En büyük vicdan azabıydı kadın...

    Bunun üzerine tek çift laf daha etmedi her ikisi de.Özenle sardı kadının elini adam.

"Çay koymuştum."dedi demlemek için ayaklanırken.

"Gerek yoktu." dedi adam.

    Beş on dakika sonra demlenecek olan çayı dolduracağı  bardakları tepsiye hazırlayıp öyle dönmüştü balkona.Döndüğünde adamın bugün gönderilen çiçeğe baktığını gördü.Usulca tekrar karşısına oturduğunda "Çiçekler için teşekkürler.Geçen yıl bundan yetiştirmek için satılan kitlerden aldım ama bir türlü beceremedim büyütmeyi."dedi.

"Rica ederim.Yerine de yakışmış."

   Yağız üzerindeki ceketi çıkardı yanındaki sandalyeye gelişi güzel bıraktı.Kibarlık edip ceketini almadı Melek.

"Önümüzdeki hafta annemler geliyor.Onlara her şeyi anlattım."

      Melek boğazına bir şey düğümlendiğini sandı.Bir anne gibi zamanında kendine sahip çıkmıştı.Onu tekrar yaşatmış,şefkatini esirgememişti kendisinden.Fakat o torun sevgisini koparmıştı onlardan.Panikledi birden.

"Çok kızgınlar mı bana?"

"Sanmam.Yalnız telefonda çok ağladı,geldiğinde mutlaka görmek isitiyor Beril'i"dedi Melek'in gözlerine bakarak.Söylemesindeki temel amaç onay almaktı.Kafa salladı Melek.Üzgündü.

'Birilerini üzmek konusunda pek farkımız kalmamış'diyecekti vazgeçti.Kalktı mutfağa gitti.Tepsiyi yalnız getiremeyeceğini düşünerek ayaklanmıştı ki elinin sağ elinin de tersini kullanarak getirmişti tepsiyi Melek.

"Ne oldu eline?"

     Üçüncü soruşuydu bu.Melek telaş etti.Diyemedi ki seninle kurduğum haddimi aşan hayallere karşılık ceza vermişim kendime bilmeden.

"Önemli bir şey değil."dedi.Masanın üstünde, içinde poğaçalar olan fanusun kapağını da açarken.

"Bana hiç öyle gelmedi."diye diretti.

"Bardak kırılmıştı,toplarken kesmişim."dedi buna karşılık.Gözlerine dikkatli bakan adama.

 "Varlığım seni bu kadar çok mu huzursuz ediyor."dedi birden.Gözleri poğaçalara doğru gidip geldi.Aklına yıllar önce ilk kez evine davet ettiği güne gitmişti.Birlikte geçirdikleri günlerin hepsi birer güzel anıydı onda.Bunu hiçbir şey değiştirmedi.Yadında Melek,hep iyi kalacaktı.

"Ne alakası var?"dedi doğru olan söze inkar edercesine çabucak.

"Huzursuz ve mutsuz olduğunu görebilecek kadar iyi tanıyorum seni."

"Sanmıyorum.Daha düne kadar söylediklerin çok başkaydı."

"Haklısın."dedi sıkıntıyla yumdu dudaklarını ardından.Melek bir yudum çay alıp kollarını bağlayıp ardına yaslandı...Kırgınlığı geçecek gibi değildi.Yağız'ın içine çöreklenen sıkıntı konuşmadıkça zehirleyecek gibiydi.

"Senin kadar suçluyum ben de.Ne olursa olsun sorgulamalıydım dediklerini.Fakat o zamanlar psikolojin hayli alt üst olmuştu.Böyle bir yalan söylemeyeceğini,o öfkeyle bunu yapmış olabileceğin mantığıma daha yatkın gelmişti.Öfkem,bilirsin.Beni başka bir adam yapıyor."

"Bunu fark etmiş olmana sevindim.Ama ben sana dair pek bir şey bildiğimi sanmıyorum.Bildiklerimde de yanıldım."

"Ah Melek.."dedi çaresiz Yağız.Temcit pilavı gibi öne sürdükleri elini kolunu bağlıyordu,azabına azap katıyordu.

"Serap'ın komada olduğunu öğrendim,o sıra.Apar topar Almanya'ya gittim.Bir bebeğe sebep olmuştum bir de-"

'Ya ben..?'dedi kalbi.

  Lafını kesti Melek.Kendisinin yerine başkasının tercih edildiğinin dillendirilmesi canını yakmıştı can havliyle "Maşallah hızlı toparlanmış."dedi bilmişçe.

"O geri döndüğümü sanıyordu.Yaşadıklarımın hiçbirinden haberi yoktu.Beterdi hali,bugünkünden çokça uzak.Borç bildim onu tekrar yaşatmaya-"

"Merak etmiyorum!"

"Merak ettiğin için değil,anlatmadıklarım sonra yük oluyor üstüme."

"Bugün mu tuttu doğrucu davut olasın."derken acı acı gülümsedi Melek.Geç kalınmışlıkların tüm sillesini kendi yemişken haklıydı bu tavır.Yanmıştı bir kere canı.

 Acı acı başını salladı Ali.

"Aslen ben sana hiç yalan söylemedim.Karşına çıktığımda ben o adamdım.Yalnızca eksik söyledim bazı şeyleri.Hayatımın geri kalanında da eksik söyleyeceğim bazı şeyleri.Benim işim,benim hayatım bu.Ben buyum."

  Büyük bir itiraf gibi tane tane sakince konuştu Ali.

"Eksiğin noksanın artık benim derdim değil.Sen çocuğuna verdiğin vaatleri boşa çıkarma,yeter.Fazlasında gözüm yok."

    Hırs ile sarf etmişti sözlerini Melek.Tüm hırsı çok geç bir zamanda noksanlıklarını tamamlamaya çalışmasınaydı.Çok geçti her şey için.Şimdi her şey tam olsa neydi?

Yağız yine sakin bir ses tonu ile konuştu.

"Kızımdan yana endişen olmasın."Ardından yanındaki ceketini alıp çıktı.

**************

Bakın size süpriz yaptımmmmm:)))))

Nasılsınız?

Bölüm yazmam saatlerimi hatta günlerimi alıyor fakat bazılarınız fazla hayaletsiniz aa dostlar!Bu beni üzüyor haberiniz ola.

Sizin var mı böyle kapanmayan aşk yaralarınız?

Melek'e ne önerirsiniz?

Kendinize iyi bakın:)?

HOŞÇAKALIN..
























Kod Adı:KILIÇWhere stories live. Discover now