Bana Ait 69. Bölüm

48.7K 2.9K 37
                                    


Sözünü bitirmesiyle genç kızın açık kalmış ağzına dudaklarını bastıran genç adam, Irmak'ın şaşkınlığından faydalanarak büyük bir iştahla, aklından çıkmayan ağzı sömürmeye başladı. Kendisine gelmesiyle önce başını geriye atmaya, bedenini uzaklaştırmaya çalışan kızın, kısa süre sonra hareketlerinin yavaşladığını, kollarını sımsıkı tutan ellerin gevşeyerek yukarıya tırmanmaya başladığını fark edince, kollarının çemberini daraltarak bütün vücudunu hissetmesini sağladı. Acemi hareketlerle öpücüklerine karşılık vermeye çalıştığını fark edince, içinde ayyuka çıkmış zafer duygusunu yaşarken, Irmak'ın dolgun alt dudağını dudaklarının arasına sıkıştırarak emmeye, bir yandan ellerini ulaşabildiği her yerinde dolaştırmaya devam etti. Çıldırdığı kadının kendisinden geçmiş halde inlemesiyle tahammül sınırının ötesinde uyarılan genç adam, bedeninin alt kısmında oluşan baskıya rağmen ayıramadığı dudaklarını açarak ağzının içindeki keşfine devam etti. Zaman mevhumunu kaybettiği, artık devam edemeyecek noktaya geldiğini fark ettiğinde, ne kadar süredir öpüştüklerinin ayrımını yapamadığı kızdan kendini zorlayarak dudaklarını kopardı. Henüz ayrılmaya hazır olmayan vücudunu sımsıkı tutmaya, bir yandan durduramadığı elleriyle okşamaya devam ederken, nefes nefese kalmış Irmak'ın alnına kendisininkini yaslayarak sakinleşmeye çalıştı.

"Ir... Irmak!.." derken boğuklaşmış sesiyle konuşmayı beceremeyince, boğazını temizleyerek tekrar söze girmeyi denedi.

"lııı ıııhhh... Irmak... işte bu tutku..."

Cümlesini bitiremeden engel olamadığı bir arzuyla, yüzünün uzanabildiği her noktasına öpücükler kondurmaya başlayan genç adam, transa geçmiş vaziyette, kollarında bez bebek gibi duran kıza sahip olma isteğiyle yanıp tutuştuğunu hissetti. Şu aşamada gerçekleşmesinin imkansızlığından emin olduğu duyguyla nasıl baş edeceğini düşünürken, sahiplik güdüsüyle Irmak'ın ağzından kiminle birlikte olduğunu işitme ihtiyacı duydu. Arkaya çektiği saçlarının açıkta bıraktığı boyun çukurunu öperken, "Irmak... Adımı söyle Irmak..." diye kulağına fısıldadı.

"Haaa!.."

"Adımı söyle..."

"Ce... Cesur..."

"Tanrım!.. Evet aşkım, Cesur..."

Bir yandan zafer sarhoşluğuyla dudaklarına tekrar uzanırken, "Şimdi anladın mı aşkım, Kemal'in neden yanlış kişi olduğunu anladın mı?" diyerek konuşmaya devam eden genç adam, Irmak'ın irkilmesiyle, içinden kendisine küfretmeye başladı. Panikle kendisini geriye çeken kızın, korkmuş halde bedeninden uzaklaşmaya çalışması üzerine, ellerini serbest bırakarak gelecek olan tepkiye kendisini hazırladı.

"Ce... Cesur!.. Tanrım... ben... aaaahhh..."

Elini dudaklarına bastırarak şok olmuş ifadesiyle yüzüne bakan kıza, her şeyin yolunda olduğunu açıklamak üzere hamle yapan genç adam, sıçrayarak uzaklaştığını görünce, kendisini anlayamayacak kadar ürktüğünü fark ederek durmak zorunda kaldı.

"Irmak!.."

"Ben!.. ben... Ce..."

Panikle masanın etrafından dolanarak kaçmaya başlayan kızın, peşine takılmasının daha fazla korkutmaktan başka bir işe yaramayacağına kanaat getiren genç adam, gözden kayboluncaya kadar uzaklaşmasını izlemek zorunda kaldı. Tatminsizliğin verdiği hisle ağrıyan bedenini koltuklardan birisine bırakırken, sakinleşmeye çalışarak, yaşananları kafasında tartmaya, bu aşamadan sonra nasıl bir yol çizmesi gerektiğini düşünmeye başladı.

***

Panik halinde eve ilerleyen genç kız, aklının son kırıntılarını kullanarak yavaşlarken, bahçe kapısının civarında bekleyen güvenlik görevlilerine selam vererek kendisini içeriye attı. Peşinden koşturan varmış gibi hızla ilerlerken, gayri ihtiyari Cesur'un odasına kayan gözlerini kaçırarak, hırsla açtığı kapıdan içeriye girdi. Kapatmasıyla derin nefesler eşliğinde arkasına yaslanan genç kız, dişlerinin arasına sıkıştırdığı alt dudağını ısırırken, aklına gelen sahneyle bütün bedeninin ürperdiğini hissetti. İlk defa yaşadığı böylesi şiddetli bir duyguyu kafasında nereye oturtacağını bilemeyerek, karnından kasıklarına doğru baskı yapan garip sancıyla dayandığı yerden zorlukla ayrılıp en yakın koltuğa giderek kendisini bıraktı.

"Of Allahım!.."

Ellerini bedenine sararak ileri geri sallandığı vücuduyla sakinleşmeye çalışan genç kız, "Allahım, o da neydi? Cesur!.." diye fısıldayarak başını arkaya yaslarken, düşünme kabiliyetini kaybetmiş aklıyla, uzun süre tavana bakarak öylece kaldı.

Bana AitHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin