Bölüm 37: Toplantı

7.9K 1.3K 838
                                    

Medya: Temsili Razien.

İyi okumalar!

☀️

Zamanın nasıl akıp geçtiğini uykudan kurtulana kadar anlamamıştım.

Güz Krallığında olduğu gibi sabah fütursuzca gözüme vuran aşırı ışık yoktu. Sadece ayarı kısılmış, loş bir ışık odaya hâkimdi. Uyandığımda da uyumadan önce de ışıkta hiçbir değişim olmamıştı. Zamanın nasıl akıp gittiğini anlamıyordum. Pencereler dışarıyı göstermeyen kara camdan yapılmıştı. Fakat gösterse bile, gördüğüm tek şey karanlık olacaktı. Bana zamanın geçtiğini anlatabilen tek şey karnımın gurultusu ve içgüdülerimdi. 

Göz kapaklarımı açılmaya zorlayıp kısık gözle etrafa baktım. Görüşüm yavaşça netlik kazanırken gözlerimi kırpıştırdım. Kalbin ritmik atış sesi zihnimi doldururken yanağımı yasladım bedene baktım. Boğazım kururken yavaşça doğruldum. Rhan'la parmaklarımız birbirine kenetlenmişti ve birleşen ellerimiz göğsünün üzerinde duruyordu. Elimi çekmeye çalışsam da Rhan buna izin vermedi. Açık kahverengi, saçlarından daha çok sarıya çalan kaşları çatıldı ve homurdandı.

Tam kalbinin üzerine kafamı koyup uyumuştum. Rhan tüm yatağa yayılmıştı. Gözleri kapalıydı, kirpikleri arada bir rüya görüyormuş gibi titriyordu. Dolgun dudakları hafifçe aralanmıştı. Elimi tutmayan elini kafasının arkasına koymuştu. Açık kahverengi saçları dağılmış ve ortaya güzel bir görüntü çıkarmıştı. Muhtemelen benim saçlarıyla oynamam da bu dağınıklığı beslemişti.

Ben ise yatağın kenarında yan yatmıştım. Düşüncelere dalmış bir şekilde onu izlerken bunu fark etmiş gibi kaşlarını havaya kaldırdı. Gözlerini yavaşça araladı. Kirpikleri titreyerek yeşil gözlerini açığa kavuşturdu. Boğazım düğümlendi.

Göz bebekleri küçülüp büyürken yeşilin koyu tonlarına çalmaya başlamıştı. Gözlerini birleşen ellerimize çevirdi. Rahatsız olduğumu belli ederek boğazımı temizledim. Sadece rahatsız olmamıştım, aynı zamanda da tutulmuştum. Kelimeler boğazıma dizilmişti. Verdiğim tepki üzerine Rhan gözlerini yüzüme çevirdi. Parmaklarını araladığı gibi elimi elinden çektim. "Günaydın, diye mırıldandı hırıltılı bir sesle. Ona daha fazla bakamayacağım için bakışlarımı kaçırdım.

Ona bakarken göğsüme hüzün çöküyordu.

Sırtımı ona dönüp yataktan aceleyle kalktım. Doğru kelimeleri seçmeye çalıştım. Her sabah gibi başlanacak bir sabah mıydı bu sabah da? En başta bu sabah karanlıktı. Ölü hayallere ev sahipliği yapıyordu. "Günaydın," diye cevap verdim rutini bozmayarak. Sesim titriyor, boğazım dün attığım çığlıklardan ötürü ağrıyordu. 

Ve en sonunda gece de bitmişti. Bu topraklar da sabahı karşıladığı gibi geceyi terk etmişti. Karanlıktı.

Rhan'ın yatağının önünde dikilmeyi bırakıp odama yürürken, normal bir şekilde çıkması için uğraştığım sesle, "Saat kaç?" diye seslendim. Rhan boğazını temizledi. Dağınık odama göz gezdirdim. Siyah atkımı ne zaman kapı koluna asmıştım? "Sabahın körü desem, bana inanır mısın?" Aralık kapıya eğilip dehşet içinde ona baktım. Ardından omuz silktim. "Yapacak bir şey bulurum." Buluruz dememek için kendimi son anda durdurmuştum.

Kendi odama girerken gözlerimi kıstım. Dün ışığı sonuna kadar açık bırakmıştım. Dış kapının yanına gidip elimle ışık düğmesini çevirdim. Yuvarlak, siyah taşı çevirdiğimde ışık gittikçe kısılmaya başladı. Bir yandan ışığı vücudumda toplamaya devam ederken diğer yandan da beyaz, sıfır kol dans takımını valizimden çıkardım. Tam doğrulacakken valizin kenarına sıkışmış küçük bir kutu gözüme ilişti. Birkaç saniyelik tereddütten sonra kutuyu da dans kıyafetlerinin üzerine koydum ve banyoya yöneldim.

GÜZ DANSITempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang