32. BÖLÜM

9.5K 1K 380
                                    

Teklifin muazzamlığı karşısında yorum yapma yetisini kaybettiğinde Kerem Neslihan'ın neyi düşündüğünü merak ediyordu. Kardeşlerinin onlarla yaşamasının olabilirliğini sorguluyor olsa gerekti. Bir noktadan sonra mantığını kavrayarak kabul ederdi nasılsa. Bekledi.

Neslihan ise, Pelin'le konuşurken muhabbete hiç katılmayan, yorum yapmayan, fikir beyan etmeyen Kerem'in onları dinlemediğini zannederek kendince sığlığından utandı. Dinlemişti. Dinlemekle kalmamış kendince en makul olan çözümü getirip önüne koymuştu.

Kerem'in onu gördüğü üç beş seferde, kendisini bu kadar içselleştirmesi mi yoksa daha on dakika önce annesine karşı olduğu gibi onu yönlendirmeye çalışması mı daha büyük sorundu ilk iş olarak bunu durup düşünmeliydi.

Düşündü.

Kerem'in, kendi yararına olan bu amacının altında aradığı fırsatı görmezden gelemezdi. Tek bir yatak odası vardı. Diğer oda kardeşlerinin olursa salonu da yatak odasına çevirecek halleri yoktu. Bu kez bu düşünceli halini yemeyecekti. 

"Biz de bu durumda seninle aynı yatak odasını paylaşacağız mecburiyetten sanırım. Kalsın, teşekkürler."

Karı koca arasında ne mecburiyetiydi bu, hala akıl sır erdiremese de Kerem Neslihan sevinir zannederken ona yıktığı ithamın haksızlığına gözlerini yumamadı.

Tamam, içindeki ufacık, minyatür, küçücük, kırıntı şeklinde bir parçası bunun olabilitesini çoktan amuda kalkarak, zevkle kabul etmiş olsa bile bunu inkar yoluna gidecek ve boş atıp dolu tuttuğu, zeki kadın ayaklarını Neslihan'a vermeyecekti.

"Ya Neslihan. Sen şaka mısın? Lütfen zehirli fikirlerini beni yatağa atmak için harcama olur mu? Çıkar aklını artık yataktan. Kimmiş bu kafadan sıyrılamayan belli oldu."

"Bana bunu düşünmediğini söyle hadi. Dürüstlüğünden şüphem yok."

"Küçük bir oda daha var. Oraya atarım bir yatak, oh misler gibi de tek başıma yatarım. Beni yanında istemeyeni ben hiç istemem."

"Halkavcılığı yapma bana. Sensin zehirli fikirleri olan. O küçük oda çalışma odası olarak düzenlenmiş. Yatak sığmaz bile belki. Diyelim ki sığdı, kimse demez mi bir evde üç yatak odası ne iş diye? Ailenin en akıllısı sen misin?"

"Kardeşlerini düşünme istemiştim; ama sana yaranılmaz kadın."

"Bana yaranmak istesen çok güzel yaranırsın merak etme, senin asıl amacın bana yanaşmak. Bunu ne yapacağız?"

"Tamamen senin hüsn-ü kuruntun olan bu duruma benimle alakası olsa cevap vermeye tenezzül ederdim belki.

"Aman verme cevap falan. Vermediğini sandığın cevabı aldım ben. Odalarımız ayrı olacak Şe.Ker."

"İyi be. Olursa olsun. Baktın gördün, hadi inelim aşağı. Yemeğini ye, çalış derslerine. Sınıfta falan kalma."

Neslihan az kalsın gülecekti. On beş dakika daha çizgi film izlemek istemiş de annesinden veto yemiş çocuklar gibi huysuzlanıyordu aklındaki karşı fikirlerle uyuşmayınca.

"Sınıfta kalmam. Yıllık ücretini senin ödediğini bildiğim bir okula bir gün dahi fazla gitmemek için canla başla çalışırım."

Sanki onun için demişti Kerem. Espri de yapılamıyordu bu kadına, hemen ciddiye almak gibi çok kötü bir huyu vardı, canı sağ olsun. Belki, bundan dolayı alt kata koştura koştura indi neredeyse. Kerem sevmezdi ki para muhabbetini. Genelde veren taraf olmaktan hiç gocunmamıştı bugüne dek. Karısından mı kıskanacaktı?

Ben Bir Karar VerdimWhere stories live. Discover now