Saçlarını sardığı havluyu çıkarmadan yatağa girdi tekrar. Yatışmayan kalbi nefes almasını güçleştirse de nefesini keseceğine emin olduğu adamı, geleceğini bu kez heba etmeyecekti. Uyuyamayacağını bile bile uzandığı yatakta tavanı izlemeye başladı. Zifiri karanlıkta gördüğü tek şey; hayallerinden tavana sinevizyon gibi yansıyan görüntülerdi ve elini kalbine götürmesi gecikmedi.

"Deli saçması değil mi bu? Sanki adam yarın beni engellemeye gelecekmiş gibi plan yapıyorum. Ya gelirse..."

Neslihan, altı saniyeye sığdırdığı önündeki Keremli yılları yaşayıp yaşamayacağını bilemezdi ancak, amcasının okulunu engelleme durumu ortadan kalkmıştı en azından. Kimin bebeğini düşürdüğünü bilememek ömrü oldukça sırtında taşıyacağı bir yüktü belki; fakat kimseye muhtaç olmadan geleceğini şekillendirme, bir adamı en baştan acı çekmeden sevebilme imkanına tutundu sıkı sıkı. Uykuya daldığında saat sabahın beşini gösteriyordu ve üç saat sonra onu uyandıran babaannesi oldu.

"Neslihan, kuzum hadi uyan artık. Saatin çaldı çaldı kapandı. Dersini kaçırma. bir de gitmeden şu ilacı bir daha oku bakalım, başım dönüyor benim."

Ben Bir Karar VerdimWhere stories live. Discover now