14.Bölüm ''Şok Etkisi''

14.4K 702 83
                                    


 ‘’Eğer bütün olanları Vince’e söylersen..’’ cümlesini tamamlamasına izin vermeden kapı açıldı ve odaya Vince girdi.
Tek kaşını soru sorar bir edayla kaldırıp konuştu.
‘’Otilla bana neyi söylemeyecekmiş Bayan Perrel?’’

Vince’in gür sesi odayı doldururken, telaşta benim içimi doldurmuştu. Bütün konuşulanları dinlemiş olma ihtimali benim açımdan iyi olsa da Perrel’in bin bir türlü yalanla olaydan sıyrılıp bütün yükü bana vereceğinden adım gibi emindim.
Her şeyi bir kenara bırakırsak bizim konuşmalarımızı dinlemesi o kadar da akla yatkın gelmiyordu.
Perrel şaşkınlıktan yuvalarında irileşen gözlerini Vince’e döndürürken, ben yemin etmiş gibi soğuk ifademi korumaya devam ediyordum.
‘’Bay Mchardley.’’ Dedi Perrel.
‘’Evet Bayan Perrel? Ve Otilla, hala cevabınızı duyamadım.’’ Ne diyeceğimi bilmez halde bakışlarımı ona çevirdiğimde O da Perrel’ e bakıyordu.
Perrel bana döndü ve ağzını oynatarak kısık sesle konuştu ‘anlaşmayı unutma.’
Başımı iki yana olumsuz bir şekilde sallayarak ‘’Üzgünüm Bay Mchardley, fakat bunu size söyleyemem.’’
Vince’in kaşları çatılmıştı.
‘’Ne demek bana söyleyemezsin! Böyle bir seçeneğin yok. Şimdi, şu anda derhal olanı biteni bana anlatıyorsunuz.’’
Perrel’e ne yapacağımızı bilmediğimi anlatan gözlerimi diktim.
Perrel ve benim kısa süreli bakışmamı gören Vince tekrar konuşmaya başladı.
‘’Oradaki adamlar..’’dedi gürleyerek. ‘’Sana dokundular mı?’’ Aklına en kötü şeyi getirip bunu dillendirdiğini biliyorduk. Aklındaki en kötü senaryonun bu olması nedensiz bir şekilde içimi rahatlattı.
‘’Hayır, yanlış anlamışsınız.’’ Soğuk ifademi bir anlığına indirip yüzümün yumuşamasına izin verdim.
Vince’in beni düşünüyor olması kalbimi rahatlatmıştı. Şu an ki huzur içinde olayı gayet güzel kıvırıp geçiştirebilirdim.
‘’Bayan Perrel..’’ Perrel’e baktım.
‘’Beni o kurtardı.’’ Diyerek tamamladım cümlemi. Perrel itici gözleriyle şaşkınlığını dile getirirken yüzü yumuşuyordu.
‘’Ah, Otilla..’’ Dedi Perrel. ‘’Bunu söyleme lütfen..’’
Keşke söylememiş olsaydım diyecek olduysam da sustum. Az önceki kendi küçük ruhsal yumuşamam yüzünden Perrel’i haklı çıkarmış hatta yüceltecek kıvama getirmiştim.
Abartılacak bir olay olmamasına rağmen böyle söylediğim için bir an da kendimden tiksindim.
‘’Haklısınız Perrel. Söylememeliyim.’’ Diyerek Vince’e döndüm, ‘’Üzgünüm Bay Mchardley. Ama bazı şeyler sır olarak kalmalı.’’

Vince, Perrel’e yaklaştı ve elini alıp öptü. ‘’Bayan Perrel, teşekkürler.’’ Bu sahne az önce ki rahatlama ve mutluluk karışımı ruh halimden geriye bir parça bile bırakmamıştı.
‘’Yemeğe inmiyor muyuz?’’ diye sordum sert sesim ve donuk mizacımla.
Vince gözlerini bana çevirdi ‘’Önden bayanlar.’’ Diyerek eliyle kapının dışını gösterdi. Önden ben ardımdan Perrel ve en son Vince çıktı. Bir süre sonra ‘’Siz geçin ben birkaç dakikaya geliyorum.’’ Diyerek Vince yanımızdan ayrıldı. Perrel yanıma gelip, yüzüne hiç içten olmayan bir gülücük yerleştirerek eliyle kolumu sıktı. Dışarıdan bakanlar iki yakın arkadaşın kol kola girip yemek salonuna girdiği izlenimine kapılıyordur fakat bazı şeylerin göründüğü gibi olmadığını bu durumla bile ortaya koyabilirdik.
‘’Aferin sana.’’ Yüzüne baktım. ‘’Akıllı bir kız çıktın.’’ Yüzünü önüne çevirip konuşmaya devam etti. ‘’En azından o kadar da aptal değilmişsin.’’
Yemek yiyeceğimiz masaya yaklaştığımızda Perrel uzanıp koltuğuma oturmama yardım etti. Olayı hayret ederek sindirirken arkadan gelen Vince’i gördüm ve hareketinin manasını o an anladım.
Hepimiz masaya oturduğumuzda Vince konuşmaya başladı.
‘’Otilla, bu olayla ilgili birkaç araştırma yapıyorum. Seni kimlerin ne amaçla kaçırdıklarını anlamak için. Hatırladığın bir şeyler var mı?’’ Garsonun birkaç saniye önce doldurduğu bardağından beyaz şarap yudumladı. Beyaz şaraba, beyaz şarap denmesi biraz farklı çünkü şarap şeffaf.

OdelinaWhere stories live. Discover now