25. BÖLÜM

9K 971 226
                                    

Bu kadar yakın olmamalıydılar. Onun burnu kendi ince boynuna bu kadar sokulmamalıydı. Tenine değen güzel burnunun ucu olsa da, Neslihan için kendinden nefret etmesine yetecek kadar bir erkeğin burnuydu.

Ömrü boyunca toplamda üç erkekle yatacak kapasitede, mentalitede bile değilken bir hafta içinde bu duruma sokmuştu kendisini. Onlardan biriyle evlenerek adım attığı hayatın ona başka sürpriz yapmayacağının da garantisi yoktu üstelik.

Kader eşittir Kerem'in dudaklarından dökülenler olacaktı Neslihan'ın alnına yazılan kısım için. Aynı evde ailesiyle birlikte yaşamayı ona teklif etmesinin masum yanlarını göz ardı edemezdi; ama kabul ettiği şeyin, götürülerinin getirilerinden fazla olmayacağının da bir garantisi yoktu.

Şimdi de evlilik alış verişi yapıyordu. Tüm bunlar bir kabus olmalıydı. Ders çalışması gereken zamanlarda avm'de don sütyen alacak kadar beyin kıtlığı çekmemişti hiç. Kötü bir şakanın ana karakteriydi ve bu durumdan ondan başka kimse şikayetçi değildi. Kendi de şikayet edecek konumda değildi.

Kerem kulağının dibini neredeyse yalayarak geçen nefesiyle aşk dolu son sözlerini söylediğinde Neslihan'ın telefonu çaldı. Nevzat arıyordu. Bir iki adım geri atarak ona konuşması için mesafe bırakan adam ablalarının girdiği mağazadan içeri girdi.

"Sen niye geldin, Neslihan nerede?"

"Telefonda. Kartı vermeye geldim."

"Tamam o zaman. Ver. Bak bunlar nasıl?"

Ablalarıyla Neslihan emin ellerde miydi emin olamadı; ama alınacak kıyafet, yapılacak alış veriş varsa bu ikisinden daha iyisini mumla arasa bulamazdı.

"Yanlış kişiye soruyorsunuz. Neslihan gelir şimdi. Sakın onun beğendiklerine burun kıvırmayın. Sizinle aynı zevkten olmak zorunda değil."

"Tamam Şe.Ker. merak etme sen. Daha yarım saat olmadı, annemle konuşalı. Ben talimatları aldım."

"Süper o zaman. Ben biraz yakınlarda takılırım. İki saat sonra yemek yeriz. Alış verişe kaptırmayın kendinizi. Ben ararım gerçi ailenin en aklı başında bireyi olarak."

"Ayy haspam. Sen misin en akıllı birey? Konuşturma beni."

"Abla uğraşma Kerem'le. Heyecanlı zaten, görmüyor musun? Bir aksilik çıkmasın diye uğraşıyor."

Keriman'a Kerem'i yedirmeyecekti Kamuran. Ercüment'i ona borçluydu. Borçlu olmasa da laf ettirmezdi gerçi.

"İyi peki. Koalisyon kuruldu yine bana karşı. Neslihan gelsin de, bir an önce başlayalım. Annem aile üyelerine bir şeyler alınacak dedi. Vaktimiz kısıtlı. Erkek kardeşlerini sen halletsene."

"Mantıklı. Tamam, öyle yapalım. Onlara alırım ben."

Sabah yakın mesafede oturmaları ve konuşmaları iyi olmuştu. Bedenleri hakkında fikir sahibiydi. Üstlerine olmasa bile, en azından hediye kartı diye bir çözüm vardı. Hiç kendinden başka bir erkeğe alış veriş yapmamış olsa da kayınçolarını sevmişti. İlkleri severdi ve kapıda ileri geri yürüyerek konuşan kadınla her şey bir ilkti.

Kardeşiyle konuşan Neslihan, gelmek isterlerse onlara nasıl gelmeyin derim diye düşünürken mevzu uğraşmasına gerek olmadan kendiliğinden çözüme kavuştu. Alış veriş sevmeyen erkekler candı. Kardeşleri de tıpkı kendisi gibi alış verişi angarya görürdü. Saatlerce severek vakit ayırdıkları tek şey ders çalışmak ve kitap okumaktı.

Ben Bir Karar VerdimWhere stories live. Discover now