Bölüm 90

17 3 0
                                    

Kayıp 90.Bölüm

   Rudolf köye girdiğinde polislerin köyde arama yaptığının şahidi olur. Yine aynı polisler uzaktan ona doğru yaklaşırlar. Polislerden biri bir kız çocuğu resmi gösterip onu görüp görmediğini sorar. Rudolf resme bakınca hemen hatırlar o kızı. Bu, büyücü kadının evine götürdüğü küçük kız.

    "Bu kızı gördüm daha önce. Büyücü kadın var bu köyde. O, evine götürdü bu kızı." 

    "Peki, evini gösterebilir misiniz?"

    "Evet, buyurun!"

   Rudolf polisleri büyücü kadının evine götürür. Zorla kadını evinden alıp karakol'a götürürler. Kadın ne kadar bağırsa da, isyan etse de polisler onu dinlemeyip işlerini yaparlar. Karakoldaki sorgusunda büyücü kadın kıza hiçbir şey yapmadığını söyleyip ifadesinin üzerinde ısrarcı bir davranış sergiler.

    "Kızı en son sizin eve girirken görmüşler. Peki, sonra neler oldu?" diye sorar sert bir ses tonuyla ifade alan polis.

    "Doğru! Kız benim evime girdi. Ama ben öldürmedim onu! Durun anlatayım neler olduğunu..."

                      Bir  gün  önce

   Büyücü kadın küçük kızın ağlama sesine koltuktan kalkıp dışarıya çıkıyor. Eliyle kızın başını okşayıp ona sesleniyor:

    "Neden ağlıyorsun, küçük kız? Kim üzdü seni? Söyle seni üzeni ömrünün sonuna kadar taşa çevireyim."

   Kız kafasını kaldırıp yaşlı kadına bakıyor. Sonra incecik sesiyle konuşmaya başlıyor:

    "Renkli bir kelebek vardı buralarda. Peşine düştüm ama yakalayamadım. Çok sevmiştim o kelebeği."

    Büyücü kadın gülümseyerek cevap veriyor:

     "Hah, istediğin kelebek olsun! Gel, benim evime. Ben senin için kelebekler yaratırım."

                 Şimdiki zaman

     "İşte böyle oldu. Sonra eve girdi. Ben bir büyü yapıp renkli kelebekler yarattım onun için. Onları bir torbaya doldurdum. Sonra da evden çıkıp gitti. İnanın ben hiçbir şey yapmadım o kıza."

   Suçlu olduğuna dair hiçbir kanıt olmadığından polisler büyücü kadını serbest bırakırlar.

   Rudolf nihayet eve varır. Kapıyı ne kadar tıklatsa da, hiçkimse gelip açmaz. Dışarıdan pencerelerden birinin açık olduğunu görüp oraya yaklaşır. Yavaşça pencereden eve girer. Profesörün yatak odasının yanından geçtiğinde horultu seslerini duyup içeriye girer. Masa üstünde eski kitaplar var. Prof.Hambert ve Oliver ellerinde kitaplarla uykuya dalmışlar. Sakince onlara seslenerek uykudan uyandırır.

     "Şşt! Profesör, uyan! Profesör!"

   Rudolf'un sesine tatlı uykusundan uyanır prof.Hambert. Ondan sonra Oliver'i de uyandırır Rudolf.

     "Neler yapıyorsunuz? Bu kitaplar ne?"

     "Yarışmaya çok az kaldı. Ama hala eski hazırladığım listeyi geri alamadık Morgan'dan. Ben de yine aynı listeyi düzenlemek için hazırlık yapıyorum."

     "Doğru söylüyorsun. Uzun zamandır bakmıyoruz Morgan ve şapşal yardımcısı neredeler. Sen ne hazırlayacaksın, profesör? Hiç söylemedin daha önce de."

KAYIP   Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin