8.BÖLÜM ~DARMADUMAN~

2.2K 2K 32
                                    

"Ben seni ararken meğer sen bende kaybolmuşsun..."

Multimedia : Pera - Bul Beni Kaybolmuşum

~~~~~~

Her şey tek bir siyah noktayla başladı. Oysa ne kadar da mutluydum daha bundan bir kaç gün öncesine kadar... Yıkılmışlığım, suskunluğum, hayal kırıklıklarım tek bir siyah noktayla başladı.

Bir kaç saat önce;

Her zaman ki gibi okula gitmek için sabahın 5.30 da kalmış , sabahın 6.30 da kahvaltı yapmış ve 07.00 de okula gitmek üzere evden çıkmış bir kızım. Annem yine bana tatlı tatlı gülümseyip bir yandan da laf söylüyordu ama seviyordum bu tatlı atışmalarımızı. Kim sevmez ki zaten... Öyle değil mi?

Her neyse evden çıktım. Yanımda her zaman ki gibi ikizim Ayaz yanımda ayakta uyuyarak geliyor. Ah bu erkekler. Yolda yürürken bir sürü şey düşünüyordum aslında ama en çok da. Ya ama utandırmayın şimdi beni biliyorsunuz işte ne var ya tamam tamam sustum hadi. Ben her zaman onu düşünüyorum. Ne var yani ne var tamam söylüyorum. Tamay Arıkan'ımızı oldu mu ? Of kapat şu çeneni iç ses. Bilmiyorum. Bu kadar kısa sürede nasıl bu hale geldim. Ne o beni tanıyor ne de ben onu. Sadece karşılaştık ve kesişti yollarımız. Ne mesajlaşıyoruz ne de bir şey diyoruz. O beni bulmak istediğinde buluyor. Ben de anlamıyorum nasıl oluyor ? Fakat iyi ki oluyor. Uzun zaman sonra ilk defa mutluyum ve huzurluyum. Tesadüf eseri buluştu yollarımız ve ben onu sevmeye başladım. Sebepsizce onu düşünüyorum. Sesini özlüyorum. Galiba hoşlanıyorum ondan. 

Yolda Ayaz uyuklarken ben iç sesimle konuşurken bir baktım ki okula varmak üzereyiz demek isterdim ki. Tam o sırada bilinmedik bir yerden patlama meydana geldi her yer gözle görülmez bir hale geldi. Ayaz manyağı da "Noluyor ya rüyamın bilmem kaçıncı yerindeyim kızlar filan." demeye kalmadan kafasına bir sümsük yedi. Bilin bakalım kimden tabiki de benden.

"Bir sus Ayaz ya bir sus. Görmüyor musun hoş gerçi görülmüyor bir yer ama. Bir yerde patlama oldu galiba ona uyandın avanak." dedim göz devirerek. Ayaz lüzumsuz halini bir yere koyarak patlama olduğunu anımsadığı gibi "Ney dedin? Ney dedin? patlama mı olmuş. " dedi ne olduğunu anlamaya çalışır gibi.

"Ayaz bence senin şu beynine bakmak gerek. Neden diye sorarsan bu akıl sana fazla değil mi ya ? " dedim. Bana doğru döndü. "Bana laf söylemeyi bırak da bak şu dumanlar bizim okuldan mı geliyor?" dedi tedirgin bir ses tonuyla. Kulaklarımın Ayaz'ın dediği şeyi işittiği gibi ani hareketle kafamı bizim okuldan tarafa doğru çevirdim. Keşke görmez olsaydım. Bizim okul cayır cayır yanıyordu resmen kül olmaya yüz tutmuş haldeydi. Hemen Ayaz'la alel acele koştura koştura okul yolunu tuttuk.

Karşıdan gördüğüm güvenlikçi Asım abi el ederek "Çocuklar yaklaşmayın Allah muhafaza bir şey olmasın size de zaten gitti gül gibi okulum." dedi ağlamaklı bir şekilde. Asım abi hep böyledir biraz manyaktır. Kendisi adanalı ve okula çok düşkün neden bilmem ama düşünsenize 20 yıldırdan beri bu okulda çalışıyor. Her neyse Asım abiye döndüm. "Asım abi ne oldu bu okula ? Neler oldu ? Kim yaptı böyle bir şeyi ? Yazık günah kaç yıllık okul kim ne ister bu okuldan. " dedim nefes nefese hızla söylediğim sözlerle. Asım abi bana baktı. " Biray kızım bilmiyorum bende daha yeni geldim tam okul kapısını açmaya gidiyordum. BUM gibi bir ses geldi. Bir şey patladı. Dönmez olaydım ki arkamı döndüm bir baktım okul yerle bir olmuş derecedeydi." dedi.

Okulun bahçesinde olan öğrenciler gördüm patlamanın etkisiyle yerde yatıyorlardı. Kan revan içindeydiler. Şaştım kaldım ne olduğumu. Kendimi bilemez hale geldim. Gözlerimden yaşlar firar ediyordu. Hemen telefonu elime aldım bir iki tuşa basıp 112'yi aradım acil ambulans gelmesini söyledim. Tam o sırada Ayaz beni dürtüklemesiyle ondan tarafa doğru baktım. Ayaz ondan tarafa baktığımda keşke bakmaz olsaydım ki yerde yatan adamı gördüm.

