30.BÖLÜM ~KAHVE~

804 713 21
                                    

"Ağlamak istiyorsun fakat dışarıya yansıttığın halin yüzünde yalandan kocaman bir gülümseme. Neden derseniz eğer çünkü bunu yapmak zorundasınız. Kimseye kendinizi güçsüz olduğunuzu göstermemek için ayakta olduğunuzu bilmeleri gerekiyor. Bilmiyorlar ki , ayağa kalktığınızda zaten çoktan düşmüşsünüz fakat siz sizden geriye kalanlarla ayaktasınız. Sadece onlar bunu bilmiyor. Bilmelerine de zaten gerek yok. Çünkü senin ağladığın gecelerde onlar etrafa gülücükler saçıyordu. Sen nasılsın diye soran olmadı. Kırıldı kalbin ? Canın yanıyor mu? İncinmiş mi yüreğin? Bunların hiç birini soran olmadı. Sen , kendini kendin ayağa kaldırdın. Koltuk değneği aramak yerine , düştüğüm gibi kalkmasını bilirim dedin ve tek başına ayağa kalkmayı başardın. Onun için de düştüğünde senin yanında olmayanın , iyi olduğun zamanlarda da yanında olmasına gerek yok. Sen , sana layık olana ait olmalısın."

Multimedia : Yaprak Çamlıca - Bir Yerlerde (akustik versiyon)

~~~~~~~~~~~~

Tamay , beni hukuk bürosuna bırakalı 1 saatten fazla olmuştu. Şuan odamda evrak işleriyle uğraşıyordum. Üstüm olan Av. Sertap Işıner'in verdiği evrakları gözden geçirip sıraya diziyordum. Tamay zaten hastane de bir hastasının ameliyatına gireceğini söylemişti. Heralde şuan da ameliyattadır.

Ben kendi halimde hem işimi yapıp hem de kendi iç sesimle konuşurken Alex'in sesi beni yaptığım tüm işlerden alıkoymuştu. "Biray , yemeğe çıkıyorum geliyor musun ?"dedi neşe saçan sesiyle. "Yok daha 1 saat önce yemek yedim. Belki daha sonra beraber yemek yeriz. Gene de düşüncen için teşekkür ederim Alex."dedim. İmza atılacak olan birkaç diğer evrağa da imza atmaya devam ediyordum bir yandan.

"Peki bir kahve ısmarlasam. Şöyle hem yorgunluğuna da iyi gelir. Ne dersin ?"dedi tekrardan sevimli halleriyle Alex. Ah kahve de fazla iyi gitmez mi ? Hassas olduğum noktadan vurmuştu beni. Sizce de şu yorgunluğuma bir kahve iyi gitmez miydi? Geldiğimden beri evraklarla uğraşıyorum zaten. "Kahve dedin bak beni benden aldın Alex. Peki gidelim o halde."dedim tebessüm ederek. Oturduğum yerde ayaklandım. Sanki ayaklarım uyumuştu. Hafif ağrı girmişti ayaklarıma , ani kalkmamın vermiş olduğu etkiyle. Kendimi toparladım. Üstümü şöyle güzelce düzelttim. Masamın üstüne şöyle bir göz gezdirdikten sonra elimde ki kalemi evrakların üzerine bıraktım. Son olarak kapının yanında ki askılıktan çantamı aldım. Alex'le birlikte odadan çıktık.

Kafeterya yolunda ilerlerken Alex sürekli izlediği dizilerden bahsediyordu. En sevdiği sahnelere gelince sanki o anı tekrar yaşıyormuş gibi anlatıp 'vay be çok güzel sahneydi' diyordu. Ben de ona gülerek karşılık veriyordum. Fakat hukuk bürosundan ayrıldığımızdan beri sanki biri bizi takip ediyordu. Arkaya doğru başımı hafif çevirdiğimde takım elbiseli bir adamın bizi takip ediyor oluşunu gördüm . Benim ona baktığımı hissedince elinde ki telefonla meşgul oluyormuş izlenimi vermeye çalıştı. Bilmiyorum belki de gerçekten de öyledir fakat avukat olduğumdan mıdır nedir ? Bu kişinin bizi takip ediyor hissi var içimde.

BERCESTEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin