69. Bölüm

21.1K 1.8K 138
                                    

Selamlar!

69. bölümle işte geldik buradayız. Finale az kaldı canlar.
Kendinizi hazırlasanız iyi olur.

Multimedya Vatan Kutlu İnan.

Okumayanları Sana Baba Diyebilir miyim? adlı hikayeme davet ediyorum.

Yok biz onu okuduk başka ne var diye soranların da bana biraz mühdet vermelerini rica ediyorum. Kafamdaki hangi karakterleri yazıya düşürsem diye düşünme aşamasındayım. Kararımı verdiğimde haberiniz olacak inşallah.

Her neyse iyi okumalar dilerim.

Elden gelse sarıp sarmalı, saklamalı.

Elden gelse elinden tutmalı, bırakmamalı.

Elden gelse... Ah keşke elden gelse!

İkiziyle birlikte düğün için alışverişe çıkan Gülce yaptığı hatanın farkındaydı. Kendisi ilk girdiği mağazadan hem kına hem de düğün için birer elbise almışken Gurur henüz kayda değer bir gelişme gösterememişti. Bu yetmezmiş gibi girdikleri her mağazada en az on elbise deniyor ve denediği hiçbir elbiseyi de beğenmiyordu. Sinirden ve çektiği psikolojik acı yüzünden ağlama noktasına gelen genç kız, en son girdikleri mağaza kabinlerinin önündeki puflardan birine adeta çökmüş ölümünü bekliyordu. Gurur'un ''Bu da olmadı... Of! Hiçbiri güzel değil...'' tarzı cümleleri kulaklarına çalındıkça da aklından türlü intihar senaryoları geçmiyor değildi.

Bu esnada burnuna dolan kokuyla kalbinin ritminin değiştiğini hissetti genç kız. Kamburlaştığı yerde doğruldu ve başını sağa sola çevirerek o aşina olduğu kokunun kaynağını bulmaya girişti. Etrafta mağaza çalışanlarından başka kimseyi göremeyince ''Hayal görüyorum galiba,'' diye mırıldandı ancak duyumsadığı kokunun hayal olamayacağı gerçekliğini de yadsımak istemiyordu. Bir kez daha gözlerini mağazada gezdirirken önce Vatan'ın sesini ardından Kaya'nın kahkahasını duydu. Çok geçmeden görüş alanına giren ikiliyi gördüğü gibi heyecanla ayağa kalktı. Ona doğru yaklaşan ikiliyle eli ayağı titremeye başlamıştı bile.

'Çok özlemişim. Hoş geldin laciverdim,' diye içinden geçirdiği esnada yanına gelip ona sarılan Vatan ile düşüncelerinden sıyrıldı.

''Gülce'm iyi misin? Yüzün solgun görünüyor?''

''Ayy nasıl iyi olabilirim Vatan? İkizim diye demiyorum ama bu kız beni öldürecek!''

''Hadi ya o kadar mı kötü?''

Cevap vermek yerine gözlerini deviren genç kız, onları izleyen Kaya'ya döndüğünde içinin ısındığını hissetti. Gurur'un yanına gitmek için yanlarından uzaklaşan Vatan sayesinde ''Hoş geldin,'' diyebildi genç adama.

Ona gülümseyerek bakan adam, cevap vermeden önce aralarındaki mesafeyi kapattı ve bir elini Gülce'nin yanağına yasladı. Genç kızın saniyeler içinde pembeleşen yanaklarıyla içini yoğun bir sıcaklık kapaklarken ona parlayan gözlerle bakan kıza ''Hoş buldum Gül,'' karşılığını verdi ve ekledi: ''Sen de hoş geldin.''

''Çooook hoş buldum. Öyle böyle değil... Yani daha hoşunu bulamazdım...'' deyip saçmaladığını fark edince elleriyle yüzünü kapatan kızın bileklerinden tutarak yüzünü  göstermesini sağladı.

''Utanma ya da utan ama kendini saklama,'' diyen adama kıpkırmızı olmuş yüzünü gösteremeyeceğini düşündüğünden bakışlarını kaçırdı ve başını olabildiğince aşağı eğdi ta ki çenesinde hissettiği parmaklara kadar. Kaya, genç kızın çenesine dokunarak Gülce'nin başını kaldırmasını sağladı.

''Her halin ayrı güzel Gül. Sana bakarken kendimi eşsiz bir manzaraya bakar gibi hissediyorum.''

''O zaman bunu sıkça yapmalısın,'' diyen kızla burukça tebessüm etti ve ''İnan düşünmüyor değilim,'' karşılığını verdi.

Bu esnada kabinlerin olduğu kısımdan çıkan Vatan ve Gurur, ikilinin de bakışmalarının sonu oldu.
''Tamamdır Gülce'm. Dı mişın is kompleyt.''

Duyduğu cümleyle Vatan'a bakan Gülce, Gurur'un elinde gördüğü elbiselerle elini kalbinin üstüne götürdü ve ''Allah'ım canımı bağışladığın için çok teşekkür ederim. Daha iyi biri olmak için elimden geleni yapacağım,'' dedi.

''Ya kes! İki dakika rahat vermedin, diktin de bunu başıma zebellah gibi,'' derken sevgilisini kastediyordu Gurur.

''Ben ne yaptım ikiz?''

''Sus konuşma sinirlerim tepemde zaten,'' diyen kız, Kaya'yı fark etmesiyle genç adama dönüp ''Sende mi buradaydın enişte?'' diye sordu.

''Enişte mi?''

''Enişte derken?''

Aynı anda Gülce ve Vatan'dan yükselen şaşkınlık nidalarını umursamadan ''Seni görmekte güzel baldız,'' diyen Kaya ile ikili bu sefer de ''Baldız mı?'' diye tek bir ağızdan sordu.

Aldığı karşılıkla gülümseyen Gurur, elindeki elbiselerle arkasında dumur olmuş iki kişi bırakarak kasaya doğru ilerledi.

''Abi ne demek bu?'' diye soran Vatan ile omuzlarını silkti Kaya. Ardından Gülce'ye dönen Vatan, ''Gülce'm nikâha mı haber verecektiniz sizde Nilüfer abla gibi? Hiç yakıştıramadım bunu sana!'' deyince ''Ay ne nikâhı daha var o kısma geçmemize,'' deyip duraksadı genç kız. Bakışları Kaya'yı bulunca genç adamın ona gülümsediğini fark etti ve utançla başını eğdi.

''Vay! Yokta demiyorsun...''

''Yok, yani yok tabii ki...'' diye açıklamaya girişen Gülce'yi ''Şimdilik aramızda öyle bir şey yok. Geleceği konuşmak için de erken,'' diyerek susturdu Kaya.

''Var ama yok diyorsunuz yani. Hımm... Ya siz şuna flört ediyoruz desenize?''

''Hadi abiciğim git sevgilini yalnız bırakma,'' diye onu yanlarından kovan Kaya'ya gülümseyen genç, ''Tabii çifte kumruları yalnız bırakmak lazım,'' deyip Gurur'un olduğu tarafa yöneldi.

Vatan'ın gidişiyle ortamda oluşan sessizliği ''Biz flört mü ediyoruz?'' diye sorarak bozdu Gülce.

''Flört, sevgili olma aşamasına geçiş sürecidir Gül. Biz sevgili olmayacağımıza göre flört ediyor sayılmayız...''

Aldığı karşılıkla yüzü asılan genç kız, Kaya'nın derin bir iç çekmenin ardından ''...şimdilik,'' diye devam etmesiyle kalbinin duracağını sandı.

''Şimdilik?'' diye tekrar ederken aslında bir cevap beklemiyor sadece durumu kendine izah ediyordu ama yanına yaklaşan adam, ''Henüz reşit değilsin. Öncelikle 18 yaşına basmanı bekleyeceğiz,'' deyince tüm hücrelerinin kanatlanıp uçacağını sandı bir an.

''Sayılı gün dediğin nedir ki çabuk geçer.''

''Bende öyle umuyorum.''

Bakışları kesişen ikili dünyada onlardan başka kimse yokmuş gibi birbirlerine bakakalırken Kaya, genç kızı kollarının arasına alıp Gülce'ye sıkıca sarılmamak için kendini oldukça zor tutuyordu. Kendine ve karşısındaki kıza olan saygısından henüz 17 yaşında olan bir genç kızla sevgililiği uygun görmüyordu.

Helal olsun Kayacığım.

İşte size böyle geldik, şöyle soldan soldan gidiyoruz.

70. bölümde görüşmek ümidiyle şen kalın, esen kalın, hoş kalın.

Sana Anne Diyebilir Miyim? (1. ve 2. Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin