73. Bölüm

23.1K 1.8K 117
                                    

Hey, Hay, Hoy!

Toprak ve Özdemir Aileleriyle karşınızdayız canlar.

Artık birilerini evlendirmenin vakti geldi, siz ne dersiniz?

Gazamız mübarek olsun.
İyi okumalar dilerim.

Olursa olur, olmazsa da olur. Ama seninle ne olursa güzel olur.

Nihayet gelip çatan düğün günü herkeste farklı bir heyecan yaratmıştı. Ancak açık ara farkla günün en heyecanlısı Ali'ydi. Kazasız belasız atlattıkları kına gecesi yüzünden keyfi yerinde olsa da gece çok uyuyamadığı gibi sabahta erkenden kalkmış, damatlığını giyinip Nilüfer'in evinin yolunu tutmuştu. Ailecek edinilen kahvaltıya yetişmiş ve masadaki yerini almıştı.

''Enişte sen bu günü biraz yanlış anlamışsın sanki,'' diyen Aleksis ile çay bardağını masaya bırakıp ona sırıtarak bakan gence döndü.

''Anlamadım kayınço?''

''Ben de onu diyorum. Nerede görülmüş düğün günü damadın kahvaltıya geldiği? Senin daha sonra gelmen gerekiyordu.''

Bakışlarını Nilüfer'e çeviren Ali mimikleriyle 'Ben sana demiştim!' ifadesi takınıp Aleksis'e geri döndü ve ''Haa sen onu diyorsun. Bunlar normal düğünler için kayınço. Bugün üç tane nikâh kıyılacak anca yetişiriz dedim,'' diye açıkladı durumu.

''Sahi oğlum nasıl olacak şimdi?'' diye soran Roza ile yaşlı kadına çevirdi bakışlarını. ''Birazdan annemler Hoca ile gelecek.  Burada imam nikâhını kıyacağız. Ardından kiliseye geçeceğiz. Oradaki törenden sonra da polis evine gideceğiz. Resmi nikâh orada kıyılacak.''

''Diyorsun ki garanti olsun ha!''

Nilüfer'in babasının yorumuyla yutkunan genç adam cevap verme işini yanında oturan müstakbel karısına bıraktı.

''Baba benim tercihimdi,'' diyen kızına gülümseyen Mehmet, bakışlarıyla Ali'yi işaret ederek ''Bir daha düşünsen, emin misin?'' diye sordu. Babasının imasıyla gözlerini deviren Nilüfer, derin bir iç çekip ayağa kalktı ve dün sözleştikleri gibi erkenden eve gelecek olan kuaförünü bahane ederek salondan ayrıldı.

''Birazdan Selma abla gelir, o gelene kadar odamdayım,'' diyen kadının arkasından bakakalan Ali gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı ve içinden tekrarladı: 'Geçecek aslanım! Ha gayret. Bak saat neredeyse 9.30 oldu bile. Çayını iç, kahvaltını bitir. Akşama enerjin olsun... Akşam!'

Gecenin sonunda Nilüfer ile kendi evlerine geçecekleri aklına gelince yüzüne büyük bir gülümseme yerleşti Ali'nin.

''Hayırdır delikanlı? Neye gülüyorsun böyle?'' diye soran kayınpederine 'Kızınızla geçireceğim geceyi düşündükçe mutluluktan gülüyorum,' diyemeyeceği için önce dudaklarını birbirine sımsıkı bastırıp yüzünü ifadesizleştirdi. Ardından ''Hiç... Güzel telaşlar bunlar babacığım. O geldi de aklıma...'' diye açıkladı durumu.

Duyduğu ''Baba'' kelimesiyle tüyleri diken diken olan Mehmet, Ali'ye çıkışacaktı ki Roza araya girip ''Oğlum bizi yollamadınız bir yere hazırlıklar zamanında yetişecek mi?'' diye sordu.

''Üç teyzem var benim. Üstelik üçü de evleneyim diye gözümün içine bakıyordu. Her şeyi onlara havale ettim bende.''

''Kızımın başını yakacak bu,'' diye mırıldanan Mehmet, herkes tarafından duyulmuş ama duymazlıktan gelinmişti.

***

Hazırlıkları biten Nilüfer, salona indiğinde herkesi onu beklerken buldu. Düz gelinliğinin üstüne giydiği hırkanın kollarını düzeltip eline tutuşturdukları şalla da başını örttü. Gözleri dolan annesinden bakışlarını kaçırırken önüne gelip alnına derin bir öpücük konduran babasıyla içinin titrediğini hissetti. ''Nilüfer çiçeğim henüz geç değil. Eğer evlenmek istemediğini söylersen anlarım,'' diyen babasına tebessüm etti.

Sana Anne Diyebilir Miyim? (1. ve 2. Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin