Üçüncü Bölüm-Üçüncü Kısım

51K 2.3K 179
                                    

Gözlerini açtığında odasını süzdü manasız bakışlarla. Anlayamadı. Yüreğini korkutanın ne oldugunu kavrayamadı. Kalbi dünyayı sırtlıyormuşcasına yorgun ve sancılıydı. Kısık gözleri süslü alçıdan yapılma tavanı ayırt edebildiğinde büyüdü. Gözlerini yakan ışığa alışıncaya kadar odasında olduğunu anlayamamıştı.

Sonra birer birer üşüştü aklına onu dehşete düşüren kareler. Gözleri doldu. Eliyle yattığı yeri yokladı. Anımsadığı o ter kokusu şimdi ona çok uzaktı. Tanıdığı kokuyu aldıkça yaşadıklarının gerçekliğinden şüphe ediyordu. Belki de beyni olanları yok saymaya çalışıyordu. Kabus olabilir miydi? Gözlerini tavandan ayırmadan derin bir nefes aldı. Olmalıydı. Çünkü o dehşet anları kabustan ayırabilecek cesareti yoktu. Yataktan doğrulmaya çalıştı. Başı dönüyordu. Tansiyonu düşmüş olmalıydı. Önüne gelen saçları arkaya atınca sıçradı.

"Orada gözlerini dikmiş ne yapıyorsun Abdi? Ödüm koptu!"

Abdi başını eğdi ama geç kalmıştı. Hazer onun sararmış yüzünü ve kızarmış gözlerini çoktan görmüş, beleğine hapsetmişti. Gözleri neden kızarıktı peki? Öfkelenmekten mi yoksa üzülmekten mi?

"Performansın yerinde, demek ki iyisin!"

Neden iyi olmayacaktı ki? Yataktan doğruldu. Bütün kemikleri ağrıyordu. Üzerindeki yorganı sıyırdı. Bu geceliği ne zaman giymişti?

"İyi olmayacak ne var ki? Biraz başım ağrıyor ama... Hadi canım!!" Aynadaki aksine ilişmişti gözü. Gerçek olduğuna inanamayarak eğilip kollarını kontrol etti. Dili tutulmuştu. Kollarında yer yer mor benekler vardı. Sol yanağı kızarmış ve dudağı berelenmişti. Boynundaki morlukluklarda gezindi parmakları kendine acıyarak.

"Kabus değil miydi? O yaşadıklarım gerçek miydi?"

Abdi sıkıntıyla başını salladı. Yanına gelip birlikte aynaya bakmaya başladılar. "Karazahit tam zamanında yetişmiş."

Hazer'in gözleri büyüdü tekrar. Gözleri karardıktan sonra neler olmuştu? Bir daha bayılmamak için elinden geleni yapmalıydı! "Kayra'yı öldüren o muydu?"

Abdi başını salladı. "Senin ona dün sözün mü ne varmış. Buluşacak mışsınız da seni bekliyormuş yurdun önünde. Kayra seni kaçırırken olaya şahit olmuşlar ve arabayı takip etmişler. Yolda giderken de beni aradılar ve bana seni nereye götürdüğünü söylediler. Ben geldiğimde Kayra zaten ölüydü. "

Hazer şaşkın gözlerle başını salladı. Bu Karazahit'in verebileceği bir cevaptı. Demek ki ona mesajı gönderen Bora'ydı. Ondan bir cevap alamayınca takip etmeye karar vermişti. Hayır cevabını kabul etmeyen bir adamdı ve bu huyu sayesinde Hazer'in hayatını kurtarmıştı."Az kalsın o adam bana tecavüz ediyordu. Eğer yetişemeseydi..."

Abdi gözlerini kaçırdı. Karazahit önce Hazer'e bebeğini bulma sözü vermiş ardından da onu bir felaketten kurtarmıştı. Dişlerini sıktı. Şu lanet adamı kıskandığını kendine itiraf ettiği için kendinden iğreniyordu. O nasıl bir arkadaştı böyle? Hazer'in bu kötü anında düşünülmesi gereken en son kişi Karazahit olmalıydı.

"O sefil sana kötü bir şey yapmadı değil mi Hazer? Emin misin?"

Hazer tebessüm etti. Adamın endişeli halini saklama çabasını izledi sabırla. Onu çok merak ettiğini biliyordu. Belki de Hazer kadar korkmuştu... Hatta bir de kendini suçlamıştı şüphesiz. Onu koruyamadığı için hala kafasına sıkıp intihar etmediği için Allah'a şükürler olsundu! Güldü. "Ayaklarım morarmış, ellerimde yaralar var. Dudağım kanamış, gözlerim şişmiş. Beni bir zombiye çevirmiş ama ırzıma geçememiş. Gözü açık gitti Abdi!"

Kızıl AyazWhere stories live. Discover now