XII: Athena

209 37 0
                                    

İKİNCİ KISIM


«Dünya ile sonsuzluk, acı ile mutluluk, kötü ile iyi arasında var gibi görünen çizgi de bir yanılgıdan başka şey değildir.» -Hermann Hesse


"Kitabın verdiği cevap bir yana dursun, sizce insan neyle yaşar?"

En ön tarafta oturan Béatrice isimli kız hemen elini kaldırdı.

"Evet, Mademoiselle Rousseau?"

"Bilgiyle."

"Mümkün, başka? Buyurun, evet Boucher?"

"Parayla."

"Yaratıcı. Evet?"

"Umutla, Profesör Atay."

"Makul." Önüne projeksiyon ışığı yansıtılmış Maral Atay, kolunu kaldırıp arkadaki öğrenciyi işaret ettiğinde karanlık gölgesi de aynısını yaptı. "Hardy?"

"Sorgulayarak, anlamaya çalışarak."

"Evet?"

"Sınırlarını keşfederek."

"Düşünerek."

"Başka?"

"Sevgiyle."

Maral Atay ellerini birbirine çırptı. "Sevginin yanında söylenmesi gereken bir şey daha var. Evet, bir yerlerden geldi, kim söyledi?"

"Nefret, Profesör Atay!" diye elini kaldırdı Béatrice. "İnsan, sevgi ve nefretle yaşar."

"Mantıklı, Mademoiselle Rousseau. Açıklayın."

Sarışın kız çekinerek ayağa kalktı. "Diyalektik felsefesini savunursak evrendeki her şey karşıtıyla var olur," dedi. "Sevgiyle nefret zıt kutuplar gibidir. Sevgiyi hayatında hiç tatmamış bir insan için nefret denen şeyi tanımlaması beklenemez çünkü onun için sevgi var olmamıştır ve hissettiği şey sevgisizliğe karşı bir nefrettir, bunu bilmez sadece; aynı şekilde hayatında kimseden nefret etmemiş birinin sevgi duygusunun ne olduğunu bilmediği gibi. Sevgiyle nefreti içimizde beraber taşırız; geceyle gündüz gibi, ak ile kara gibi. Biri olmadan öteki var olamaz."

Maral Atay kız yerine oturduğu an "Sevgi," diyerek öteki fotoğraf sayfasına geçti, "insanın kendini keşfetmesini sağlayan duygudur. Öne sürdüğünüz cevaplar eğer bu soru sınavda çıksaydı tam puan vereceğim cevaplardı; fakat en başında her şey sevgiyle var olur. Biriyle tanıştığınız ilk an ona kendinizden bahsederken neleri sevdiğinizi, nelerden hoşlandığınızı anlatırsınız. Ortak noktanız varsa, sohbetiniz yürür. Eğer yoksa, sen yoluna ben yoluma. Oradan ayrıldığınız an yeni bir deneyim kazanmışsınızdır; kendinizi artık daha iyi tanıyor, ne istediğinizden daha eminsinizdir. İnsan, yaşadığını sevdiği bir şeyi yaparken hisseder. Siz var olursunuz.

"Nefret ise bambaşka bir konudur," diye devam etti. "Bir şeyden nefret ettiğinizde, ondan kurtulmak adına neler yapabileceğinizin ve ne kadar ileri gidebileceğinizin farkına varırsınız. Nefret alevi tarafından ele geçirilmiş bir insan, kendini kaybeder. Gözleri hedefinden başka hiçbir şeyi görmez, içgüdülerinden başka hiç kimseyi dinlemez. Karanlık çağlardan beri genlerimize işlenmiş olan hayatta kalma arzusundan başka düşünebildiği bir şey yoktur, kendini korumak pahasına her şeyi yapabilir. İnsan, nefret ettiği zaman, aslında olduğu şeyi keşfeder: İlkel bir yaratık..." Kitabının kapağını kapatıp masasından indi. "Bana katılan var mı?" Öğrencileri taradı. "Bana katılmayan var mı?" Nedenlerini ve düşüncelerini dinledi.

Maral Atay konuşma üstüne kurulu bu uzun blok dersin ardından dolu bir bardak su içti ve ardından kol saatine baktı. "Bir hafta sonraki dersimize size az önce sorduğum sorunun cevabını ve niçin böyle düşündüğünüzü açıklayan bir yazı istiyorum. Herkes bu sorunun olası yanıtlarını çoklu anlatım tekniklerinden yararlanarak ve savaş sonrası Modernizmin tutunamayanlarından karakter ve psikolojik çözümlemeleri örnek vererek Times New Roman 12 puntoyla arkalı önlü iki sayfada açıklayacak ve haftaya ilk dersimizde ödevleri toplayacağım. Eğer yetiştirebilirsiniz ödevlerinizi iki gün sonra Profesör Castille'e de teslim edebilirsiniz. Dersi bitiriyorum, katılımınız için teşekkür ederim, çıkabilirsiniz."

AnaforHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin