Bölüm 50*

55 14 0
                                    

Kayıp 50.Özel bölüm*

Dünya hep kendi kanunlarını kendisi yazar. İnsanların başında hep bir savaş korkusu, hep bir felaket vardır. Dünyanın bir tarafında insanlar rahat yaşarken, bir tarafında hep savaş vardır. Bir tarafta çocuklar oyuncaklarıyla oynarken, diğer taraftaki çocuklar bomba sesleriyle uyanır her sabah. Dünyanın sonu gelmedikçe insanlar her zaman bu acı günleri yaşayacaklar. Dünyanın sonu gelmedikçe savaşlar bitmeyecek. Ve bir gün herkes öldürdüğü canlının hesabını verecek!

Prof.Hambert

Bir ay geçti o acı günden. Lei'nin arkasından çok gözyaşları döküldü. Çok isyanlar edildi. Ama bütün bunlar onun katilini yakalatamadı. Katilin gizliliği hala kendini koruyordu. O zamanlar bir tarafta güçlü klonistler, diğer tarafta da prof.Hambert'in yeni düşmanı Chin Shang vardı. Komiser Plator bu cinayet olayını çözmek için çok çalışıyordu. Gece gündüz çalışmasına rağmen katile dair hiçbir iz bulamamıştı.

Rudolf üzüntüsünden her gün yas tutuyordu. Prof.Hambert onu biraz kendisine getirmek için güzel bir sürpriz yaptı. Bir seyahat bileti alıp ona hediye etti. Rudolf'un kafasını dağıtmak için böyle bir şeye çok ihtiyacı vardı. O yüzden bu hediyeyi kabul etti. İki günlük bir seyahate katıldı.

Bundan sonra prof.Hambert komiser Plator'un yanına gitti. Bir aydır her gün ya arayıp sorar, ya da yanına giderdi onun. Her günde aynı soruyu sorardı:

"Katili buldunuzmu?"

Bu sefer komiser Plator'u laboratuvarda buldu profesör. Bir araştırma yaparken yorgunluktan uykuya dalmıştı komiser. Masanın üzerinde delil şişesi ve içinde biraz kan vardı. Profesör komiseri uyandırdı.

"Siz ne zaman geldiniz, profesör?" şaşkın bir halde soru sordu komiser. Prof.Hambert "Az önce geldim." diye cevap verdi. "Bu kan kimin kanı, evlat?"

"Bu Lei'nin katilinin kanı. Etrafta inceleme yaparken dikenli ağaçlardan birinin üzerinde bulduk bu kanı. Muhtemelen diken katilin parmağına batmış. Bu kandan yola çıkıp belki katili bula biliriz."

Komiser Plator incelemenin biraz uzun süreceğini söyleyip profesörü evine gönderdi.

Prof.Hambert otobüs durağına gitti. On beş dakika sonra otobüs geldi. Otobüse bindi. Chin Shang'ta aynı otobüsteydi. Profesör onu görmedi. Ama o profesörün otobüse bindiğini gördü.

Yarım saat sonra ikisi de aynı yerde otobüsten indiler. Chin Shang gizlice profesörü takip etmeye başladı. Sokaklardan birinde prof.Hambert'i durdurup bıçağını çekti. "Bu sefer sen bittin, profesör!" diye bağırdı. Prof.Hambert korkmuş bir surat ifadesiyle onun yüzüne baktı. "Dur, sakin ol!" diyerek onu durdurmaya çalıştı. Ama onun duracak gibi bir niyeti yoktu. Öldürecekti prof.Hambert'i.

Bu zaman uzaktan bir polis arabasının geldiğini gördüler. Chin Shang profesörü bırakıp kaçtı. Prof.Hambert bu sefer kurtuldu.

Eve gittiğinde Jhonny yemek yiyordu. Zil sesini duyunca koşarak kapıyı açtı.

"Baba, sana bir mektup geldi."

Çekmecedeki mektubu çıkarıp profesöre uzattı. Prof.Hambert mektubu açıp biraz okuduktan sonra yeniden yerine koydu.

"Ne yazıyor mektupta, baba?" merakını fazla durduramadı Jhonny.

"Hiç. Önemli bir şey değil." diye cevap verdi prof.Hambert.

KAYIP   Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin