Bölüm : 2

14.5K 597 69
                                    

Mert, gözlerini karşısında duran bu genç kızın gözlerinden ayırmakta zorluk çekse de, dayanamayıp yine de, aşağı doğru kaydırdı gözlerini. Genç kızın üzerinde, kendisini ciddi bir hava veren siyah bir ceket ve diz üstü kalem etek vardı.Fakat Mert onu gördüğü ilk andan beri çok emindi ki hiçbir kıyafet hiçbir giysi bu vücudun içindeki ateşi ve verebileceği zevki saklayamazdı.

Kızın çok da dolgun olmayan, ama avucuna sığacağından emin olduğu diri göğüsleri üzerinde ki siyah ceketi biraz daha yukarı kaldırmıştı.

Fakat, Mert o arada ağzından kaçırdığı

-" ooff..." cümlesiyle karşısında ki kızın kendisine merakla bakmasına sebep oldu.

Kızın kömür karası, simsiyah saçlarıyla o kadar ters düşüyordu ki mavi gözleri. Baktığında insanı delip gecen cinstendi. Mert sersemlemiş bir halde hareketsiz dururken genç kız o arada elini uzatmıştı.

" Merhaba sizinle tanışmak benim için buyuk bir şeref adım Zeynep Yalçın...

Mert, nasıl olur da bu ismi hatırlamadığına bir türlü inanamıyordu.
Belki de tüm bunların sebebi kızı gördüğü anda beyin hücrelerinin yavaş yavaş ölmeye başladığını düşündü ?

Bu kız akıl mı bırakır insanda ?

''Sizinle tanışmak benim için de büyük bir zevk Zeynep hanım. "

Uzanan ellerin tokalaşırken birleşmesiyle o anda yaşanan elektrik akımını Mert daha önce hiç bu şekilde yaşamamıştı. Zeynep in yüz mimiklerinden ve birden elini çekmeye çalışmasından onunda aynı akımı hissettiği belli oluyordu. Acı veren bir duygu değil daha çok uyarıcı bir etkisi vardı.

" Ne oluyor böyle?" diye sordu kız hafiften çekingen bir tavırla.

- Emin değilim, bilemiyorum ,

Ama belki de biliyordu. Zeynep denen bu genç kıza karşı hissettiği bu ani duygular kafasını allak bullak etmişti. Ağabeyi Semih 'in de dediği gibi Zeynep ailesinin ve kendisinin cehennemi olabilirdi.Böyle bir durumda ise bir Akdemir erkeği ömrünü adayacağı kızı bulmuş demekti.

Mert, kadınlara ilgisi olan yakışıklı, uzun boylu bakımlı bir erkekti. Konu kadınlar olunca onlarla ilgili her şeye bayılırdı. Kadın kokusuna, çekiciliğine vücut kıvrımlarına , beraber olduğunda vücutlarının iniş çıkışlarına, ve çıkardıkları sesler ona dünyanın en güzel sesi gibi gelirdi. Mert e göre kadınlar cok özeldi , her birinin ayri güzelliklerde çiçekler olduğuydu her birinin okşanması,sevilmesi, öpülmesi ve zevk içinde kıvranarak mutlu edilmelerinin gerektiğini düşünürdü.

--Zeynep

Zeynep 'e bakınca bu genc kızın güzelliğinin dünyanın bütün çiçeklerinin bir araya geldiği ve onun kokusunun içine çekmenin koca bir hayatı nasıl güzelleştirecek olduğunu fark etti. O sırada kardeşlerini düşündü. Sert ve inatçı Semih, herşeyi en ince ayrıntılara kadar düşünen analiz ve hesaplamalarda cok başarılı olan ikiz kardeşi Hakan , ailenin sorun çözmede başarılarıyla övünen Erdal. İçlerinden hiçbiri romantik ve duygusal davranarak hareket etmezdi.

Zeynep, Hakan Akdemir le ortak bir çalışma içerisinde olmayacaktı ama aynı katta odalarının olması nedeniyle gün içerisinde sık sık biri birlerini göreceklerdi. Akdemir'e ilk geldiğinde ilk olarak onunla tanışacağı söylendi ama kendisini girişte karşılamasını hayal edemezdi.

''Beni bu şekilde kapı da karşılamanız büyük incelik Hakan bey.

Ellerinin ilk kez bir araya geldiğinde bu genç adamla yaşadıkları şoku hala avuç içlerinde hissediyordu Zeynep.

"Onun ne olduğunu bilmeyi çok isterim".

Genç adam ona o kadar sevecen sempatik bir şekilde gözlerini dikmişti ki.

"Canın mı yandı yoksa. Lütfen kusuruma bakma."

"Hayır.Sadece çok ani oldu pek beklemediğim bir şeydi. " durum giderek adamın varlığını ve çevresine yaydığı elektriği daha yoğun hissetmesine sebep olmuştu.

Geçen hafta iş için görüşmeye geldiğinde uzaktan görmüş olsa da onu çok çekici karizmatik ve hatta bir kızın ruhsal dengesi için hayli yakışıklı bulmuştu. Ama sıradan basit bir dokunmanın hiç yaşamadığı hissetmediği duygulara kapılmasına sebep olması ilginçti.

24 yıllık hayatında kariyerini riske atacak bir davranışı olmamıştı. Anneannesi Güliz Hanim onu sürekli uyarıyordu.Dedesi Ahmet ise ona yaşadığı hayat tecrübelerinden en sert örnekler vererek nasihat verirdi ki dersler çıkarması için. Zaten çok uçlarda yasayan bir kız değildi, nerede ne konuşacağını oturmasını kalkmasını bilen bir kızdı. Ama daha çok genç yaşta hayatının en acı günlerini yaşadı. Lise ye yeni başlamıştı babasını kaybettiğinde daha yeni basmıştı 15 ine. Babası böbrek hatasıydı diyalize girerdi sık sık. Ailede kimsenin böbreği uymuyordu zaten çok küçük bir ailelerdi.durumu çok geç fark edilmişti. Çok zorlu çok sancılı bir süreçti babasının hastalığı.

Babasını kaybettikten çok kısa süre sonra kaybetmişti annesini. Oda babasının son zamanlarında ki ağır durumundan çok yıpranmıştı babamın anneme düşkünlüğü herkesçe bilinirdi ayrı bir severlerdi birbirlerini, bazen kıskanırdım annemi. Babam onu daha mı çok seviyor diye. Ama şimdi anlıyordum ki onların ki daha derin aşk dan öte tutkuydu. Ve bu tutku onları ölümle bile ayıramadı, tek tesellim onların cennette de birbirlerine kavuştuğunu bilmek, ama hiç kimse ve hiç bir şey onların yokluğunu dolduramazdı. Hayatımda aldığım en iyi tavsiyeler,

1- Gök kuşağının renklerine aldanma ve peşinden koşma.

2- hayatında ciddi ilişkiler içinde ol..!

Gönül Hırsızı  AŞK-I CEHENNEM...Where stories live. Discover now