BÖLÜM 37

1K 38 0
                                    


'' Sahiden ben daha bakamadım Mert , ama senin zevkini merak etmeye başladım, hemen bakacağım. ''
Zeynep, Mertin aldığı elbiseyi giyip giymemekte tereddütleri vardı. '' Sanki hiç giyecek bir şeyim yok gibi nereden çıktı bu elbise ?'' diye hayıflandı kendince .

Zeynep alışkın olmadığı bu durum karşısında biraz afallamıştı, ne diyeceğini bilemiyordu. Önce kendi dolabından bir elbise seçmek istedi. Neredeyse on üç tane kıyafet giyip çıkarttı. Artık iyiden iyiye yorulmaya başlamış , üstelik akşam için ne giyeceği konusunda herhangi bir seçim de yapamamıştı ,kararsızlığı yüzünden başı ağrımaya başlamıştı.

Tam ne aradığını bilmez bir şekilde yatağının üzerine oturmuş şaşkın bir halde düşünürken, kapının vurulma sesi ile irkildi. Gelenin anneannesi olduğunu düşündüğünden , '' gelebilirsin '' dedi. Kapı açılır açılmaz büyük bir buket kırmızı gül odaya giriş yaptı, güllerin kalabalığından gelenin kim olduğu anlaşılmıyordu ama , birinden çiçek almayalı baya olmuştu, Aslına Mert ile o bir aydan sonraki Kıbrıs'a gitmeden önceki gece buluştuklarında masada ve her yerde beyaz orkideler vardı. Ama o buluştuğu kişinin Hakan olduğunu düşünürken, Hakan ile bir gelecek planlarken, hiç ummadığı bir ikizi olduğunu nereden bilebilirdi ki ?

Yine o günkü gibi benzer bir şaşkınlığının yerini heyecan almıştı, gelenin kim olduğunu görmek için ellerine çiçekleri aldığında kalbi kuş gibi kanatlanmak üzereydi.

Ani bir heyecanla çiçekleri kucağına doğru çekerken, ardındaki kişinin Mert, olduğunu anlayınca , küçük bir şok yaşadı. Aslında sonuç hem tahmin ettiği , hem de istediğiydi, daha farklı birinden böyle bir sürprizi beklemiyordu zaten.

'' Neden geleceğini söylemedin ? Ayrıca çiçekler çok güzel , harika görünüyorlar, çok teşekkür ederim, erken değil mi çiçekler için, biz sizi akşama bekliyorduk çiçeklerle ve çikolatayı da unutmayalım.'' dedi çiçekleri kucağına doğru alırken Zeynep gülerek. Bu durumun hoşuna gittiğini açıkça gösteriyordu.

Gülerken yanakları da hem heyecandan, hem de yaşadığı duygudan yanakları kızarmıştı, çünkü üzerinde minicik şort ve en sevdiği pembe ayıcık desenli askılı bluzu vardı. Çok uygunsuz yakalandığını hissetti.

Mert, ise bu durumdan hiç rahatsız değildi, zaten rahat mizaçlı biri olduğu için Zeynep'in bu doğalığı daha bir hoşuna gitmişti. Zeynep çiçekleri şifonyerin üzerine bırakırken, Mert kendini yatağın üzerine atmıştı bile.

'' Senin ne işin var burada, hem bizimkiler nasıl izin verdiler yukarı odama kadar çıkmana aklım almıyor.''

''Beni hafife alıyorsun sevgili karıcım, ben senin resmi kocanım aşkım, senin olduğun her yere giriş iznim var, '' dedi sırıtarak.

''Tamam haklısın evliyiz sonuçta biz ama , biliyorsun bizimkilerin haberi yok duysalar inan çok üzülürler, onların üzülmesini hiç istemiyorum.''

''Zaten bu yüzden , bu akşam seni istemeye geliyoruz ya aşkım. Merak etme bende en az senin kadar onların üzülmesini istemem, ayrıca bende çok sevdim onları, dedenin tespih koleksiyonu varmış , ona özel bir hediye getirdim, anneannene de küçük bir hediye , bunları söylemek hiç hoşuma gitmiyor, ama inan onlarda benim için çok kıymetliler, hayatımın aşkını buldum, seninle aşkın cehenneminde yanmaya hazırım, seninle her şeye varım, yanımda olacağın zamanları iple çekiyorum. Düşünsene güne birlikte başlamak, hayatı paylaşmak ve küçük küçük bir sürü Zeynep ortalarda koşuşturan. Hayali bile beni deli ediyor. ''

''Küçük küçük bir sürü Zeynep mi? kesinlikle kafayı yemişsin, birincisi ben hemen çocuk istemiyorum, hele bir sürü kesinlikle olmaz, Zeynep veya Mert bunu biz kararlaştıramayız, bu kısmet işi .''

''Hayır tatlım kesinlikle kısmet değil sperm işi ''dedi sırıtarak. '' Doğru zamanlama ile bunu yapabiliyoruz biliyorsun teknoloji gelişti.''

''Evet, senin bu teknoloji o kadar geliştiyse sana istediğin kadar küçük ,küçük Zeynepler verebilir , beni bu işe karıştırma lütfen. siz aranızda halledin. '' dedi Zeynep de aynı şekilde ona sırıtarak karşı verirken.''

''Tamam, tamam pes bırak şimdi teknolojiyi gel yanıma, hadi çok özledim seni. ''

''Hayır olmaz, görmüyor musun, akşama şurada ne kaldı ve ben hala hazır değilim, ne giyeceğime bir türlü karar veremedim hala.''

'Gönderdiğim hediyeni beğenmedin mi yoksa? ''

''Ah sahi, ben ona daha bakamadım bile zaten hemen arkasından sen geldin, ne ara bakacaktım ki !''

''Doğru söyle beğenmedin mi yoksa? Bunu bana açıkça söyleyebilirsin, genelde zevkime güvenirim ama, konu sen olunca aklım başımdan gidiyor.''

''Hayır, alınganlık yapma gerçekten bakamadım, kutu şurada hemen açıyorum, ''

Zeynep kutuyu açınca neye uğradığını şaşırmıştı kutudaki elbise gök mavisi beli ve omuzları dantel işlemeli çok şık bir elbiseydi.''

''Sana inanamıyorum, bu çok ama çok... yani güzel bir elbise , sana nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. '' dedi iyice utanarak, bu hayatında aldığı çok ender hediyelerdendi, bir genç kıza kim böyle hediyeler alabilirdi ki, ama artık o enim kocamdı, yabancım sayılmaz, pekala kabul edilebilir durumdu bu.

'' Haydi bir dene de üzerinde görelim bakalım bedeni tahmin ettiğim gibi mi ?Ama önce istersen sevgili kocana bir teşekkür öpücüğü de verebilirsin.''

'' Evet, denemek için sabırsızlanıyorum, ama sen varken olmaz senin gitmen gerekmiyor mu ?Akşam Zahide annelerle burada buluşmayacaksın değil mi , hayır olmaz bu uygun olmaz, onlarla beraber gelmen gerekiyor, hadi şimdi git lütfen, ancak hazırlanırım, ayrıca daha saçımı yaptıracağım.'

''Saç demişken, bende seni kuaföre götürmek için geldiğimi söylemiştim seninkilere. Ama öpücüğümü almadan şuaradan şuraya gitmem. Beni öyle kolay çıkartamazsın bu odadan.''

'' Hadi ama Mert, çocuk gibi davranmayı bırak, fazla zamanımız kalmadı.''

'' Sen benim ne kadar inatçı ve kararlı biri olduğumu sanırım hala öğrenememişsin, ben istediğimi alırım, hem de her zaman'' derken, Zeynep' e doğru hamle yapıp onu kendine ve yatağa çekmeyi başardı sonunda.

Zeynep, ne kadar itiraz etse de yıllardır aradığı huzuru, aşkı bulduğu kollara kavuşmanın huzuru kısa bir sürede kapladı bütün benliğini, o kadar hazırdı ki içten içe Mert'e kendini kaptırmaya, kendini aşkın ve huzuru bulduğu bu adamın kollarına bırakmaya.

Mert, usulca öptü boynundan Zeynep'in kokusunu içine derin derin çekerek, huzur ve aşk kokuyordu aynı şekilde Zeynep onun için, bir süre konuşmadılar, iki arzu dolu beden bir arada olmanın hazzını yaşamanın verdiği mutlulukla bir süre o anın tadını çıkarttılar.

Gönül Hırsızı  AŞK-I CEHENNEM...Where stories live. Discover now