Bölüm 55 : Dantian Yapan Hap

1.9K 270 24
                                    

Not : Kardeşlerim oy vermeyi unutmayalım lütfen.

Mozo ustası evden ayrıldıktan sonra yeni bir Atasal Ruh Mührü Kıran Hap yapmak için arıtma işlemine başladı. Bu işlemi yaparken aynı zamanda kendisini dış dünyadan tamamen soyutlamamaya çalışıyordu. Bu da şifalı bitkileri arıtma işleminin oldukça zahmetli olmasına neden oluyordu. Mozo 1 saat kadar arıtma işlemi yaptıktan sonra elinde bulunan şifalı bitki özlerini toplu arıtıma tabi tuttu.

Toplu arıtım işlemi yaklaşık 45 dakika sürdükten sonra Mozo şifalı hap yapımının son aşaması olan hap yapımı işlemine başladı. Yaklaşık 45 dakika kadar da hap yapımı ile uğraştıktan sonra Mozo bir tane Atasal Ruh Mührü Kıran Hapı yapmayı bitirmişti. Mozo bu şifalı hapı yaparken neredeyse tüm ruh enerjisini ve zihinsel enerjisini tüketmişti. Yorulan Mozo Küçük Mavi ile oyun oynayamadan kendini yatağa attı.

. . . . .

"Çok teşekkür ederim. Bir gün mutlaka bu iyiliğinin karşılığını vereceğim." diyen Kasım Alev elindeki Dantian Yapan Hap ile beraber bir fırtına gibi toplantı odasından dışarı fırladı. Bunu gören odadaki ikili yüzlerinde tebessüm oluşmasına engel olamadı.

"Teşekkür ederim." aniden Ayberk Su'nun sesi odada yankılandı. Bu sözleri duyan Zakir Kılkesen şaşırarak kaşlarını havaya kaldırdı.

"Bize yaptığın yardımlar için teşekkür ederim demek istedim. Sen yardım etmeseydin şuanda onlarca masum insan katledilmiş olacaktı. O yüzden sana ne kadar teşekkür etsem azdır." Ayberk Su yüzünde oluşan tebessümle konuştu.

"Önemli değil. Sadece öğrencim için yaptım bunları." Zakir Kılkesen yüzüne soğuk bir maske oturtarak konuştu. Ardından odanın penceresine yöneldi ve bir saniyeden kısa bir süre içinde ortadan kayboldu.

Zakir Kılkesen toplantı odasından ayrıldıktan sonra Mozo'yu kontrol etmek için onun evine gitti. Mozo'nun yattığını gören Zakir Kılkesen gülümseyerek birkaç dakika boyunca onu izledi. Daha sonra odadan ayrıldı ve kendi evine yöneldi. Kendi evine gelen Zakir Kılkesen aksam olmak üzere olduğu için kendi yatağına uzandı. Bu birkaç gün onda zihinsel ve bedensel yorgunluk oluşmasına neden olmuştu.

Zakir Kılkesen yatağına uzandığı sırada bulunduğu odanın açık penceresinden içeri normal bir güvercin girdi. Zakir Kılkesen kaslarını çatarak güvercine baktı. Güvercin onun yanına varınca yatağın üzerine indi. Bunun üzerine Zakir Kılkesen güvercinin sağ ayağına bağlı olan rulo şeklindeki ufak parşömeni gördü.

Zakir Kılkesen parşömeni görünce içinde değişik bir his yükseldi. Nazikçe güvercinin ayağına bağlı parşömeni çıkaran Zakir Kılkesen güvercinin uçarak odadan çıkmasını izledi. Ardından eline aldığı parşömeni yavaşça açmaya başladı. Parşömeni açınca içinde yazılan yazılar ve altta vurulan mühür gözlerine çarptı.

Zakir Kılkesen mührü görünce bir an hareketsiz kaldı. Ardından parşömenin içinde yazılanları içinden okumaya başladı. Parşömeni okumayı bitirdikten sonra onaylarcasina başını salladı. Birilerinin onu takip ettiğini çok iyi biliyordu.

. . . . .

Zakir Kılkesen kendisine Dantian Yapan Hap verdikten sonra bir an bile duraksamadan karısının yanına giden Kasım Alev onu uyur halde buldu. Ardından yatağın köşesine oturdu ve karısının ay yüzüne hayran kalarak bakmaya başladı. Kasım Alev karısını yaklaşık 30 dakika boyunca seyretti ve sonunda karısı uyandı.

"Aşkım burada mıydın?" şaşıran Mine Alev gülümseyerek tatlı ve yumuşak bir ses tonu ile konuştu.

"Humph. Tabiki buradaydım. Ben seni hiç bırakır mıyım?" Kasım Alev sinirlenmişcesine konuştu ve kibirle başını yukarı kaldırdı.

"Öyle mi? Az kala ölüyordum. Çocuğumuz da ölecekti." bir anda ağlamaya başlayan Mine Alev hıçkıra hıçkıra konuşmaya çalıştı.

Kasım Alev karısı ağlamaya başlar başlamaz hemen ona nazikçe sarıldı ve onu rahatlatmaya çalıştı.

"Şiisştt. Rahatla biraz. Artık o kötü günler geride kaldı sana yapılanların hesabı soruldu. Sen içini ferah tut çocuğumuz da sağ salim bir şekilde doğacak." Kasım Alev karısının başını nazikçe okşuyordu ve aynı zamanda onu göğsüne çekmişti.

"Ama doktorlar dedi ki çocuğumuzun sakat doğma ihtimali varmış, dantianim yok edildiği için. Ühü ühü..." Mine Alev ağlayarak konuşurken dantian meselesinden bahsedince Kasım Alev gülümseyerek onun manolya kokulu saçlarını öperek konuşmaya başladı.

"Aşkım o iş halledildi. Sana Dantian Yapan Hap temin ettim. Dantianın yeniden oluşunca o ihtimal ortadan kalkmış olacak. Sen hiç kocanın seni ve çocuğunu düşünmediğini mi sanıyorsun? Benim önceliğim sen ve çocuğumuz." diyen Kasım Alev elinde beliren cam şişeyi karısına uzattı.

Mine Alev Dantian Yapan Hapın bulunduğu şişeyi görünce yine ağlamaya başladı. Bunu gören Kasım Alev bu sefer şaşırmıştı.

"Niye ağlıyorsun?" merakla kaşlarını kaldıran Kasım Alev karısının ay yüzünü kendisine çevirerek konuştu.

"Ühü ühü. Bunlar mutluluk göz yaşları aşkım. Nasıl ağlamam. Çocuğumuz kurtulacak bunun sayesinde." yeniden ağlamasının sebebini açıklayan Mine Alev başını kocasının göğsüne yasladı. Kasım Alev'in gözlerinde o sırada tereddüt parıltıları yer alanya başlamıştı. Bunun nedeni Dantian Yapan Hapı kullandıktan sonra karısının canının çok yandan olmasıydı ve karısı buna dayanabilecek miydi bilmiyordu Kasım Alev.

"Ama bir problem var aşkım." Kasım Alev yumuşak bir sesle aklındaki tereddütü karısına açmaya çalıştı.

"Problem mi? Yoksa sakat olma ihtimali yine  mi var?" aniden kocasının göğsündeki başını kaldıran Mine Alev hüzünlü ve yaşlı gözlerle kocasının gözlerine baktı.

"Sakin ol hayatım. Sadece Dantian Yapan Hapı yuttuktan sonra dantianın oluşana kadar büyük bir acı çekeceksin. Işte benim takıldıgım nokta burası. Sen dayanabilecek misin?" derin bir nefes alan Kasım Alev karısına aklında oluşan tereddütün nedenini açıkladı.

"Dayanırım tabiki de. Çocuğumuz için canımı bile feda ederim. Ben de başka bir problem var sandım." gülümsemeye çalışan Mine Alev kocasını ikna edebilmek için nazik ve yumuşak bir ses tonu ile konuştu.

"Emin misin? Eğer dayanamayacaksan başka bir yol bulmaya çalışabilirim." Kasım Alev karısının ay yüzüne baktı ve ciddi olup olmadığını öğrenmeye çalıştı.

"Tabiki de dayanırım aşkım. Dediğim gibi çocuğumuz için canımı bile feda ederim."

"Pekala öyleyse. 15 20 dakikaya başlarsın. Ben gidip o sırada seni koruması için adam çağırayım."

"Sen yanımda kalmayacak mısın aşkım?" şaşıran ve üzülen Mine Alev gözleri dolarken umutla kocasına sordu.

"Tabiki de kalacağım. Ama yine de destek lazım. Belli olmaz birileri engel olmaya çalışır." baştan savma bir cevap veren Kasım Alev  odanın kapısına yönelirken karısı arkasından seslendi.

"Abimi bulamadınız mı?"

Kasım Alev duyduğu soru üzerine olduğu yerde durdu ve birkaç saniye sessizce durdu ve ardından başını arkasına çevirmeden konuştu.

"Hayır. Ama emin ol onu yakalayacağız. Elimden kaçamayacak." sesi sertleşen Kasım Alev kendinden emin bir ses tonu ile konuştuktan sonra odadan ayrıldı ve klan muhafızlarına Zakir Kılkesen'in kaldığı evi sormak için klanın dışına çıktı.

::::: 5 dakika kadar sonra:::::

Zakir Kılkesen gelen parşömeni okuduktan sonra kendini yatağa atmıştı ve geçen birkaç günün yorgunluğunu üzerinden atmaya çalışıyordu. Bedeni ona zar zor itaat ediyordu. Zakir Kılkesen tam uykuya dalacakken bulunduğu evin kapısı çalındı ve o olduğu yerde sıçradı.

Zakir Kılkesen kapının çalması üzerine kaşlarını kaldırdı ve başını sinirle sağa sola salladı. Birkaç saniye kendi kendine mırıldanan Zakir Kılkesen daha sonra evin kapısına yöneldi ve kapıyı yarım olacak şekilde açtı. Zakir Kılkesen karşısında Kasım Alev'i görünce şaşırarak ona baktı.

(Tamamlandı✔) İmparator: Kara Elf (İKE) Serisi 1. Kitap #Kaderin Gösterdiği Yol#Where stories live. Discover now