Bana Ait 97. Bölüm

45K 2.6K 44
                                    


Herkesin odalarına çekilmesinin ardından bir süre bekledikten sonra sessizce koridora süzülen genç adam, avına yaklaşan kaplan edasıyla nişanlısının kapısını açarak içeriye girdi. Yatağa girmek için hazırlanmış olan aşkının, kendisini görmesiyle irkilmesine haince sırıtırken, itirazlarını ekarte etmek için kendisini hazırladı.

"Cesuuuuuurrr... Delirdin mi? Ne işin var burada? Sana gelme demiştim."

"Hııışşşttt... Pınar duyacak hayatım, meraklı eltinin olaya müdahil olmasını istemezsin. Ayrıca, ben de randevum olduğunu belirtmiştim."

"Ne randevusu be!.."

"İkiz kulelerle..."

"Iııııggrrrhhh... Kulene sıça... aahh... Senin yüzünden rezil oldum. Çık dışarı..."

"Hayır... Hem merak etme, abim bu gece Pınar'a durumu izah edecektir."

"Aaaayyyyy... Sanki matah bir şeymiş gibi söylüyorsun... Allahım!.. Azgın herif, senin yüzünden insanların yüzüne bakamayacağım. Çık dedim."

"Sensiz çıkmam... Ve evet, azdım aşkım... bütün gece randevumuz dışında hiç bir şeye konsantre olamadım. Öyle karşıdan melül melül bana bakarlarken, yalnızlıklarını gidermekten başka bir şey düşünemedim."

Kıstığı gözlerini göğüslerine diken Cesur'un dişlerini göstererek sırıtmasına, "Manyak mısın nesin be!.. Sapık!.." diyerek tıslayan genç kadın, yalanıp durduğunu görünce, üzerine atlamaya hazır halinden işkillenerek yatağın diğer tarafına geçti.

"Git Cesur!.."

"Gitmem..."

Genç adamın kendisine doğru hamle yaptığını fark ettiği anda, kendisini yatağın üzerinden aşırarak diğer tarafına atan kadın, bu sefer tam ters istikametten yüzüne bakarken ne yapacağını şaşırdı.

"Sen kafayı yemişsin!.. Hadi ama lütfen Cesur ya... beraber yattığımızı anlayan olursa utançtan yerin dibine girerim."

"İzin vermem aşkım, hem yarın nikah baş vurusu yapacağız."

"İyi tamam, nikahı bekleyelim."

"Çık... Olmaz, bekleyemem Irmak, tadını almışken tek bir gece bile ayrı yatmaya tahammül edemem. Ayrıca randevularına çok bağlı bir adamım... Üç aydır bu günün gelmesini bekliyorum, hiç bir kuvvet seni elimden alamaz." derken kafasını kapıya çeviren genç adam, kadının neye baktığını anlamak için hareketini tekrarlarken, dikkatinin dağılmasından faydalanıp seri bir hareketle yatağın üzerinden atladı. Şoka girmiş nişanlısına doğru eğilip omzuna atarken, zafer hissiyle doğrularak istikametini odasına doğrultup yürümeye başladı.

"Aaaaaahhhhh... Cesuuuurrr!.."

"Şışşşşttt... Bağırma aşkım, eltini düşün..."

"Manyak!.. Aııııırrrrrrggghhh..." derken sesini kısan genç kadın, baş aşağı götürüldüğü koridorda uzanabildiği her yerine vururken, kendisini bırakması için bir yandan küfür ederek ağzına ne gelirse sıralamaya devam etti.

"Vay be!.. Sende ne cevherler varmış, ağzının bu kadar bozuk olduğunu bilmiyordum aşkım... Hıııımmm... Çok sevimli!.."

"Ben sana gösteririm sevimliyi sapık geri zekaaaaa..." dediği sırada kendini yatağın üzerinde bulmasıyla bedenini kaplayan Cesur'un altında kaldı. Çığlık atmaya bile sıra kalmadan neye uğradığını şaşıran genç kadın, ağzına kapanan dudakların baskısıyla sesi kesildi. Son bir çabayla direnmeye çalışırken, kısa süren eylemi boyut değiştirerek istekte karşılık vermeye geçti.

"Aııırrrggghhh... Aşkııımmm... se... seni, ikiz ku... kuleleri istiyorum. Bütün gece uya... uyarılmış vaziyette otur... oturdum. Ben söz... sözümü tu... tutarım, onlar inceee... leneceeek... aarhh..."

Bir yandan hırlamayla homurdanma arasında garip sesler çıkaran sevdiğinin, söylediklerini anlayamayacak derecede kendisinden geçen genç kadın, daha fazla tahammül edemeyip ayrı düştüğü dudaklara uzanarak, bedeninin arzularına boyun eğdi.

***

Yastıktan kafasını kaldıran genç kadın, duyduğu garip hırlama benzeri sesin ne olduğunu anlamaya çalışırken, çok ciddi bir iş yapıyormuşçasına son beş dakikadır karnını kremle ovalayan kocasına bakarak, "A aaa... Bu ne ya!.. Çınar, duydun mu?" diye dudağını büzüştürerek merakla sordu.

"Neyi canım?"

"Sesi... sanki kurt hırlaması gibiydi."

Muhtemelen minik poposunu döndüren kızının bulunduğu bölgeyi ihtimamla okşamaya devam eden genç adam,"Iııı ıııhhh... Dikkat etmedim." derken kremlemeye başladığı her seferinde harekete geçen, tekmeler atmaya başlayan oğlunun ayak darbelerinin bulunduğu kısma sevgiyle geri döndü.

"E ben duydum ama... Bak vallaha, sanki koridordan geldi. Bir baksak mı acaba?"

"Sana öyle gelmiştir Pınar, evde kurdun ne işi var."

"Haaa... Orası öyle de... eee... doğru ya hem de kurt... Hıhhh... Bir keresinde de kurt uluması duymuştum."

"Hı hı... Doğrudur... Ne, uluma mı? Yok artık!.."

"Vallaha... Ben de aynen senin verdiğin tepkiyi verdim. Kulaklarıma inanamadım!.. Amaaaan, neyse ne işte... Çınar, hala bitmedi mi, benim uykum geldi."

Yaptığı işi bırakmadan kafasını kaldırıp karısına bakan genç adam, iç çamaşırlarıyla yatan muhteşem görüntüye ağzının suyu akarken, sırıtarak eline bir miktar daha krem sıktı. Son dönemin en büyük zevkini elinden geldiğince uzatabilmek için beyninin çarklarını çalıştırırken, avuçlarını ait oldukları alana yerleştirdi. Eylemine kaldığı yerden devam ederken, bir yandan savunmasını ortaya koymaya, bir on dakika daha kazandıracak konuyu açmaya girişti.

"Doğumdan sonra bana teşekkür edeceksin hayatım. Bu işi ele almasaydım şimdiye kadar karnın harita gibi olmuştu."

"Biliyorum, sağ ol Çınar... ama neredeyse yarım saat oldu her halde bu kadar yeter."

"Az kaldı canım, aşağı kısımlarla göğüs altına da yedirdim mi tamamdır. Ha... Bu arada seninle konuşmak istediğim bir konu vardı. Önemli... bir mesele..."

"Aaahhh... Ne?"

"Şimdi Pınarcım, iki insan bir süredir görüşüyor ve birbirlerine hem duygusal hem de bedensel olarak sevgi besliyorsa, bunun sonucunda doğal olarak..." diye söze başlayan genç adam, büyük bir hevesle yaptığı işe devam ederken, Cesur'la Irmak arasındaki ilişkinin gerçeklerini karısına anlatmaya başladı. Uykusu açıldığı gözlerini sonuna kadar açmasından belli olan Pınar'ın merakını körüklerken, kendisine bir yarım saat daha kazandıran konuya müteşekkir, konuştukça konuştu.

Bana AitHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin