10.Bölüm

4.4K 303 27
                                    


Nisan,2015


Hicran ile telefon konuşması içine en yakın tarihte izin alıp Ankara'ya gitme kanaati oluştururken kollarını tekrar bağlayarak arkasına yaslandı Melek.Herkesin ayrı bir derdi vardı şu dünyada...Herkesin derdi kendine büyüktü ama Hicran...Yıllardır arkadaşını kardeş gibi görmesindeki en büyük ölçüt benzer şeyler yaşamasıydı...

  Şaşırtıcı ki bugün dolmuş tıka basa dolu değil hatta tenha da sayılabilirdi.Havada hüzün yastıklarını andıran bulutlar bağımsızlığını ilan etmesinden ötürüydü bu büyük ihtimal.Bir de hafta içi olması tuzu biberiydi.Herkes işine gücüne bakıyor çarşıya pazara çıkacaklar bunu bir ertesi güne erteliyorlardı...

  Her durakta şoför itina ile duruyor,birer ikişer kişi adrabayı dolduruyor birkaç durak sonrasında yine boşalıyordu.Oturduğu koltukta eğreti oturuş tarzını yanındaki teyzenin kalkmasıyla düzgünleştirdi ve dışarıyı izlemeye devam etti.

  Otobüs durağında billboardlardan gözünü çeken adam banka oturdu sakince.Kısa saçlarından ellerini öylesine geçirip ensesini ovaladı.Derin nefesler alırken gayet olağan alışık tavırları ile sezdirmeden etrafını kolaçan etti.Sakince yerinden tekrar kalktı.Gerçekten işi geciken insan tavırıyla oflayarak saatine baktı.

   Üzerindeki gerginliği tecrübeye iterken kurallarını ve prensiplerini kendi kendine sıraladı.Bu görevde olağandışı ve hayli tehlikeliydi.Sivil insanların bulunduğu bir ortamda karşındakini saf dışı bırakmak bunun haricinde karşı ateşe maruz kalabilme ihtimali de vardı.

Ten rengindeki casus kulaklığından öneri ve bilgileri ustaca alırken yanındaki yaşlı teyze de sonunda gelen Kurtuluş-Yenikapı İETT'sine binmişti.Görüş alabilmek adına sola kayan adam araç gittikten sonra eski yerine dönmüştü.

"Hedef yaklaşıyor.Başlıyoruz."

sesiyle gözleri şahin olup keskinleşti biranda.

"Şuan parkın içinden çıktı,yavaşladı ve kaldırım boyunca ilerliyor."

Genç adamın kadrajına giren çocuk yaşta sayılabilecek adam başı önde yürüyordu.Etrafındakilere çekingen bakışlarını yollarken ellerinin terlemiş olduğunu,hareketlerinden

anlamıştı.Sağ avucunu kaşır gibi sürekli avuçluyordu çünkü.Sonrasında diğer elini de gördü...Kesin kanaat getirdi aradığı adamın bu olduğuna.

  Canlı bombanın ürkek bakışlarını insanlarda gezdirdiğini gördü.

   Bunun üzerine şüphe çekmemek için  arkasını dönen adam,durağın camından takip etmeye başladı bombacının hareketlerini.

Çantası yoktu.

Üzerinde kahverengi bir kaşkol ve onun rengine yakın bir kaban vardı.

Çapraz duruşunu alırken gözlerini yansımadan çekmedi.

Usul ama seri bir hareketle sağ elini beline götürdü.Silahın kabzasını tuttuğu an silah kılıfının üst kısmı açılmıştı.Hareketlerine bakmayı sürdürdüğünde canlı bombanın yavaşladığını gördü.

  Aralarındaki tek şerit yol mesafesini ve yanından geçen insanları hesapladı aklında.Adamın baş parmağının gerildiğini gördüğünde sürgüsü çekilmiş tabancasının emniyet mandalını ateşleme pozisyonuna aldı.

Kolladığı anın geldiğini düşündüğünde ise arkasını hızla döndü ve elindeki tabancayı adamın sol eline ve ayağına sıktı.Öldürücü bir vuruş seçmemesinde,adamın üzerindeki bombanın konumunu ve adamın sorgulanabilirlik ihtimalini yükseltme amacı vardı.

Kod Adı:KILIÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin