Bölüm 59 : Gelişim Savaşı Bataklığı

2K 286 5
                                    

NOT: Oy vermeyi unutmayalım kardeşlerim.

Mozo' nun donmuscasina hareketsiz kalmasına neden olan ses yavru bir sihirli canavar sesiydi. Başını sağa çevirip yavru sihirli canavara bakan Mozo'nun yüzünde gülücükler açmaya başladı. O sırada Zifiri Kılıç Sıçanı Mozo'nun birkaç metre ötesine varmıştı ve onun baktığı yavru sihirli canavara bakınca kızgınca hırladı.

Yavru sihirli canavarı ağzının arasına almış olan Küçük Mavi Mozo'nun yanına ilerledi ve Zifiri Kılıç Sıçanına hırlamaya başladı. Iki düşman birbirine hırlarken Mozo bu durumu çözmek için beynini çalıştırıyordu. Bir süre hırlayan iki tarafın durumuna bakan Mozo aklına gelen fikiri uygulamaktan başka çaresi kalmadığını anlayınca Küçük Mavi'nin ağzından aldığı yavru sihirli canavarı nazikçe tuttu ve Zifiri Kılıç Sıçanına yakın bir mesafeye koyduktan sonra geri çekildi.

Zifiri Kılıç Sıçanı gözlerini Mozo'nun üzerinden ayırmadan ilerledi ve yavrusunu nazikçe ağzına aldı. Yavrusunu sırtındaki uzun kılların arasına yerleştirdikten sonra bakışları yeniden Mozo'nun üzerine düşen Zifiri Kılıç Sıçanı bir süre derin derin baktıktan sonra oradan ayrıldı. Zifiri Kılıç Sıçanı ayrıldıktan sonra rahatlayan Mozo'yu ayakları tutamadı ve yere yığıldı.

Küçük Mavi de Mozo'nun karşısına geçti ve kızgınlık ile kırgınlık içeren bakışlarla ona bakmaya başladı. Mozo onun kendisini affetmekte olduğunu hissediyordu.

"Özür dilerim. Seni sevdiğim için böyle yaptım. Sen benim herşeyimsin."

Küçük Mavi Mozo konuşmasını bitirdikten sonra bakışlarını başka yöne çevirdi ve ilgisiz bir tavır takındı. Mozo Küçük Mavi'nin yumuşamaya başladığını fark edince konuşmadan onu izlemeye başladı. Bir süre Mozo'nun bakışlarına karşılık vermemeye çalışan Küçük Mavi sonunda dayanamadı ve 'Hâlâ kızgınım!' dercesine bir bakış attı.

"Haydi gidelim artık. Biraz daha kalırsak bir daha buradan çıkamayabiliriz." Küçük Mavi'nin kendisini affetmiş gibi olduğunu gören Mozo ciddi bir tavır takınarak konuştu.

Geri dönüş yolunda birkaç kere güçlü sihirli canavarlar ile karşılaştılar ama erken davrandıkları için kolayca kaçtılar. Ormanın dışına vardıklarında Mozo  biraz duraksadı. Güneşe baktı ve akşama daha çok vakit kaldığını görünce bakışlarını Küçük Mavi'ye dikti. Küçük Mavi de Mozo'ya baktı ve iç çekerek yeniden ormana girdi.

Küçük Mavi'nin ormana girmesinin birkaç dakika sonrasında ormandan kükreme sesleri gelmeye başladı. Küçük Mavi savaşmaya başlamıştı. Şuanda karşısında Temel Ruh Alemi 6. Seviye bir sihirli canavar bulunmaktaydı. Yılan türünden olan ve Mozo'nun ismini bilmediği bu sihirli canavar ufak iki boynuzda sahipti. Bu iki boynuzun yanısıra çelik kadar sert ve kılıç kadar keskin bir kuyruğa sahipti. Ayrıca güçlü bir zehre sahip olduğu bir bakışta anlaşılıyordu.

Küçük Mavi yeni yeni şekillenmeye başlayan gagasıyla olağanüstü hızını kullanarak onlarca saldırı yapıyordu. Sihirli canavar ise bu sürede birkaç saldırı ile karşılık vermeye çalışıyordu. Küçük Mavi bu savaşlarda rakiplerinin zayıf noktalarının ne olduğunu öğreniyordu. Şuanda karşısında bulunan yılan türü sihirli canavarın zayıf noktalarından birinin boynunun altı olduğunu hemen kavramıştı. Aynı zamanda gözlerinin de bir zayıf noktası olduğunu anlamıştı.

Küçük Mavi'nin birkaç seri hamlesi sonrası yaralanan sihirli canavar saldırı yapmayı bırakıp ormanın deriiklerine kaçmaya başlayınca Mozo yüzünde oluşan ufak tebessümü
engelleyemedi. Her buraya geldiklerinde sihirli canavarlar Küçük Mavi tarafından dovulduklerinde ya da yaralandıklarında arkalarına bile bakmadan kaçıyorlardı.

Küçük Mavi'nin yaptığı savaşlar ona saldırı hızı, zayıf nokta bulma vb. şeylerde çok yardımcı olmaya başlamıştı. Türünün de katkısıyla gelişim hızı oldukça artmıştı. Kanatları çıktığı vakit gerçek bir savaşçı olacaktı. O zaman Mozo'yla ölüm kalım savaşlarına katilabilirdi.

Mozo ve Küçük Mavi birkaç tane daha sihirli canavar bulup Küçük Mavi'nin onlarla savaşmasını sağladıktan sonra ortağının çalışmasının yeterli olduğunu düşünen Mozo klana dönmeye karar verdi. Dönüş yolunda başka bir yoldan gitmeye karar veren Mozo bir süre sonra Küçük Mavi ile ormanda mahsur kaldı.

Mozo'nun mahsur kaldığı yer ormanın Tankara Şehrine bakan yüzünün karşı tarafındaki yüzü idi. Bu taraf derin bir bataklığa uzanıyordu. Mozo burayı görünce aklına Su Ejderi Klanına girdiği zaman Tankara Şehri hakkında okuduğu kitaplardan birinden bir kısım geldi. 

"...Efsanelere göre Eski Çağ 125 850 yılında Gelişim Savaşı Bataklığında güçlü uzmanlar arasında büyük bir savaş yaşandı. Yaşanılan savaşta Imparator Ruh Alemi seviyesinde olan yaklaşık 10 tane gelişimci öldü. Daha zayıf gelisimcilerden binlercesi burada can verdi. Bu büyük savaşın Karanlık güçler ile Aydınlık güçler arasında olan büyük bir savaş olduğu da söylenmektedir. Savaş sonrası Kaser Dünyası büyük bir kaosa sürüklendi. Kaosu Eski Çağ 750 000 yılında Imparator Ruh Alemi seviyesindeki bir gelişimci ortadan kaldırdı ve tüm dünyaya yeniden huzur ortamı geldi.

O savaşta onlarca güçlü silah ve büyülü eşyaların burada olduğu söylenmektedir. Ayrıca Gelişim Savaşı Bataklığına giren güçlü gelisimcilerin asla geri dönmediği söyleniyor..."

Mozo burasıyla alakalı bilgiler zihnine doluşmaya başladığı sırada tüylerinin urperdigini hissetti. Yoldayken karşılarına neden sihirli canavar çıkmadığını şimdi anlamıştı. Sihirli canavarlar buranın tehlikeli olduğundan haberdardılar.

Mozo Küçük Mavi'ye baktığında onunda tedirgin olduğunu gördü. Küçük Mavi tedirgin olsada gözlerinde korkudan iz yoktu.

"Sen korkmuyor musun?" yüzünde zorla gülümseme oluşturan Mozo merakla sordu.

Ufak omuzlarını silken Küçük Mavi Mozo'ya aşağılayıcı bir bakış attıktan sonra gururla göğsünü kaldırdı. Küçük Mavi'nin bu hareketi Mozo'nun bulundukları durumu bir anlığına unutmasına yardımcı oldu.

"Geri mi dönelim yoksa şansımızı mı deneyelim?"

Soruyu duyan Küçük Mavi birkaç saniyelik tereddütün ardından bataklığı işaret etti.

"Bataklığa girelim diyorsun yani. Ölebiliriz, bu ihtimalin olduğunu unutmamalısın." kaşlarını çatan Mozo Küçük Mavi'nin kararlı olup olmadığını merak etti.

Küçük Mavi Mozo'nun dediklerine kulak asmadı ve bataklığa doğru ilerlemeye başladı. Iç çeken Mozo uzunca bir kuru çubuk eline aldı ve Küçük Mavi'yi takip etti.

Bataklığın sınırına giren ikili bir süre ilerledikten sonra sert zemin yerine yumuşak zemine bırakmaya başladı. Zeminin yumuşaklaştığını hisseden ve daha gerçek bataklığa girmemiş olduklarının farkında olan Mozo Küçük Mavi'yi omzuna yerleştirdikten sonra elindeki çubuğu birkaç metre ötesine batırarak ilerlemeye başladı.

Iki kafadar ilerlerken Küçük Mavi arada Mozo'yu durduruyordu ve etrafı kontrol ediyordu. Kontrol bittikten sonra üzgünde başını sallıyordu. Bir süre daha ilerleyen ikili bataklığın merkezine giden yolun onbinde birini bile yürümemişlerdi.

İlerlemeye devam eden ikili sonunda birkaç şey bulmayı başarmıştı. 5 tane Uzay Deposu olan yüzük bulmuşlardı. Bu arada birkaç kere boğulma tehlikesi yaşamışlardı. Küçük Mavi'nin yolu göstermesi ve Mozo'nun erken davranması sayesinde bu durumlardan kurtulmuşlardı. Küçük Mavi olmasa Mozo bataklıkta 100 metre dahi ilerleyebileceğine inanmıyordu.

Ilginç bir şekilde bataklıkta ilerlerken Mozo ırkının bir özelliği olan Yükselme Büyüsünün belirsiz bir güç tarafından bastırıldığını hissedebiliyordu. Güçlü gelisimcilerin neden bataklığa girdikten sonra dönmediklerini şimdi anlamaya başlamıştı.

Yolda giderken buldukları tüm Uzay Depolarını, silahları ve büyülü eşyaları gizemli madalyona depolayan Mozo ne kadar ilerlediklerini hesaplıyordu. Şuanda 500 metre kadar ilerlemişlerdi. Daha da ilerlemek istese de önündeki alana elindeki çubuğu bastıran Mozo sert zemin kalmadığını fark edince geri dönmek istedi. Bu sırada Küçük Mavi küçük patisini omzuna vurarak ondan durmasını istedi. 

(Tamamlandı✔) İmparator: Kara Elf (İKE) Serisi 1. Kitap #Kaderin Gösterdiği Yol#Where stories live. Discover now