Bölüm 36

2.2K 76 14
                                    

  Zeynep duyduğu bu sözlerden dolayı hiç bir rahatlama hissetmemişti, Mert'e belli etmese de aksine duyduğu endişe daha artıyordu.

'' Bu cehennem dediğin şey olduğunda fikirlerin ve duyguların çatışmıyor mu? Bu şey olduğunda kontrolünü kaybetmiyor musun?''

''Tabii ki , bunun etkisi altına girdiğinde yapman ve olması gereken şeyleri yapmaya başlıyorsun. Kontrol dediğin şey sen değilsin, sana birileri tarafından zorla kabul ettirilen bir şey, insan neden kendini kontrol etmesi gerekir ki? Aslında zaten hiç kimse davranışları üzerinde tam olarak kontrol gücüne sahip değildir.Kontrol dediğin şey bence bir hayal ürünüdür.''

''Bu cehennem dediğin şey senin için nasıl bir fantezi ise kontrol de benim için öyle.''

''Bence aslında sen de bana hak veriyorsun ama seni etkileyen anneannen onu seni yetiştirme tarzından dolayı bunu kabul edemiyorsun.''

''Bunu çok hafife alıyorsun, o zaman ben de cehenneme inanıyorsun çünkü büyük annen öyle istiyor diyebilirim. Senin böyle bir hayali bir şeye bu kadar inanman asıl beni inan çok şaşırtıyor. Bu inanç seni öyle bir etkilemiş ki sadece 5 dk görüp tanıdığın biriyle evlenmene bile sebep olabiliyor.''

Mert'in yüzünde ne kadar gerildiği açıkça belli oluyordu. '' Benim annem ve babam evlilik bağının birleştirdiği en kötü çiftti.Zahide annem ve dedem ise evlilik bağının birleştirdiği en harika çiftti. Evlilikleri neredeyse 60 yıldır ilk günkü gibi mutlu bir şekilde devam ediyor. Babamda senin yaptığın gibi cehennem duygusuna inanmadı, böyle bir şeyin olduğunu kabullenmeyi hiç istemedi. Ondan mı değil mi bilmem ama, annemle evlilikleri boyunca neredeyse tek bir mutlu günleri olmadı.''

''Şaka yapıyorsun, beni inandırmak için bunları anlatıyorsun değil mi? ''

Hayır der gibi kafasını salladı Mert, zaten ailesi ile ilgili konularda asla şaka yapmazdı.

'' Babam cehennem duygusuna inanıp böyle bir evlilik yapmadı, aileyi ve iş ilişkilerini düşünerek planlı yapılmış bir evlilikti. Ama bu evlilik işleri tamamen kötü yönden etkiledi,bak sana bunları anlatıyorum, çünkü beni ailemi ve inancımı sorgulama kontrol etmeye de çalışma . sen buna batıl bir inanç ya da fantezi gibi görebilirsin ama inan sevgilim bunlar gerçek. ''

''Mert, kusuruma bakma .''

Mert, bakınca Zeynep' deki kararsızlığı görebiliyordu. Onunla evlenmesini sadece bir inanç yüzünden olduğunu düşünebilirdi.

'' Beni iyi dinle Zeyno, eğer bu şekilde davranmasaydım, yani seni alıp Kıbrıs'a götürmeseydim ve seninle evlenmeseydik, Hakan öyle veya böyle seni kendisiyle evlenmeye ikna edecekti. Senin kadar onun da mantığı kuvvetlidir, kafası iyi çalışır. Benimle evlenmeseydin, kardeşimle evlenecektin, bunun sonucunda da sadece sen , ben değil Hakan da mutsuz olacaktı. Benim bu yaptığıma Hakan'ın da kızdığını bana ne kadar öfkeli olduğunu biliyorum. Ama inan bana yakında o da benim ne kadar haklı olduğumu görecek.''

Zeynep, şaşkın bakışlarla Mert'e dönüp, '' buna gerçekten inanıyor musun?'' dedi.

'' Evet, inanıyorum, ve sende sevgilim çok uzun zaman geçmeden buna sen de inanacaksın. Ve bütün bu konularda seni ikna etmeye çalışmayacağım, sen nasıl olsa bunları kendi gözlerinle göreceksin.''

Aradan bir saat geçmeden Mert, Zeynep'i evine bırakmak için arabaya bindiler, sessiz gidilen yolculuklar onlar için çok olağandı, Zeynep'in evinin önüne geldiklerinde öylece oturdular arabanın içinde bir süre. Her ne kadar ayrılmak istemeseler de düğün zamanı yaklaşıyordu, iki genç de düğün hazırlıklarından çok birlikte yeni bir hayata başlamanın heyecanını paylaşıyorlardı.

En mutlu günleri yaklaşırken, düğün heyecanı herkesi sarmışken, anne ve babasının yanında olmayışı içini burkmuştu . Bunu da Zeynep'e fazla belli etmemeye çalıştı , nihayetinde oda onunla aynı durumdaydı.Keşke diye geçirdi içinden onlarda yanımızda olsalardı.

Ama içleri ne kadar buruk olsa da heyecan had safhadaydı.

" Bu arada abim Semih ve Duygu bizi yemeğe evlerine davet ettiler gitmezsek çok ayıp olur, yarın aksam iş çıkışı gideriz değil mi?"

Zeynep çok ani olan bu davet karşısında oldukça şaşırdı ama Mert'in asıl yüzünü aile içinde göreceğinden bunu onu ve ailesini daha iyi tanışmak için büyük bir fırsat olarak gördü.

Uzun zaman önce bu teklif üstün körü yapılmış resmiyete dökülmemişti.

" Tabii ki böyle bir daveti ret edemeyiz. Seninle memnuniyetle gelirim " dedi, inerken Mert bir şey unutmadın mı deyip, Zeynep'in ellerini yakalarken, bir anda kendine doğru çekip öptü genç kızı dudaklarından,

''Akşam hazır olduğunda haber ver gelip seni alırım, bir ihtiyacın olursa çekinme ara, ve bugün hafta sonu sakın işlere bulaşma '', dedi gülerek, Zeynep'in nasıl da iş kolik olduğunu çok iyi biliyordu.

Akşam ki yemek daveti çok ani olmuştu, gitmek pek içinden gelmiyordu, ama Duygu' yu çok sevmişti, bir saat kadar önce konuştuklarında zaten gideceği davete o kadar ısrar etmişti ki, zaten söylediğine göre davet onun ve Mert'in birliktelikleri şerefineydi, bu durumda gitmemek büyük kabalık olurdu.

Tam gardırobunun önünde durup ne giyeceğine karar vermeye çalışırken Mert'in aradığını gördü, içi birden pır pır etmeye başladı.

''Efendim, Mert, hayır tabii ki gelmekten vazgeçmedim, ayrıca Duygu da aradı, onu kıramam geleceğim ama henüz ne giyeceğime karar veremedim, sizin aile ortamına da çok alışkın değilim, sen karar verebildin mi ? sana uyumlu giyinmek isterim,'' derken kapının sesi duyuldu, '' efendim anneanne telefondayım Mertle konuşuyorum, ''

''sana bir paket var kızım''

ne paketi, ben bir şey spariş vermedim,''

''sanırım Mert oğlum göndermiş kızım''

''Ne Mert mi? Hayır bu olamaz''

''Mert, sen , sen mi gönderdin, ama bir şey söylememiştin, ''

Mert, '' seni ne giyeceğim stresinden kurtarmak istedim, yeni bir şey giyersen kendini daha rahat daha öz güvenli hissedersin diye düşündüm, sevgili eşim.''

'' Sence de biz bu karı koca işini becerebilecek miyiz, ''

''Bak, şimdi bu da ne demek, beni oraya gelmek zorunda bırakma, tabii gelecek ama şu anda boxer var sadece üzerimde, bu halimde oraya gelirsem anneannenin hoş karşılayacağını sanmam.''

''Tamam, canım, sen şimdilik orada kal, anneannemin seni görüp kalp krizi geçirmesini hiç istemem, Bu arada biz abinlerde yemekteyken Zahide annen ve deden anneannem ve dedemi dışarıda yemeğe davet etmişler, bizimkiler çok alışkın değiller dışarıda yemek olayına, sanırım bu onlar için de bir değişiklik olur.''

''Ciddi misin, bak bundan haberim yoktu, ama çok iyi olur hepsi için, daha iyi kaynaşırlar.''

''Bence de Mert, kocacım '' dedi gülümseyerek,''sanırım buna alışmak için biraz zamana ihtiyacım olacak. ''

'' Asla seni hiç bir şey için zorlamam, bunu biliyorsun sevgilim. ''

''teşekkür ederim, her şey için, akşama görüşürüz.''

''Tabii ki mutlaka görüşeceğiz.Umarım hediyeni beğenmişsindir, bedenini sormadım ama tahinimce bedeni tam sana göre , akşam üzerinde görmek için sabırsızlanıyorum.''

'' Sahiden ben daha bakamadım, ama senin zevkini merak etmeye başladım, hemen bakacağım. ''

Gönül Hırsızı  AŞK-I CEHENNEM...Where stories live. Discover now