21. Bölüm

7.1K 384 252
                                    

Aslında dün gece yayınlayacaktım ve neredeyse gece 3'e kadar direndim ama yetiştiremediğim için erken kalkıp yazayım dedim. Umarım beğenirsiniz. 😊

Bu arada lütfen yorum yapmaktan çekinmeyin ancak böyle geliştirebilirim kendimi ve hikayeyi. Neyse çok konuştum sanırım, iyi okumalarr 😻💕

***

Gözlerimi aralayıp duvarda duran saate baktım. Gitme vaktim gelmişti hatta geçiyordu bile. Bunun anlamı Bay Jeon'un huzuru somutlaştıran elleri arasından çıkmam demekti.

Kafamı göğsünden kaldırdığımda saçlarımda gezinen parmakları durdu.

"Gitmeliyim efendim." diye mırıldandım sessizce. Başımın üstündeki çenesi çekildi önce. Ardından saçlarımda dolanan eliyle çenemden tutup ona bakmam için kafamı kaldırdı.

"İsminin anlamını biliyorsun değil mi?"

Başımı sallayıp onu onayladığımda biçimli dudaklarında naif bir gülümseme oluştu.

"Sen o anlamı kaldırabileceğini bildiğim tek kızsın, bu söylediklerimi aklında tut olur mu?"

Çenemdeki elinin üzerine elimi koydum. Daima bana kelime oyunları yapıyordu. Aklım yaşadıklarımla öylesine doluyordu ki kelime oyunlarını çözemiyordum. Daha açık olsa her şey daha şeffaf olurdu.

"Sürekli bunu yapıyorsunuz. Sizi anlayamıyorum Bay Jeon."

Gülümsemesi büyüdü. Bu gözlerimi kamaştırdı çünkü her gülümsediğinde olduğu kadar büyüleyici duruyordu. Tanrım nefeslerimi bir gülümsemesi ile bile boğazıma dizebiliyordu.

Bu gidişle ölümüm bu adamın elinden olacaktı. Hoş eğer kalbim gülümsemesine dayanamaz da durursa bu en güzel ölüm olurdu. En azından benim adıma.

"Anlamıyor değilsin anlamak için uğraşmıyorsun."

Cevap vermediğimde devam etti.

"Özgürlük gibi kokan biri böyle tutsak olmamalı Haneul, zincirlerinden kurtulabilecek kadar güçlüsün sen. Bunu söylemek istedim."
Sözleri aklıma bir soru düşürdüğünde gözlerim gözlerindeyken aklımdaki soruyu sordum.

"En çok arzuladığımız şeyler bizim sınavlarımız oluyor Bay Jeon değil mi?"

Gözlerini yumup bana cevap verdiğinde elinin üzerindeki elimle çenemdeki baskısına son verdim. Belimdeki eli gevşediğinde kucağından kalktım.

Dudaklarımı ıslatıp çantamın yanına gittim. Çantamı sırtıma geçirdiğim sürede Bay Jeon da ayağa kalkmıştı.

"Sana hata yaptığında söyleyen biri oldu mu? Yanlışını durdurmak isteyen her hangi biri?"

Gülümsedim. Olmuştu elbette. Başta teyzem geliyordu. Sonra Jimin ve hemen arkasından Bay Jeon. Bu kadardı.

"Oldu."

"Peki yanlışından dönebildin mi?" diye sordu meraklı sesiyle.

"Döndüm efendim."

"O insanlara tutunmanı istiyorum. Onlara sıkıca tutun."

Ona onlardan biri olduğunu söylemek istemiyordum. Bilsin istemiyordum. Zaten yeterince aşıyordum sınırlarımı.
Omuzumdaki çantanın kollarını düzelttikten sonra gözlerimi beni dikkatle izleyen ona çevirdim.

Bir insan nasıl bu kadar güzel olabilir?

"Bunlardan biri Yoongi'yse bile mi?"

Kaşlarını kaldırıp bir süre bekledi. Sonra başını sallayıp beni onayladı.

Jeon JungkookWhere stories live. Discover now