49. Bölüm | SADM FİNALİ

55.2K 3.2K 1.9K
                                    

Selam olsun en canımcık okurcuklarıma!

Evet, bölüm bildirimiyle hızlanan kalp atışlarının farkındayım canımcığım. Kalbin dert görmesin inşallah.

Bu bölüm ilk kitabın finaliydi. Hız kesmeden ikinci kitaba devam edeceğiz.

Size güpgüzel okumalar dilerim :)

Kahvaltıdan sonra evden çıkan Nilüfer, kafeye vardığında her zamanki gibi elemanlara selam verip mutfak kısmına ilerledi. Mutfağa girmesiyle gözlerini devirmesi bir oldu. Kevser yine mutfaktaki elemanlara çatıyordu.

''Ah ah! Yok ki şöyle Kevser teyzemin gönlüne göre evli, mutlu, çocuklusu. Eh kadın da haklı tabi çocuklarından göremiyor milletten bekliyor torun.''

Nilüfer'in iğneleyici laflarına elindeki merdaneyi havaya kaldırarak cevap verdi Kevser. ''Dilin kopmasın kenafir gözlü! Nerem teyze benim, teyze anandır!''

Genç kadın, şen bir kahkaha atıp ''Annemle yan yana gelmeye bile katlanamayan kadın mı söylüyor bunu? Ya, tabi bende yanında annesi gibi durduğum biriyle aynı ortama girmezdim,''  dedi. Cümlesinin bitimiyle kafasını eğmesi bir oldu. Kevser elindeki merdaneyi ona doğru fırlatmıştı çünkü. Allah'tan Nilüfer'in güçlü refleksleri vardı da başını eğerek kafasına ciddi bir darbe almaktan kurtulmuştu.

''Abla iyice kafayı sıyırdın sen! Heyecan istiyorsan git kocanı boşa, benden ne istiyorsun?''

Kevser aralarındaki tezgâhı dolanıp Nilüfer'e doğru gelirken Nilüfer de tezgâhı dolanıp az önce Kevser'in olduğu yerde durmaya başladı.

''Kaçma kenafir gözlü azıcık saçını yolacağım!'' diyen kadına ''Ah, ne iyi olur abla. Ben de saçımı kestirmeyi düşünüyordum,'' karşılığını verdi.

Daha da hiddetlenen kadın tekrardan tezgâhın etrafını dolaşmaya başlayınca Nilüfer'in de tezgâhı dolanması bir oldu. Bu kovalamaca Kevser nefes nefese kalınca bitmek zorunda kaldı. Yorulan kadın kendini mutfaktaki sandalyeye atıp soluklanmaya başladı.

''Tez zamanda üç çocuğun olsun, üçü de kız olsun, üçünden de ayrı ayrı bana çektirdiklerini çekesin inşallah kenafir gözlü,'' abla gibi sevdiği kadının bedduasına içten bir ''Âmin,'' deyip ''Ben değil babaları düşünsün,'' diye de devam etti Nilüfer.

Kevser, Nilüfer ile bu seferlik baş edemeyeceğini anladığından, yakasını silkti ve ''Senden illallah ettim, evlen de kocan uğraşsın artık seninle,'' dedi.

Genç kadın, içi su dolu bardakla Kevser'in önüne gidip kadına içmesi için suyu uzattı. ''Kataloga 'Buna alan aptaldır,' yazmasaydın belki çoktan benimle kocam uğraşıyor olurdu,'' diye de sitem etti.

''Aman ben kimseye 'Kevser oğlumun başını yaktı,' dedirtmem kenafir göz. Seni alacak aptala da Allah yardım etsin,''

''Âmin,'' deyip mutfak önlüklerinden birini üstüne geçirdi Nilüfer. Ellerini yıkadıktan sonra tezgâhın üstüne kullanacağı malzemeleri yığıp, sargılı başparmağının elverdiğince kurabiye yapmaya koyuldu.

***

Gülce gözlerini açtığında kendini yatağında buldu. ''Ne uyumuşum ya,'' diye mırıldanırken ne zaman uykuya daldığını anlamaya çalışıyordu. En son ne yaptığını anımsamaya çalışırken aklına gelen genç adamla ''Ay rüya mıydı o?'' diye sordu kendi kendine. Üstüne baktığında Kaya için giydiği elbiseyle olduğunu görünce ''Yok rüya olamaz,'' deyip yataktan kalktı. Yerinden hızla kalkmasıyla gözleri kararıp başı dönse de, olduğu yerde biraz bekleyip odasının çıkışına yöneldi. Merdivenlerden inip salona girdiğinde Çiçek'i Gurur'un saçlarıyla oynarken buldu. İkizinin onu fark etmesiyle ''Nasılsın ikiz? Yine bayılmışsın haberlerini aldım,'' demesi bir oldu.

Sana Anne Diyebilir Miyim? (1. ve 2. Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin