Bana Ait 9. Bölüm

100K 5.1K 294
                                    


"Yanağımı okşadı! Benden hoşlanmış olmalı... Ay canım benim, kıyamam."

"Ya da acımış olabilir, uzatma da ne yapacağız onu söyle, Pınar."

"Sen, pencereye doğru git... Bak bakalım adamlar görünüyorlar mı?"

"Tamam." Camın yanına yaklaşan genç kız, yan yana park edilmiş arabaların çevresine göz gezdirerek genç adamı aramaya başladı. Korumaların arasında Çınar'ı görünce, arkasına dönerek kendisine bakan arkadaşına, "Evet, araçların önünde bekliyorlar." diye cevap verdi.

"Güzel... Irmak, gözünün sakın üstünden ayırma. Her hangi bir hareketlenme olursa, anlamsız bir ses çıkar çaktırmadan sana dönerim." derken hemşirenin kendisiyle konuşmaya çalıştığını duyunca fark etmemiş gibi davranmaya geçti.

"Şey, eee... Bakar mısınız?"

"Kızım, Çınar Bey söyledi ya işitme engellilermiş, seni duymuyor. Elini görmesini sağla..."

"Aaa, doğru ya! Pardooon, pardooon... Bakar mısınız?"

"Buna da şükür Pınar, en azından bu seferki bağırmıyor."

"Ya ne demezsin... Gözünü pencereden ayırma, mektubu bulursa halimiz duman olur."

"Ayırmam. Bir an evvel şu muayene işini hallet de buradan gidelim."

Kelimeleri uzatarak, 'Bakar mısııın?' derken bir taraftan elini önünde sallayıp dikkatini çekmeye çalışan hemşireye, gözlerini devirerek dönen genç kız, yeni fark etmiş gibi davranıp gülümsedi. Elindeki tansiyon aletini gösterirken, tekrar konuşmaya başlamasıyla yüzüne baktı.

"Kolunuuu... aççç... Tansiyonunuu... ölçeceğiiizzzz..."

Anladığını ifade edercesine başını sallamasıyla, aldığı cevap üzerine gözlerini tekrar devirmemek için kendini zor tuttu.

"Harikaaa..."

İçinden, 'Biri beni öldürsün...' diye geçirirken, bir an evvel muayene olmak için ceketini çıkarmaya başladı. Talimatlar veren doktoru yarım yamalak dinlerken, sağlıklı olduğuna karar vermesi üzerine gülümseyerek teşekkür etmeye çalıştı. Biraz düşük çıkan tansiyonu için yarım saat uzanmasını belirten adamın, odadan çıkması üzerine duyduğu ses ile hemşireye fark ettirmeden Irmak'a döndü.

"Mektubu buldu, mektubu buldu! Allah'ım, Pınar... Şimdi de telefonuyla konuşmaya başladı. Bir taraftan kâğıda bakıp elinde evirip çeviriyor."

Gözleri sonuna kadar açılan genç kız, "Çabuk, not defterine su istediğini yazıp hemşireye ver. Buradan hemen kaçmamız lazım. Çabuk..." diye işaret etti.

"Tamam!" Panikle çantasından kâğıt kalem çıkararak, 'Lütfen su verir misiniz.' diye yazan genç kız, anlayışla gülümseyen kadının, 'Tabiii... hayaaatııım... biiir... dakiiikaaa... bekleee... hemeeen... getiririiiiim...' derken yerinde zıplayıp, bağırmamak için kendisini zor tuttu. Odadan çıkan kadının ardından kapıyı kapanmasıyla, daha fazla dayanamayıp fısıltıyla, "Çabuk... Çabuk Pınar, kaçalım!" dediği sırada bir taraftan ceketini giyip çantasını boynuna takan arkadaşına yardıma girişti.

"Bırak şunu, ben hallederim. Çınar'a baksana ne yapıyor, mektubu okuduğundan emin olmak istiyorum, sonra da çıkalım."

"Tamam." Eli ayağı dolanarak aceleyle pencerenin yanına koşturan genç kız, etrafı gözleriyle tarayarak adamı son gördüğü noktaya bakışlarını çevirdi. Merakla elindeki kâğıda baktığını görünce, korktuğunun başlarına gelmek üzere olduğuna emin oldu. "Tanrım, telefonunu cebine koydu. Pınaaar, mektubu açmaya başladı."

Bana AitHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin