25.BÖLÜM ~SARIL~

1K 935 24
                                    

"İnsan mutlu olmayı hakediyor. Sevmeyi hakediyor. Daha doğrusu güzel olan her şeyi hakediyor. Sadece bir farkla sen iyi misin? Sen sevmeyi  hakettiğini düşünüyor musun ? Ya da seni sevebilmeleri için bir sebep veriyor musunİnsan sevmeye ilk kendiyle başlar. Sen kendini sevmezsen kimsenin seni seveceğine inancın olmaz. İlk önce kendini sev! Kendine iyi geleni sev! Sonra doğru kişiyi bulduğun zaman ona sımsıkı sarıl !  Ve asla bırakma! Sonra ne mi oluyor ? Dünyanın en mutlu insanı sen oluyorsun. "

Multimedia : Yüzyüzeyken Konuşuruz - Dinle Beni bi

~~~~~~~~~~~~~

Şuan mutluyum. Nasıl anlatsam? Nasıl söylesem?  Bilemiyorum. O kadar özlemişim ki onu. Bakışını , sesini , gülüşünü , tebessüm ederken ki gözlerinin kısılışını , o siyahın kahvesi gözlerini , dağınık saçlarını... Kısacası onun olan  her şeyi fazlasıyla özledim. Tarif edilemeyecek kadar. Gerçi anlatsam bile anlatılmaz. Sadece yaşanılası derece de güzel ve özel.

Karşımda duruyordu. Yüzünde bana armağan etmiş olduğu bir tebessüm vardı. Gözlerimin içine içine  bakıyordu. Biliyor musunuz ? Gözleri resmen gülümsüyordu. Bu dünya şuana kadar böyle bir gülümsemeye şahit olabilmiş midir?  Bana soracak olursanız eğer kesinlikle hayır. Onun gülüşü bin ömre bedel.

Ellerimiz kavuşmuştu. Sıcacıktı elleri. Böyle insanın içi ısınıyordu. Uzun pürüzsüz  parmakları , dümdüz çizgi olan avuç içleri vardı. En çok da sağ işaret parmağında tırnağının hemen altında ki beni seviyorum. Ellerini sımsıkı tutuyordum. Sanki bıraksam bir daha tutamayacakmışım gibi.

Uzun sessizliğimizi annem bozmuştu. "Biray kızım  bak hazırladım sandviçleri. Streç filmlede kapladım etrafını fakat sen gene de yolda çabucak ye domatesler sulanmasın. Biray ! Kızım ben kime diyorum."dedi annem. Bavulumun üstüne koyduğu kutudan sonra bana doğru döndü.

İlk önce afalladı. Sonra Tamay'ın geldiğini idrak ederek kendine çeki düzen verdi. Dudaklarını araladı. "Aa! Biray misafirimiz varmış. Neden Tamay geldi diye söylemiyorsun ?"dedi annem sitemkar bir ses tonuyla. Bir yandan da bana kaş göz işareti yapıyordu. Bu kadını fazlasıyla çok çok  seviyordum. Her şeyimizi düşünüyordu. Bu zamana kadar hiç bir eksiğimiz olmadı. Çünkü annem ona fırsat bırakmadı. Bizi hep sevgiyle büyüttü. Kızarken bile gülümserdi. Kırılmayalım diye kendini kırardı ama bizi hiç kırmazdı. Anne olmak böyle olsa gerek. Sevgiyi fazlasıyla hakeden güçlü bir kadın benim annem. 

Ben düşüncelerimle başbaşayken annem "Sen Biray'ın kusuruna bakma oğlum. O seni görünce afallamıştır. Hem neden daha önce geleceğini söylemedin? Bir şeyler hazırladım. Bak bu kötü oldu. Biray da gidiyor zaten."dedi annem şefkat dolu bir sesle.

Tamay hemen ardından ekledi. "Nihal Teyzecim Biray bir yere gitmiyor. O size yanlış söylemiş. Biray bir yere gitmiyorsun değil mi canım?"dedi bir yandan da koluma küçük bir cimcik attı.

Düşüncelerimden hemen sıyrıldım. Sesimi toparlamak için hafif bir öksürük sesi çıkardım. Derin bir nefes alıp verdikten sonra "Anne gideceğim. Tamay galiba beni uğurlamaya gelmiş."dedim sesimde ki ciddiyetle.

Ne? Bakmayın  bana öyle. Bana sarıldı. Güzel güzel bakıp,  gülümsedi diye hemen affedecek değilim. Gideceğim o tatile. Kafamı toplayacağım. O da beni burada özlesin dursun. Ne acılar çektim biliyor mu ? Hayır. Ama buraya gelip tatile gitmeyecek diye de laf söylüyor. Hayır hayır o burada kalacak. Ben de o çok istediğim tatile gideceğim. Denizin dalgasına , güneşin doğuşuna , çiçeklerin kokusuna , kuşların cıvıltılarına bırakacağım kendimi.

BERCESTEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin