Bana Ait 109. Bölüm

43.7K 2.6K 74
                                    


"Aaaahhh... Aaaaaaaaaggggghhhhhh... aaaayyy... Allah cezanı versin Rıfaaaaaaaaatttt... boyun posun devrilsin Rıfaaattt... aaaaagghhhhh ahhh... çükün düşsün Rıfaaaaattttt... İki çocuk neyine yetmedi Rıfaatt... aaaahhh... aahhh ahh aahh ah..."

"Haaahhh... İşte bu da kanıtı, sonu biraz ağırdı ama kadın haklı... Hayır, bir de en sevdiğim kuzenimin ismi olması da çok sinir bozucu!.. Dün gecenin bir yarısı kocası getirip ebelere teslim ettikten sonra siii... ııı ııhhh... çekip gitmiş. Gündüz çocukları anneme bırakır gelirim, sen de o aralıkta doğurursun demiş. Bak bak bak terbiyesize bak, sanki tek başına yaptı çocuğu... Görüyor musun, bu saat oldu hala gelip giden yok. Ay benim bile şerefsiz diyesim geldi herife..."

"Haaa!.. Eee... Evet, sonunun biraz ağır olduğunu kabul etmekle birlikte şerefsiz uygun!.."

"Kesinlikle... Sevilay, bebeğin yüzünü görünce çektiği sıkıntının hepsini unutur diyor ama..."

"Sevilay da kim?"

"Haa Doğumu yaptıran ebe... Çok tatlı bir kız, maalesef nişanlıymış..."

"Sana ne evlenecek olmasından!.."

"Hiiiiççç öylesine, neyse boş ver. Anlayacağın bu iş Amerikan filmlerindeki gibi olmuyormuş. Huh huh... Hadi karıcım, biraz daha dayan, bebeğimizi düşün... blablabla... Harikasın, çevir kazı yanmasın derken... kontrollü bir şekilde huh... sesi çıkaran kadının, elinden tutarak destek veren kocası rolündeki yakışıklı aktörle, çevirdikleri doğum sahneleri gibi değilmiş... Çık... Bu işi hiç sevmedim." derken sesin geldiği yöne tekrar kafasını çevirdiğini görünce, "Merak etme rahatız, on dakikadan önce tekrar bağırmaz." diyerek durum bildiriminde bulundu.

"Vaaayyy be!.. Pınar, bana karşı bu şekilde hissetmiyorsundur umarım?"

"lıı ııhh... Sorun da orada zaten, yapamıyorum... Ne de olsa olayda senin bir suçun yok. Ooofff... Adil olmaya çalışıyorum. Şuan ki psikolojimle kadın olmaktan vazgeçmeyi bile düşünebilirim. Bu ne ya!.. Çin işkencesi dedikleri bunun yanında çocuk oyuncağı kalır. Gebe olmayan kadın bile buradan doğurarak çıkabilir."

Üzerinde ameliyat gömleğiyle sevimli bir şekilde ağzını yüzünü buruşturarak konuşan karısına, "Hııııgghhh... Asla... asla vazgeçmene izin vermem. Seni rahatlatacaksa, bana istediğin gibi küfretmekte özgürsün canım..." derken ızdırap çekmesine üzülse de şirin haline gülmekten kendisini alamadı. Dudaklarına uzanarak öpücük kondurmasının ardından, yatağın kenarına ilişip hafifçe karnını okşamaya başladı. Gözü, çıplak bacaklarını yarıya kadar örten kısma kayınca, Pınar'ın sinirli çıkan sesiyle bakışlarını yüzüne çevirdi.

"Çınaaaaarrrrr!.."

"Haaa!.."

"Aklından bile geçirme..."

"Neyi?"

"Eee... Şeyi... bakmayı... Bakmayı düşünmüyor muydun?"

"Nereye?"

"Eee... Ora... eee... örtünün altına!.."

"Yooo!.. Neden öyle bir şey yapayım ki?"

"Eee... eee... Ne bileyim, her gelen şey edince... işte... ben de... ıııh ııııhhh... öyle zannettim. Sanırım tik yaptı, ya da savunma mekanizması oluştu. Doğal koruma güdülerim tetiklendi."

"Hıııımmm... Durum vahim yani... Söylediğini hayal dahi edemiyorum." derken kaşlarını oynatan genç adam, karısını biraz rahatlatmayı amaçlayarak sırıtırken, "Ben hakkımı sonraya saklıyorum hayatım." diyerek işi şebekliğe vurup çapkınca göz kırptı.

Bana AitHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin