2.BÖLÜM ~UKALA~

3.2K 2.5K 533
                                    

"Bazen onca şey olmasına rağmen sen sadece susmak zorunda kalırsın, herşey üstüne gelir. Bıkarsın, yorulursun, nefes alamaz hale gelirsin.Birinin seni kurtarmasını beklersin. En acısı şuki seni bekleyen,sana yardım edecek kimse bulamazsın etrafında. Yapayalnızsındır.Çevrende onca insan vardır ama senin merhemin olacak tek kişi bile bulamazsın. Onun için de yalnızlığa alışırsın!"

~~~~~~

"Hastaneye gitmeliyiz böyle olmaz."dedim telaşlı bir şekilde. Şaşkın bakışlarıyla hala bana bakmaya devam ediyordu." Duymuyor musun? Sana diyorum hastaneye gitmeliyiz."dedim ve kızgın bakışlarımı onda tutmaya çalıştım.

Bir müddet konuşmadı sadece öylece bakıyordu. "Sana bana yardım ettiğin için teşekkür edecek halim yok ve hastaneye de gitmeyeceğim hadi eyw."dedi tok bir sesle sonra da  ayağa kalkıp yürümeye devam etti. Peki ben bu genç adamın umursamaz tavırlarına deliriyordum.  Ah öküz tam bir öküz durmuş bana teşekkür edemem diyor burnu havada ukala adam ya. Sinirle kendi kendime konuşurken asalak asalak yürürken bir o kadar da kendinden emin ağırda yürüyen  yakışıklı adama of ne diyorum ben adama döndüm işte.

Hemen konuşmaya başladım. "Bana baksana sen bir bana baksana."diyerek homurdandım.

Göz devirdi ve ardından bana baktı kahverenginin siyaha dönük hali olan gözleriyle  "Ne var?"dedi umursamaz bir sesle. Yolda yürümeye devam etti. Ben yine kendi içimde delirirken onun böyle umursamaz nasıl davrandığını merak etmiştim az da olsa tamam tamam çok fazla merak etmiştim. Neyse konumuza dönelim değil mi?

"İnsan bir nezaketen teşekkür ederdi değil mi?  Gerçi sen nezaket ne onu da bilmiyorsundur da neyse işte bak neden bu kadar sinirlendim bilmiyorum fakat  öküz müsün sen  ya insan bir teşekkür ederdi teşekkür."dedim nefes nefese kalmış halimle sinirli sinirli bağırarak. Bana baktı ve sadece göz devirmekle yetindi  ve hic bir şey olmamış gibi yoluna devam etti. Tamam böyle tatlı su balığına benziyordu of sus Biray sus bir de suskun olarak geçinirsin sınıfta ne susmaz şey çıktın aman  noluyor burda genç  adam nereye gitti ?  Ben kendi içimde kendimle kavga ederken aramızda olan mesafe iyice açıldığı için bir an görememiştim.

Hemen koştum yanına yetiştim. "Peki hadi teşekkür etmeyen krolardansın anladık tamam da? "deyip biraz nefes aldıktan sonra o cevap vermeden gerçi cevap verir miydi onu da bilmiyorum neyse işte hemen sözlerime devam ettim. "Peki ozaman neden bir çok söz varken sen sadece 'sus ve sabret' dedin."dedim meraklı bir şekilde siyahın kahverengisi olan gözlerine bakarak. Durdu bana baktı ve konuşmaya niyetlenmiş gibi bir hal alıp siyahın kahveye dönük rengi olan gözlerini gözlerime sabitledi. Dudaklarını araladı. "Bazen sadece susup sabretmek zorunda kalırsın ufaklık mesela şuan senin yapmadığın gibi."dedi. Sonra yürümeye devam etti.

Allah'ım ya şimdi delireceğim adam resmen bu dünya ya insanları sinir etmek için getirilmiş bir ayı ama ha hakkını yemiyim 'Johnny Deep' kadar da olmasa taş gibi çocuk şimdi . Biray sen fazla mı konuşmaya başladın. Allah'ım galiba delirdim kendimle konuşmaya başladım. Bakar mısınız?

"Neyse peki bu konuşmayı  üstelemeyeceğim aslında üstelerdim fakat senin gibi bir kroyla uğraşmak istemem açıkçası."dedim  homurdanarak. Bana döndü ve dudaklarını aralayıp "Gitsene kızım sen bir başımdan hasbinallah."dedi sinirli sinirli bir hali ya da dur dur ondan çok tahammül edemez gibi bir hali vardı.

Düşündüm. Fakat anlı hali kanamaya devam ettiği için vicdanım el vermedi. "Hayır olmaz sen hastaneye gidesiye kadar ben burda duracağım. Şimdi sen söylemeden söyleyeyim dersin neden uğraşıyon git başkasıyla uğraş diye ama olmaz yapamam. Benim bir vicdanım var. Senin bir hastaneye gittiğini kendi gözlerimle göreyim daha sonra giderim."dedim ciddi bir ses tonuyla.

Bana baktı 'ya sabır' çeker gibi bir hali vardı. Durdu durdu ve o güzel siyahın kahverengi tonu olan gözleriyle bana baktı ardından "Sırf senin sözde vicdanın ve benim de kafam rahat olsun diye hemen şurda bir sağlık ocağı var takip et beni."diye emir verdi. Gözlerinden resmen alev çıkıyordu. Sinirliydi fazlasıyla ve açıkçası benimle de pek muhatap olmak istemediği de belliydi.

Geçmişim de yaşadığım bir olay yüzünden bu kadar diretmemin sebebi aslında. Çok küçüktüm daha 7-8 yaşların da bir çocuktum. Annemin izni olmadan bisiklete binmiştim. Daha yeni bisiklet sürmeyi öğrendiğim için tabi  ki de yere düştüm. Dizimden kan akıyordu ve ben çok ağlıyordum. Annem beni gördü ve sırf sözünü tutmadığım için beni yerden kaldırmadı beni orda bir başıma bırakıp gitti. Sonra öğrendim ki annem 'her düştüğünde kaldırırsam kızım sen bu hayatı öğrenemezsin. Şuan küçüksün fakat emin ol büyüdüğün ve çok güzel bir kız olduğunda söylediklerimi anlayacaksın biliyorum' demişti annem. Ve annem gerçekten doğru söylüyordu. Şimdilerde anladım. İşte o gün bugündürden beri söz vermiştim kendime 'nerde bir yardıma muhtaç insan olursa ona yardım edecektim' ve şimdi o yüzden bu kadar çabalıyorum. Neyse işte lafın kısası şu yanımda duran kaslı bir o kadar da yakışıklı olan esmer güzeli adamı sonunda hastane olmasa da sağlık ocağına götürmeyi ikna edebilmiştim.

&

Sağlık ocağına varmıştık. Sağlık ocağı çok küçüktü ama yarayı tedavi edebilmek için küçükte olsa bir odası vardı bizi de oraya almışlardı.

Genç adamın burnuna bir pamuk koymuşlardı. O hengame de kaşında olan küçük bir sıyırtıya da benim zorlamamla bir dikiş atmışlardı. Neyseki benim dediğim olmuştu. Benim vicdanım rahattı. Artık o kaba huysuz bir o kadar da yakışıklı adama istediğimi yaptırmıştım. Oh canıma da değsin ukala.

Genç adam hastaneden çıktıktan sonra durdu bana baktı. Konuşmaya başladı. "Artık gitsen diyorum. Bak tedavi de oldum senin yüzünden. Hadi artık gitsen diyorum."dedi keskin bir ses tonuyla yakışıklı öküz. Ona sadece göz devirdim.

"Aman sanki bende çok hevesliydim. Ukala kendini beğenmiş öküz muşmula süratle ."dedim umursamamaya çalışan bir tavırla. Ona muşmula suratlı dediğim için Allah'tan özür diler gibi yukarıya baktım ve ağır adımlarla yürümeye başladım.

Arkamdan bir kol beni çekti ve gözlerine bakma mı sağladı. Biz fazla mı yakındık ne? Gözleri yakından daha güzeldi. Fazlasıyla güzeldi fakat fazla kızgın bakıyorlardı."Sen bana Tamay Arıkan'a 'ukala' mı dedin?"diye resmen gürledi.

Adının Tamay olduğunu yeni öğrendiğim adama  göz devirmek istedim ama o güzel siyahın kahverengi tonuna göz devirmek bana yakışmazdı değil mi canım? Sonuçta karşımda adını yeni öğrendiğim ve bastıra bastıra söylediği 'Tamay Arıkan'a' baktım.

"Evet ben Biray İmer sen Tamay Arıkan'a 'ukala' dedim."diyerek bende ona bağırdım. Gözlerim resmen yerinden çıkacak kadar büyümüştü. Aslında ona muşmula suratlı demişken neden 'ukala' dediğime takılmıştı anlamamıştım ama fazla da üstelemedim açıkçası. Sonuçta teşekkür bile etmeyen bir adamdan ne beklenir ki.

Bana uzun uzun baktı. Sonra siyahın kahverengisi olan gözlerini gözlerime sabitledi.  "Sen!"dedi.

~~~~~~~~~

Vote ve yorumlarınızı bekliyor olacağım...🌸

BERCESTEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin