Bana Ait 23. Bölüm

90.9K 4.6K 364
                                    


Utançtan kıpkırmızı olan yanaklarıyla beklemeye devam eden genç kız, kafasına koyduğu saat yaklaştıkça iyice tedirginlik hissetmeye başladı. Yaşadığı strese daha fazla dayanamayacağına kanaat getirmesiyle, oturduğu koltuktan ani bir kararla ayağa kalktı. Aynı durumda olan arkadaşıyla göz göze gelerek, "Gidiyorum..." derken huzursuzca yerinde kıpırdanıp derin nefesler eşliğinde sakinleşmeye çalıştı.

"Daha on beş dakika var."

"Durdukça geriliyorum, vazgeçmekten korkuyorum."

"Pınar, bak lütfen..."

"Hayır, kararımı verdim Irmak... Zaten çok heyecanlıyım, bu tartışmayı kaldıramayacağım."

"Peki!.. Ne diyeyim, o zaman şansın açık olsun... Pınar, unutma sakın hiç konuşmayacaksın... Ha birde şu havluyu yatacağın tarafa ser, leke falan kalır arkamızda delil bırakmayalım."

"Ne delili!.. Haaa... Tamam... Ooooffffff... Tanrım... Hakkını helal et Irmak, gidiyorum."

"Aman iyi be salak, sanki savaşa gidiyorsun... Madem o kadar kararlısın, spermini al da gel..."

"Anlaştık..." diyerek arkadaşıyla kapıya kadar giden genç kız, yavaşça açıp etrafı kolaçan ederken, "Kimse yok..." diye fısıldayarak bilgi verdikten sonra evin çok sessiz olduğun kanaat getirince, ağır hareketlerle koridora süzüldü.

"Dikkatli ol Pınar, seni bekleyeceğim."

"Tamam, sağ ol..."

Hafif bir ışıkla aydınlanan alanda ilerleyerek adamın odasının önüne gelen genç kız, nefesini kontrol etmeye çalışırken, kilitli olmayacağını umarak dikkatle kapının kolunu çevirdi. Açıldığını görünce, deli gibi çarpan kalbiyle Irmak'a dönüp el ederek usulca içeriye süzüldü. Aynı hassasiyetle kapatırken, bir süre kıpırdamaya korkarak olduğu yerde nefes bile almadan gözlerinin karanlığa alışmasını bekledi. Bulunduğu yerde dönerek sırtını yasladığı duvarda dikilirken, sağ tarafındaki duvara konumlanmış geniş yatağın üzerindeki kabartıyı görünce, korkuyla elini göğsüne yasladı. Kalp atışlarının makul bir hıza inmesinin ardından, bütün cesaretini toplayarak parmak uçlarında yatağın boş tarafına doğru ilerlemeye başladı. Ay ışığıyla aydınlanan bedenin, dokunacak kadar yakınına gelen genç kız, ürpererek bir süre neyle karşı karşı olduğuna baktı. Beline kadar inmiş pikenin kapatamadığı yerlerin çıplak olduğunu anlamasıyla kaçmamak için kendisini zor tutarken, altınında aynı mı olduğunu merak ederek bulunduğu yerde öylece kaldı.

Bir süre adamın nefes seslerini dinleyen genç kız, çok derin uyuduğuna kanaat getirince, "Sen bu adamdan hoşlanıyorsun kızım, çocuğun için... Hadi Pınar, ha gayret, cesaret kızım..." diye fısıldarken, sabahlığını çıkarttığı gibi kendisinden utanarak yere attı. Çıplak bedeniyle kararsızca dururken, "Ya şimdi ya hiç..." diyerek ucundan tuttuğu pikeyi kaldırıp boş olan kısma havluyu yaydı. Sımsıkı yumduğu gözleriyle dualar eşliğinde bedenini yerleştirdikten sonra ne yapacağını bilemeden tavanı izlemeye başladı.

Aradan geçen süre içinde yanında yüz üstü yatan adamda hiçbir kıpırtı hissetmeyince, bu işin böyle olmayacağına kanaat getirip yavaşça sağına döndü. Bir süre yabancısı olduğu bedene baktıktan sonra titreyen elini kaldırarak çekingen hareketlerle genç adamın vücuduna yaklaştırdı. Parmak uçlarının omzuna temas etmesiyle geri çekerken, hala bir hareket göremeyince aynı işlemi tekrarlamaya başladı. Net göremese de çok pürüzsüz ve kaslı bir sırtı olduğunu düşünürken, genç adamın dokunuşlarına cevap vermemesi üzerine cesaretlenip okşadığı alanı genişletmeye, belinin çukuruna doğru inmeye başladı. Uykusunun çok ağır olduğuna kanaat getirdiği sırada, hafifçe kıpırdanıp başını çevirmesiyle, nefesini tutarak elini havaya kaldırdı.

Bana AitHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin