Hızla Akıp Geçen Zaman

2.3K 65 7
                                    

İyi okumalar♥️

Zaman hızla akıp geçerken bebeklerim gün geçtikçe daha çok büyüyordu. Kızımda oğlumda oldukça kıpır kıpır oldukları için çoğu zaman bu beni hem heyecanlandırıyor hem de korkutuyordu. Stresli zamanları geçmişte bıraktığımız ve artık ailemle ilgilendiğim bir dolu günlerim oluyor. Gün boyunca evde takılıyor kendimi yormamaya özen gösteriyordum zaten Ateş bey kendi başıma hiç bir şey yapmama müsade etmiyordu adamın elinde olsa tuvalete bile benimle gelecek ya neyse, bu gün bebeklerimizin odasının hazırlıklarını yapacağımız için evde hazırlanmış bir şekilde kocamı beklemekle meşgülüm. Oturduğum yerde kendi kendime söylenirken çalan kapı ile hızla ayaklanıp kapıyı açtım. Karşımda bana kocaman gülümseyen kocama sarıldığımda karnımdaki ağrıyla geri çekildim.
"Ne oldu hatun"
"Kızın beni tekmeledi" diye çocukça söylendiğimde kahkaha atıp karnıma doğru eğildi
"Tamam kızım sana da sarılırım ben hemen" deyip karnıma sarıldıktan sonra çantamı da alıp evden çıktık. Öncelikle iki tane beşik aldık. Kızımın beşiği bembeyaz iken oğlumun ki ahşap tonlarındaydı. Her kız erkek çocuğuna yakıştırılan pembe ve mavi yerine farklı renkler seçmekte kararlıydım. Odamızın rengi beyaz olduğu için odaya koyacağımız dolapta kahve ve beyaz tonlarından oluşuyordu. Her zaman büyük bir hevesle almak istediğim ikiz bebek arabasını da aldığımızda oldukça mutluydum. İstediğimiz her şey yavaş yavaş oluyordu. Renk renk aldığım çerçeveler ile süsleyeceğim odanın duvarları ve yavana aldığımız yıldız yapışkanlarıyla istediğin her şeyi yavaş yavaş tamamlıyorduk. Yorucu geçen bir alışverişin sonunda birlikte bir akşam yemeği için lokantaya gittik. Yemeklerimizi sipariş edip yemeye başladıktan sonra Ateş'in çalan telefonu ile sessiz olup izlemeye başladım. Oflayıp telefonu kapatınca
"Ne oldu? Kimdi arayan?"
"Babam"
"Bir sıkıntı mı var?"
"Hem bizi merak etmiş görüşmek istiyor hemde işle ilgili sıkıntılarımız varmış"
"Tamam çayımızı da orada içeriz"
"Zehra hanım hala o evde biliyorsun değil mi?"
"Olsun sen yanımdasın sadece beni tek bırakma yeter"
"Tamam güzelim" deyip elimi öptüğünde tebessüm ettim. Ne kadar gerilmiş olsam da kocama bunu belli etmemeye gayret ettim.
Kısa geçen yolculuğun ardından konağa gelmiştik. Sımsıkı elimi tutan Ateş'e baktığımda
"Kötü hissettiğinde söyle bana çirkin cadım" gülümseyip başımı salladığımda yavaşça içeri girdim. Kapıda bizi karşılayan Ateş'in babasının sırayla elini öptükten sonra Zehra hanıma başımızla selam verip içeriye geçtik. Hep birlikte sedirlere oturduktan sonra önce havadan sudan konuştuk bebeklerin durumu ev işleri ailem hakkında bir çok soruya cevap verdikten sonra Ateş daha fazla burada kalmak istemediğini belirtircesine
"Evet baba iş ile ilgili konu neydi onu da konuşalım gideceğiz" dediğinde babası burukça gülümseyip
"Tamam oğlum gel çalışma odasına çıkalım" deyip ayaklandıklarında gözlerini gözlerime kenetlemiş benden onay istercesine bakan Ateş'e gülümseyip olumluca başımı salladım. Yanıma gelip alnımdan öpüp babasının peşinden yukarı çıktı.
Zehra hanım ile kaldığımda gerilmemde bunu belli etmedim. Çantamdan telefonumu çıkarıp bir şeylerle oyalanmaya çalıştım.
"Kaç aylık oldular"
"5 aylık oldular"
"Cinsiyetleri belli mi?"
"Bir kız bir erkek bekliyoruz inşallah" dediğimde gülümseyip yanıma yaklaştı
"Benim yüreğim senin yüzünden yandı inşallah senin yüreğinde cayır cayır yanar"
"Ne diyorsunuz Zehra hanım"
"Bana evlat acısı çektirdin ya sende çek inşallah evlatlarını eline almanla kaybetmen bir olsun!"
"Ne diyorsunuz siz Zehra hanım!" Diye ayağa kalktığımda
"Duydun dediğimi yaşattıklarını yaşa!"
"Sizin oğlunuzun bana yaşattıkları ne olacak peki! Bora ne yaptıysa onun cezasını çekti! Sakın bir daha bana ve çocuklarıma hakaret veya beddua etmeyin! Yoksa sizin için çok kötü olur"
"O kadın ne yaptı!" Diye merdivenlerde beliren Ateş ile gerilip
"Sorun yok gidelim mi?"
"Ne dedi!"
"Ateş tatsızlık çıkmasın"
"Çok bir tat yok zaten söyle Zeyşan benden saklama"
"Benim de evlat acısı çekmem için dua etti" diye söylediğinde gözümden akan yaşı silmem ile Ateş'in yanımıza varması bir oldu.
"Seni öldürmüyorsan bil ki babam var diye"
"Ne oluyor burada"
"Senin bu karın benim aileme beddualar ediyor olan bu! Bir daha bizi buraya çağırma bizleri çok özlersen kapımız sana her zaman açık baba" deyip gideceği sırada
"Durun orada! Zehra sen ne yaptın!"
"Beyim ben bir an sinirle aklıma Bora gelince kendime engel olamadım yoksa ben niye.." lafını tamamlayamadan suratına yediği tokat ile sedire düşmesi bir oldu. Elini eline kenetlediğim kocamın arkasına doğru sığınırken
"Ateş gidelim ne olur" dediğimde bana dönüp sarıldığında hormon karışıklığında olsa ağlamaya başladım.
"Baba biz gidiyoruz" diye bağıran Ateş ile benim halimi göre kayınpederim
"Yarın sizi ziyarete geleceğim" dediğinde hızla kendimizi dışarı attık. Arabaya binip derin bir nefes aldıktan sonra eve doğru yola koyulduk.
Kapıdan içeri girdiğimizde hızla odaya çıkıp üstümü değiştirdim. Elimi yüzümü soğuk su ile yıkayıp Ateş ile konuşmadan hızlıca işlerimi bitirmeye baktım. Benim konuşmamı bekleyen kocama baktığımda yatağa doğru geçiyordu ki küçük bir öksürükten sonra dolapta duran temiz çarşafları çıkarıp eline tutuşturdum.
"Bu ne şimdi"
"Yanımda yatmanı istemiyorum"
"Niye?"
"Çünkü sana beni tek bırakma dememe rağmen gittin!"
"Ama senden onay aldım"
"Olsun yine de beni o kadın ile yalnız bırakmamalıydın. Onun bize zarar vereceğini düşünmeliydin"
"Zeyşan ama sen gözünde olur git dedin ya"
"Hiçte bile ben sadece gülümsedim sana"
"Bak ya başını niye salladın o zaman"
"O daaaa şey boynum ağrıyordu esnetmek içindi"
"Hadi ya demek o yüzdendi"
"Evet öyle! Hadi al nerede yatarsan yat" diye eline tutuşturduğum çarşafları bırakıp yatağıma yattım. Şok içinde bana bakarken
"Eğer yanıma yatarsan bütün gece çocuklarıma seni kötülerim" dediğimde sesli bir kahkaha attıktan sonra
"Deli kadın" deyip yere çarşafı serip yattığında sadece gülümsedim ve gözlerimi kapadım.

O BENİM ABIMWhere stories live. Discover now