21. BÖLÜM

18K 526 26
                                    

Öylece abime bakıyordum. Ateş kolumdan tutup beni geri çekti.
"Bence karismayalım o kız Büşra olmalı"
"Ne gercekten mi?"
" sen biliyormusun o kızı? "
"Cocukken abim Mardine döndüğünde bazı geceler onun ismini sayiklardi" dediğinde güldüm kapıyı kapatıp odama geri döndüm ve bir kağıda olan biteni yazıp masaya koydum.
"Artık gidebiliriz" dedikten sonra aşağıya indik ve arabaya yerleştik. Havaalanına gidecektik ve asıl sorunlar ondan sonra başlıyordu. En baştan herkesi ikna etmemiz gerekiyordu. Ben kacirilmistim. Yani sonum belkk ölüm yada Fatih ti ama evlendiğimiz için sonum sadece ölüm olabilirdi. Korkuyordum Ates' e kavuşmuşken kaybetmekten korkuyordum. Uçağa bildiğimizde ona baktım. Endiseliydi gözlerinden anlıyordum. Oda korkuyordu ama eminim bir yolu bulunacaktı. Telefon ile bir kac görüşme yaptıktan sonra bana döndü.
" merak etme kötü bir şey olmayacak Ali ile konuştum. Artık herkes bebeğin benden olmadığını öğrenmiş kabul etmiş. Bizim geldiğimizide biliyorlar. Ağalar toplanmış bizi bekliyorlar. Ali olanlari anlatmis bizim evlenme kararımızı falan tabi kimse bilmiyor evlendiğimizi " dediğinde masum bir gülümseme oluştu suratlarımızda.
Ne kadar korksamda güveniyordum ona izin vermezdi bizim ayrilmamiza olmeme izin vermezdi. Yolculuk boyu konuşmadık ne yapacağımızı düşünüyorduk. Biz düşüncelere dalmışken çoktan konağa gelmistik. Ateş'e ait olan o muhteşem konak... Derin bir nefes alıp arabadan indim. Ateş önden ben arkadan gidiyorduk. Terasa vardığımızda herkesin gözü bizdeydi. Fatih'te oradaydi ve pis pis sırıtıyordu. Ateş selam verdikten sonra onun icin ayrılan kısma geçti. Bense ayakta duruyordum. Ateş Ali'ye dönüp
"Ali bi sandalye getir Zeyşan ayakta kaldı"
"Tamam ağam" dedikten sonra Ali yanımdan geçip merdivenlerden aşağıya indi. O esnada ağalardan biri
" Ateş konuyu bilirsin konumuz o kız iken ayakta durması gerekir ne zamandır böyle şeyler yapıyoruz"
"Ömer ağa öncelikle bende bir ağayım askerlik arkadaşınız değil ayrıca Zeyşan'da o kız değil benim karımdır. Herkes ona göre davransın"dedikten sonra bakışlarını Fatih'e yöneltti. Ali sandalyeyi getirmiş ve ben Ateş'in yanına oturmuştum.
"Sen ne dersin ağam o kız kaçırıldı. Kim bilir başına ne geldi belki kendi kaçtı hükmü bellidir. Ya ölecek yada ailesinden isteyen varsa ona verilecek"
"Benim karım hakkında kim böyle bir karar aldı! Bu dedikleriniz olmayacaktır. Zeyşan benim karımdır ve öyle kalacaktır. Sorun cikartan olursa karşısında beni bulur!" Dedikten sonra ayağa kalktı ve benim kolumdan tutup ayağa kaldırdı.
"Herkes gidebilir" dedikteb sonra Fatih çıkıştı
"Olmaz öyle şey bilmiyor musunuz ağalar töre ne der başına ne geldi bilmiyoruz belki artik bir kız değil kadındır. Ayrıca hangi ağa böyle gizli gizli evleniyor ki?" Dediğinde Ateş' in elinden kurtulup Fatih"in yanına gittim ve tokati yapıştırdım herkes donmuş bana bakarken
"Konuştuğuna dikkat et eğer dedigin sey olsaydı burada olmazdım. Amacın buradakileri ikna edip benim ile evlenmek ama boşuna uğraşma ben Ateş ile evliyim ve dediginiz düşündüğünüz o şey olmadı ben Ateş'in kadiniyim ben Kayaer aşiretinin geliniyim ona göre davranın! Beni tanımayan mi var? Zeynep Zeyşan Kayaer!! Ne zaman böyle insanlar oldunuz ha!" Dediğimde Fatih'ten gelen tokattan habersizdim. Ne olduğunu anlamadan Ali'nin engellemesiyle suratima inecek olan tokattan kurtulmuş oldum. Ateş yanıma gelip
"Zeyşan hemen odaya gidiyorsun!!" Diye bağırdığında şoka uğramıştım. Bana neden bağırıyor ki ona bağırmalı ayrıca bizim bir odamiz mi var? Varsa nerede ?
Sadece başımı sallayıp aşağıya indim. Tabiki yukaridaki konuşmaları dinleyecektim. O yüzden merdivenin kenarına oturdum ve dinlemeye başladım.
"Sana gelince karıma el kaldırmaya nasıl curret edersin!" Dedikten sonra bir pat sesi duydum. Galiba tartışıyorlardi. Ne yapacağımı bilmez iken bana dogru gelen bir kız gördüm ve hemen ayağa kalktım kiz yanıma gelince
"Burada ne işiniz var"
"Şey... ben Ateş'in odasını arıyordum"
"Ağamin odasımi"
"Evet"
"Olmaz oraya kimse giremez"
"Sana ne oluyor ya bana git dedi gidicem nerede şu oda"
"Vallahi olmaz giremezsin" diye benimle inatlasirken Ali yanımıza geldi ve
"Ben götürürüm sen aşağıya in ve gelin hanima bir şeyler getir " dediğinde kiz şaşkınca bana bakıp aşağıya indi. Ben ise Ali'yi takip ediyordum. Bi odanın önüne geldiğimizde kapıyı acti ve ben iceri girdim
"Merak etmeyin ağam her seyi halledecek" tamam deyip kapiyi kapadim. Odanin içini incelemeye basladim. Siyah ağırlıklı bir odaydi niye bu kadar siyah düşkünü bu adam ya. Odamin karıştırılmasını sevmediğim için başkasının odasını karıştırmam kocam olsa bile... Gerçekten evlenmiştim. Hayal gibi geliyor ben evlenmiştim. Hemde Ateş ile bu hissettiğim ne peki korku mu mutluluk mu? Korku daha fazla olsa şuan yukarıda vericek karar benim hayatımı değiştirecek. Yatağa oturmuş bunları düşünürken bir ses duyuldu. Silah sesiydi korku ile yerimden sıçradım. Nereye gideceğimi ne yapacağımı bilmiyordum. Iceriden bağırışma sesleri gelince odadan çıktım hemen. Ali yanıma gelmişti. Kolumdan tutup avluya indirdi ve beni yere firlatti.
"Ağam son karar senin öldür de öldüreyim. Yada Fatih ile evlensin"
Ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Neler oluyordu Ateş bana neden öyle bakıyordu.
"Artık benim karım değilsin Zeyşan ağalar haklı töreye uyulacak. Senin bakire olduğuna emin değilim. Sana neden guveneyim"
"Ateş ne diyorsun sen biz evlendik. Başımıza gelenleri biliyorsun." Diye ağlarken Fatih gülerek yanıma geldi. Ayağa kalkıp
" senin yüzünden ne yaptın ne dedin de böyle oldu sonuç seninle evlenmeyecegim ölürüm daha iyi" deyip suratına tokat atacakken elimden tuttup tokati yapıştırdi. Ve kimse bir sey yapmiyordu Ateş gözlerimin içine baka baka izliyordu beni gözlerindeki hayal kırıklığını anlamak mümkündü ama bana guvenmeli ona ne dediler ise yalan.
"Artık benimsin Zeyşan kaç yıldır bu anı bekliyorum benim karım olacağın bu anı" bir kere daha Ateş'e baktım ve
"Ateş... sen bu değilsin bana inan sana ne dediler neden değiştin neden bana inanmıyorsun. Sana her seyi anlattım ya"
" Yeter artik! Herşeyi öğrendim Zeyşan benden önce yaptığın her halti ailenin yüz karası isin benim karım olamazsin sana guvenmiyorum derhal git bu evden" dedikten sonra arkasını döndü ve gitti bense ağlıyordum ve bağırıyordum
"Ateş! Sana ne dediler ne duyduysan yalan! Bir kere daha gitme" dememe rağmen gitmişti. Herkes bana bakarken bir kelime dahi edemiyordum. Kolumda hissettiğim baskıya direnmedim bile böyle olacağını biliyordum. Sonum ya ölümdü yada yaşayan bir ceset olmaktı. Ve ben bir cesettim. Hemde sevdigim odamin bana hayal kırıklığı ile baktığı andan beri beni başkasına verdiğinde beri. Canım yanıyordu. Ben simdi Fatih'in karısı mı olacağım. Bir anda ne olmuştu böyle. Neden bu duruma geldik ki hem ben evliyim nasıl onun karısı olacağım ki olmaz öyle sey Ateş benden vazgeçmez. Fatih'in uyarmalarina rağmen onu takmayip ağlamaya devam ettim. Gözlerim iyice ağırlaşmış ve kapanmıştı. Aklımda sadece Ateş ve bana son bakışıyla....

Merhaba umarım hoşunuza gitmiştir. Özledim sizleri ve hikaye yazmiyi bu arada gittikce kitabimizi okuyan kazanıyor umarim devami gelir...

O BENİM ABIMWhere stories live. Discover now