Gönül Hırsızı AŞK-I CEHENNEM...

Bölüm 39

Zeynep Mert' in kapıya doğru yöneldiğini görünce arkasından usulca sarıldı genç adama,

''Her şey çok güzel olacak, merak etme az kaldı, artık sonsuza kadar beraber olacağız hiç ayrılmamacasına. her zaman sol yanım sen olacaksın, canıma can katan sen. Ama sen sanki bana inanmıyor gibisin, ne oldu bir sorun mu var'' dedi .

'' Hayır, tabii ki bir sorun yok, ben sana her zaman inandım, şu an dedem ve anneannemden sonra , senden başka önemli bir şey hayatımda  ,hayatımın sonuna kadar seninle olmak, eğer bir son varsa, hayatımı senin yanında son bulmasını isterim Mert . ''

  Ama bunları duyduğunda gözlerini olabildiğince kaçırmaya çalıştı ve kedini hafif toparlamaya çalışıp, duygulanmamaya çalışarak. Böyle bir günde , böyle bir zamanda anne ve babasının da yanında olmasını çok istedi Mert, özellikle bir aile kurmaya hazırlandığı böyle önemli bir günde. Zeynep i tanımalarını çok ama çok isterdi Zeynep' in elinden tutup karşılarına işte benim cehennemim beni yakan yeniden doğmamı sağlayan kadınım bu deyip karşılarına çıkmayı o kadar çok isterdi ki. Ama şimdi tek diyebildiği kocaman bir KEŞKE... oldu.

Bu arada Zeynep' in başı hala Mert' in omuzlarındaydı, annesinin kokusundan sonra bu en sevdiği kokuydu ve huzur bulduğu bu kokudan bu adamdan artık hiç ayrılmak istemiyordu. Ama olacaklara dair endişesi de hiç azalmıyordu her an bir aksilik olacak endişesi içini kemirmeye devam ediyordu.

2 saat sonra Mert, gideli iki saati geçmişti , bu geceye dair en büyük endişesi hayatta kalan yegane yakınları olan büyük annesi ve dedesinin üzülmesiydi, işte buna dayanamazdı,  Olur da Hakan gelip bir patavatsızlık yaparsa diye ödü kopuyordu. Semihten ve eşi Duygudan yana bir endişesi yoktu, onlarda sonuçta bu yollardan geçmişler ve nerde ne yapacaklarını bilirlerdi.

Ama işte en büyük korku ya Zahide hanım işi yokuşa sürmek isterse ya Hakan , aman Allahım Hakan bu akşam görmek isteyeceği en son kişiydi, ne kadar Mert' in ikizi olsa da karakterleri çok zıttı. Hakan daha mesafeli mantık adamıydı, ok bende mantığa önem veririm, hem de çok ama bu bile benim için çok fazla, ayrıca asla ona karşı Mert'e hissettiği duyguları hissedemedim, onunla olduğum zamanlarda Mertle yaşadığı o ilk etkileşimi o ilk çarpılmayı onunla hiç yaşayamadım, içten içe olur mu, olacak mı diye çok bekledim ama hiç olmadı, taa ki Mert ile tekrar karşılaşana kadar. Ama Mert her şeyi ile bambaşkaydı varlığı başımı döndürüyor , onunla geçen her dakikam başka güzel, onsuz olamam artık galiba.

Ve.. akşam oldu aileler bir araya geldi, neyse ki istediğim gibi Hakan gelmemişti, her şey çok iyiydi, iki taraf da sanki birbirlerini çok uzun zamandır tanıyor gibiydiler, bunda Zahide hanımın da emeği çok benimkilerle o kadar candan ilgilendi ki, ben bile çok mutlu oldum, ama Mert çok komikti, diken üstünde gibiydi, özellikle ona kahveyi uzattığım anda ellerinin titremesi beni çok güldürdü. En keyif aldığım anlardan biri de Mert' in kahvesini içtiği o andı, kahvesine 1 yemek kaşığı tuz, bir yemek kaşığı şeker ve bir yemek kaşığı acı toz biber ekledim, Bundan sonraki hayatımızdaki acı tatlı ve yokluk dolu geçebileceğini hatırlatmak ve ona her koşulda ne sevgim ne bağlılığım azalacaktı bunu ona bir kez daha hatırlatmak için ekledim baharatları kahvesine. Hem zaten adette değil miydi , damat kahvesi böyle yapılırdı.

Akşamın ilerleyen saatlerinde konu istemeye gelince inanılmaz heyecan yapmıştım. Zahide hanım konuyu '' efendim lafı dolaştırmaya gerek görmüyorum, bu iki aile birbirini ben adetlerimizi ve geleneklerimizi seven bir kadınım, gelelim sebebi ziyaretimize '' dediği anda, elim ayağım birden boşandı, dizlerim tutmaz oldu resmen, ama sadece bendim galiba bu kadar heyecan yapan, Mert heyecanını yenmiş gayet sakin görünüyordu, tabii söz sırası onlara gelince sakin olması normal, ama bilmediği onlardan kız almanın ne kadar zor olabileceğiydi.

Zeynep'in dedesi Mehmet bey, '' efendim sizler zahmet edip buralara kadar gelmişsiniz, tabii ki hoş geldiniz sefalar getirdiniz, ama Zeynep torunum bizim gözbebeğimizdir, evlatlarımızın kaybından geriye bize kalan yegane biricik hatıradır , bizim gözbebeğimizdir, onun mutluluğu, iyi bir hayatının olması bizim yegane dileğimizdir, biz ona elimizden geldiği kadar sevgimizi ilgimizi verdik ama sanırım bir şey eksikmiş ki , o da bunu Mert de bulmuş, sizin olduğu gibi biz de gençlerin bir yastıkta mutlu , huzurlu ve neşe sıhhat dolu bir birliktelik yaşasınlar isteriz , amma velakin  önce Mert oğlumuza sormam lazım gereken bazı hususlar var müsaade ederseniz.''

Zahide hanım, Mert'in vereceği cevaplardan endişe duyarak , tedirgin bir şekilde Mert' in gözlerinde onay almak ister gibi gözleriyle gülümseyerek baktı.

'' Tabii ki sizin de bizi yakinen tanımanız gerek, sanırım Mert 'in de buna bir itirazı olmaz, buyurun lütfen, biz açık bir aileyiz Mert de artık bir oğlunuz sayılır istediğinizi sorabilirsiniz , değil mi Mert, sanırım senin için de bir sorun olmaz.'' 

'' Tabii ki efendim, lütfen rahat olun , bana istediğinizi sorabilirsiniz, ama öncelikle şunu belirtmek isterim, söz bana gelmişken söylemek istiyorum, ben Zeynep' e onu gördüğüm o ilk anda aşık oldum ve o andan itibaren düşünebildiğim tek şey onun eşim olması, hayatımın sonuna kadar yanında olmak isteyeceğim tek kadın diye düşündüm, O hayatıma girdikten sonra her şeyin anlamı değişti, yaşamanın bile, onu mutlu edebilmek onunla bir yaşam sürmek hayatımın tek amacı olacak, lütfen bana inanın onu her şeyden çok seviyorum.''

Mehmet bey '' Maşallah oğlum ağzın iyi laf yapıyor, ama ben lafa bakmam , sen konuşurken Zeynep'in gözlerine baktım ben o sana o kadar inanıyor ki , yani bende sana inanmak istiyorum, Kızımızın yegane hatırası biricik torunumu sana vermem için öncelikle şu bir kaç soruma cevap vermen lazım. ''

Buyrun efendim, sorularınıza bütün kalbimle yanıtlayacağımdan emin olabilirsiniz.''

Peki oğlum eğitimin nedir? ''

'' Yurt dışında Harvord  Ünversitesinde Uluslar arası ilişkiler ve değerli madenler üzerine iki doktora yaptım, ''

İki üniversite mi okudun ?

Evet uluslar arası ilişkiler hep okumak istediğim bir bölümdü, diğerini de ek dersler alarak yarı zamanlı dışarıdan okudum Amerika da bulunduğum 6 yıl içinde hem okudum hem çalıştım efendim.''

Azmini takdir ediyorum Mert, peki şuan burada ne iş yapıyorsun ?''

'' Efendim aile şirketimiz var biz 4 kardeş hep bir arada çalışıyoruz, tek gayemiz , işimizi rahmetli babamın bize bıraktığı emaneti en iyi yerlere getirebilmek.''

Pek aile üyeleri yani kardeşlerinle mi yaşıyorsun yoksa ayrı mı ? Bunu soruyorum Zeynep'i bundan sonra ne bekliyor öğrenmek istiyorum.''

''Biz birbirimize çok bağlı bir aileyiz, ağabeyim Semih evlendiğinde bile biz kopmadık, hala iç içeyiz, onların da evi ayrıdır ama akşam yemekleri  beraber yenir bir arada  , benim de ayrı bir evim var , ama bu ev ailemden ayrı bir hayat için değil . Umarım sorularınızı cevaplayabilmişimdir. 

 '' Evet elbette yanıtladın , lakin kafama takılan küçük bir  sorum daha var, dediğim gibi Zeynep bizim her şeyimiz. Ben pek magazin takip etmem ama evime geleceğinizi öğrenince kulağıma gelen bazı söylentiler var seninle alakalı, daha çok  bununla ilgili sormak istediğim, senin çok fazla sevgili değiştirdiğin ve bir kadına bağlı kalmadığına dair söylentiler var, açıkçası pek de hoş olmayan bir ünün var oğlum, ama ben lafa söze değil senin cevabını öncelik tanırım, sonuçta Zeynep kızım çok akıllı mantıklı düşünüp karar verebilecek yaşta ,  seni bizim karşımıza çıkarıyorsa mutlaka bir bildiği vardır, yada sana güveniyordur, ama ben yine de senin ağzından bir şeyler duymak isterim. ''

 Zahide hanım bile böyle bir soru beklemiyordu, ama söz konusu Mert olunca, evet böyle bir soru ile karşılaşma ihtimali yüksekti, Hakan olsaydı asla böyle bir konu açılmazdı bile, çünkü şimdiye kadar medya da internette Hakan ile ilgili en ufak bir çapkınlık veya gece gezmesi ile ilgili bir haber çıkmamıştı, yada yapıldıysa da bu Mert olarak yansıdı, çünkü onlar ikizlerdi, bir birlerine tıpatıp benzerlerdi, sadece aileye çok yakın olanalar anlardı, Çalışanların bile çoğu zaman zaman karıştırıştır onları.