Spor deri ceketi , siyah dar paça pantolonu ve kan içinde kalmış beyaz tişörtü ile bu TAMAY'dı. Tamay'ımdı. Hemen ne olduğu şaştım. Kendimi yerde bulmuştum. Hüngür hüngür ağlamaya başladım. Bağırdım 'TAMAY' diye sanki beni duyar gibi oldu irkildi sanki. Hemen yerden kalktım Ayaz' ı arkamda bırakarak Tamay'ın yanına koştum. Kafasını bacağıma dayadım. Onunla konuşmaya çalıştım.

Beni gördü. Kesik kesik nefesler alıp veriyordu. Gözlerimin içine bakarak "Hoşgeldin baş belası." dedi. Hemen atıldım . "Korkma bir şey olmayacak tamam mı Tamay? Çağırdım ambulansı geliyor tamam mı? Sen sadece o güzel siyahımsı kahveleri kapatma bende tut." dedim gözümden bir yaş daha düştü yanağıma.

Bana derin derin baktı. Gülümseyerek "Evet güzeldir gözlerim." dedi egoist egoist ya bu perişan halde bile ego kasıyor bu çocuk öküz. Elimle hafifçe karnına vurdum . "Ahhhh!" dedi Tamay. Hemen " Ne oldu? Çok mu acıttım." dedim. Ardından ekledim." Özür dilerim. Lütfen affet tamam mı ? Valla yapmayacağım bir daha sen yeter ki iyi ol. " dedim hüzün dolu bir sesle . Tamay elimi tutarak " Yok canım acımadı valla bak." dedi beni sakinleştirmeye çalışırcasına. Şuna bak ya bu halinde bile beni düşünüyor.

Ben ona bakarken bir anda gözleri kaymaya başladı. Ne olduğunu anlamamıştım. Tamay'la konuşmaya çalıştım. " Tamay sakin ol. Bak ben burdayım. Birazdan ambulansta gelecek tamam mı? Sakin sakin dur valla bak ya. Sakın dur gitme bir taraflara.  Of mal mıyım neyim ya? Çocuk ölüyor ben ne diyorum. Of ne ölmesi yok yok ölmüce" demeye kalmadan dudağımda bir parmak  beni susturmuştu .

Ben öylece kalakalmıştım. Tamay derin bir iç çekmesinden sonra "Çok konuşuyordun." dedi. Hemen irkildim. "Tamam ben susarım. Sen yeter ki iyi ol tamam mi?  Ölme bak geldi bile ambulans." dedim hala ağlıyorken. "Hala konuşuyorsun. " dedi Tamay yorgun bir sesle. Elimi karnından kaldırıp saçımı kulağımın arkasına itekleyecektim ama ne gördüm görmeseydim. " Tamay bu bu bu kanıyor hemen bir şey yapmalıyım hemen. Dur buldum." dedim sanki atomu buldum anasını her neyse hemen ceketimi çıkardım. Tamay'ın karın bölgesinin hemen sağ tarafına ceketimi bastırdım. Tamay'ın elini alıp ceketin üstüne koydum. Kanın durması için bastırmasını sağladım. Tamay'a "Sen buraya sıkı sıkı bastır ben hemen ambulanstaki doktorları çağırıp geliyorum tamam mı? Ha ayrıca uyuyum deme gebertirim." dedim sinirli bir sesle .

Yanından ayrılır ayrılmaz ambulanstan çıkan bir doktora Tamay 'ı gösterdim. Genç doktor bana " Sakin olun hanımefendi hemen gidiyoruz. Diğer arkadaşlarım ve ben yardımcı olucağız." dedi tok bir sesle. Tamay'ın yanına gitti tabi ardında bende .

Arkamdan Hazal'la beraber gelen Ayaz'ı da görmedim sanmayın. Ayaz'a diğer öğrencileri görmeleri için doktorlara yardım etmesini söyledim. Oda kafasını salladı ve Hazal'ı da yanına alıp gitti.

Ben genç doktorun yanında Tamay'ın yanına giderken bir yandan da olayı anlattım ve yapabildiğim şeyleri söyledim. Genç doktor kafasıyla anladım işareti yaparak sedye getirmelerini söyledi arkadaşlarına. Ardından Tamay'a baktım gözleri kapanmıştı.

Hemen alel acele genç doktora baktım. "Ölmeyecek değil mi? Hem niye gözleri kapalı?" dedim ağlamaklı bir sesle. Genç doktor bana baktı." Küçük hanım olabilir böyle şeyler kazanın etkisiyle bayılmış olabilir nabzına baktım yerinde. Sakin olun lütfen! " dedi.

Biraz kendimi rahatlamış hissetmiştim. Ölmeyecekti . Tamay' ım ölmeyecekti. Ben gülümsemeye çalıştığım sırada benim kalbim tam ferahladığını hissettiğimi sandığım anda genç doktorun sesi tekrar geldi kulaklarıma yeniden.

"Hastayı kaybediyoruz nabız alamıyorum çabuk olun sedye getirin!"dedi. Ben ağlayarak sedyeye konan Tamay'ın yanına koşup elini tuttum. Elimden bir şey gelmiyordu .

Onu daha yeni bulmuşken kaybedemezdim...

~~~~~~~~~

Vote ve yorumlarınızı bekliyor olacağım...🌸

BERCESTEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin