44.Bölüm

2.5K 259 43
                                    

Ocak,2016
     Ellerine sarılan çocuk çırpıyordu annesini.Gözleri dolu dolu "Babam nerede anne?Babam nerede?"diye sorup duruyordu.Evlerindeki yabancıların varlığından,babasının yokluğundan ürkmüştü.Babası onları korurdu herkesten.Şimdi neredeydi?Kimdi bu adamlar?

    Polisler evin her yerine dağılmışlardı.Melek'in bütün huzuru,mutluluğu sanki boğazına dizilmişti.Öyle yakıyordu her ihtimal canını.Genzi yanıyordu.Başı dönüyordu,kanı çekiliyordu.Ellerindeki küçük ellerin hatrına toparlandı çabucak.

"Dur yavrum.Bir sakin ol."dedi avuçlarındaki minik elleri okşarken.Dudakları büzüldü minik kızın.

"Korkuyorum."dedi kendi gibi minicik harflerle.

Bu söz ırgaladı hepten kadını.Gelip bam telini sızlattı.

İçi acıdı.

  Eğildi.Yanaklarını okşadı.
"Korkulacak ne var kuzum.Ben buradayım ya."

"Ama babam yok."gözlerini kırpıştırınca uzun kirpiklerinin arasından birkaç yaş süzüldü küçük kızın.Hemen sildi annesi,o incileri.

Kıyamadı.

"Şişt!Baban gelince ağladın diye sana kızar,karışmam."dedi yalancı bir söz ve gülüş ile.Eğildi burnundan öptü.Babası Beril'e kızmazdı,hele ağladığı için.Hiç!

Peki,gelecek miydi Yağız..

Bu düşüncenin ağrısında tekrar konuştu Beril.

"Papatya da korkar."odasına giren polisten çekindi.Melek ise adamın Beril'in odasına girdiğini görünce hepten koptu filmi.Güzel bir oyun dizilmişti anladı.Sabahında, gelip suçlu gibi götürmüşlerdi yıllarını devlete,millete adayan adamı.

"Çocuk odasında ne arıyorsunuz?"diye dalmıştı ki odaya diğer polis durdurmak istedi kadını.

"Hanımefendi girmeyin odaya."
Melek dinlemedi.Beril'in yatağına doğru ilerledi.Kaptığı gibi aldı Papatya'yı.

"Delil karartmaktan size de mesele çıkmasın!"tehditkardı az önce iğne deliğine bile bakılmasını isteyen komiser.

Beril hepten bir ağlamaya durdu.İçin için.

"Bir çocuğun oyuncağından mesele çıkacaksa çıksın!"dedi hala elinde sımsıkı tuttuğu bebekle kızına doğru ilerledi.Nasıl da ağlıyordu..

Kimin ne hakkı vardı buna?

"Ağlama anneciğim."derken elindeki oyuncağı da bırakmadan Beril'i de kucağına aldı.Sımsıkı sarıldı boynuna küçük kız.Ağladı durdu orada.Yüzünü saklayarak,sesini duyurmaktan da korkarak.

"Bak sen ağlarsan Papatya da korkar."dedi annesi.Sesinin titreyeceğinden orada çocuk gibi ağlamaktan korktu Melek.Kucağındaki evladından daha bitap düşüp daha fena ağlamaktan çok korktu!

Beril kucağına bastığı Papatya'sı ile tekrar sarıldı annesine.Saçlarından öptü kızını,küçük bir bebek gibi pışpışladı.Sakinleşmesini istedi.Yeni yağmaya başlayan karı izlemesi için mutfak balkonuna çıkardı kızını.Beril içini çektikçe sanki yüreğine yağıyordu o karlar.Mutfak tezgahının altında,balkondaki saksıların çevresinde,Melek'in kendi kitaplarının arasında bile bir şey aradı o gün polisler.

"Anniş babamı arasan."Beril babası konusunda hala ısrarcıydı.Reddetmedi bu teklifi derin bir nefes alıp aradı Yağız'ı.

Kapalıydı telefon.

Yağız'dan kilometrelerce uzakmış gibi hissetti o an.Göreve gittiğinde de arayınca tıpkı böyle bir ses okurdu telefonunda.

Çok uzaklarda olurdu..

Kod Adı:KILIÇWhere stories live. Discover now