Bölüm 34

2.7K 216 5
                                    

Mert, ellerini Zeynepin çenesine doğru götürüp, çenesini yukarı kaldırdı , tutku dolu bir öpücük verdi hayatının kadınına, Zeynep de bütün tutkusuyla ve içindeki arzuyla karşılık verdi kocasına.

Zeynep, yaşadığı tutku dolu bir kaç dakikadan sonra Mert'i iterek uzaklaştırdı kendisinden '' Hayır, dur tamam , bence bu kadarı yeter madem , evleniyoruz o zaman geri kalanı için düğün gecemizi bekleyeceksin.'' dedi gülerek, sonra  işaret ve orta parmaklarını birleştirip önce kendi dudağına sonra Mert'in dudaklarına götürdü.

Mert'' ah, şu düğün için sabırsızlanmaya başladım'' derken Zeynepin parmaklarını usulca ve öptü yanağına götürdü.

Zeynep '' Zahide anne benim anneannemden çok farklı bir kadın'' dedi .

'' Biliyor musun evlendiğimiz o geceden beri ailenle ilgili söylediğin tek şey bu oldu. Merak ettim şimdi aralarındaki fark ne ?''

Mert'in odasına girdiklerinde Zeynep odaya göz gezdirmeye başladı.

Mert, '' Zannedersem , senin anneannen sana, bir şeye inanmanın görmekle mümkün olacağını somut olan her şeyin gerçek olduğunu öğretmiştir değil mi? '' dedikten sonra gülerek Zeynepi öptü ve gerçekçilik dediğiniz şey artık bir şeyse , anneannenin senin üzerinde etkisi baya büyük demek ki.''

Zeynepin dudaklarında  kısa süreli de olsa bir tebessüm oldu. '' Belki biliyorsun, belki bilmiyorsun ama beni o büyüttü.'' Sonra bir an durup daldıktan sonra, '' Kusura bakma ben bu konuyu daha önce sadece Hakanla konuşmuştum'' dedi yutkunarak, aralarında konuşurken Hakanın adının geçmesi en az Mert kadar onu da rahatsız ediyordu.

Ama Allahtan bu kez Hakanın adının geçmesi Merti o kadar rahatsız etmemiş gibiydi. ''Söyle bakalım, '' derken Mert bir eliyle de kravatını çözmeye çalışıyordu. Zeynep oturduğu yerden kalkıp Mertin kravatını çözmesine yardım edince Mert kravatını bir rahatlama hissederken, Zeynep'in elinden alıp odasındaki yatağın üzerine doğru attı ve iki eliyle Zeynepi belinden tutup kendisine doğru iyice yanaştırdı.

Daha sonra Zeynep'in dudağına öpücük kondururken ritüeli bozmadı, bir önceki gibi önce üst dudağını daha sonra alt dudağını öptü,  
 emdi,  dişledi bunu yaparken de elleri Zeynep'in arkasında, eteğinin fermuarını açmak için uğraş veriyordu. Zeynep ne kadar kocasıda olsa düğüne kadar kendini tutmakta karalıydı, o gecenin ikisi için de çok özel olmasını istediği için  aralarındaki mesafeyi korumak için biraz sabır ve çaba göstermesi gerekiyordu.

Mert'in ellerini tutup geri çekerek eteğini çıkarmasını önledi,  ''hayır bugün akıllı duracağız, bugün sadece seninle konuşmak istiyorum '' dedi , sonra devam etti.

Bu kısa aşk dolu öpüşmeden sonra Zeynep, arkasını dönüp Mert'e yatağın kenarına oturdu. Mert hala sorusuna cevap bekliyordu. '' Hadi Zeynep o kadar zor bir şey sormadın ki.''

'' Bu eski ve biraz da acıklı bir hikaye, eskiden bildiğim kadarıyla dedem çapkın bir adammış .''

Mert yatağın üzerindeki kravatı eline alıp Zeynep'in  boynuna geçirdi ve onu kendine doğru çekti. Gözleri bir anda büyük bir arzu ile parlamaya başladı.

'' Senin yanında böyle kelimeleri kullanmasam iyi olacak galiba, sana bir şeyleri hatırlatması4nı istemem. Zaten onun senin gibi bir çapkın olduğunu da hiç zannetmiyorum.''

'' Peki, o nasıl bir çapkınmış o zaman?''

Zeynep'in gülen yüzü bir anda durgunlaşmıştı. '' Gökteki bulutları vaat edip, ondan sonra en ufak bir sözünü bile yerine getiremeyen biri.'' daha sonra boynundaki kravata bakarak'' izin verir misin '' diye sordu.

Gönül Hırsızı  AŞK-I CEHENNEM...Where stories live. Discover now